Hasan Nasrullah'ın direniş silahına vurgusu
Lübnan Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, araştırma merkezlerinin anket sonuçlarına işaretle, Lübnan vatandaşlarının büyük kısmının endişe konusunun direnişin silahlı değil, geçim şartları olduğunu belirtti.
Lübnan'da parlamento seçimleri bu ayın 15.inde, ülkenin genelinde düzenlenecek. Lübnan sınırları dışında seçimler iki gün boyunca düzenlendi. Son sıralarda seçim propagandası hız kazanmıştır. Dünya Bankası'nın bildirdiğine göre, Lübnan, son yüzyılın en büyük ekonomik krizi ile karşı karşıya kaldığı bir sırada, bazı Lübnanlı gruplar, seçim kampanyasında, ülkedeki ekonomik krizi görmezden gelerek, direniş silahı üzerine yoğunlaşıp, Hizbullah'ın silahsızlanmasını istiyorlar.
Lübnan'da ekonomik kriz, birçok vatandaşın bazı bölgelerden Trablus başta olmak üzere diğer noktalara adeta kaçmak zorunda kaldığı bir şekilde derinleşmiştir. Lübnan vatandaşlarından birçoğu, Trablus'tan botlarla kaçarken kendi canlarını kaybetmiştir. Lübnan vatandaşlarının ülkeden kaçış nedenlerinin başında kuşkusuz kötü ekonomik şartları yer almakta. Birçok Lübnanlı, gıda maddeleri başta olmak üzere temel ürünlerini bile tedarik edemiyorlar.
Washington Post kaleme aldığı bir yazıda, Lübnan yöneticilerinin Dünya Bankası'nın dünyanın en kötü ekonomik krizlerinden biri olarak nitelediği durum ile ilgilenmediğini ve Lübnanlıların hükümetin gereken hizmeti sunabileceği konusunda hayal kırıklığına uğradıklarını, Lübnan'ın en büyük ve fakir kenti Trablus'un kayda değer yüz ölçümüne ve bazı zenginler ve Başbakan başta olmak üzere tanınan siyasi isimlerin evlerinin bu kentte bulunması gerçeğine rağmen, yardım alamadığını belirtti.
Bu durum Lübnan'ın diğer bazı bölgeleri için de geçerlidir. Ancak bazı siyasi gruplar ve parlamento seçim adayları, seçim kampanyalarında, Hizbullah'ın silahı kendi gündemlerine taşımaktalar. Bu durum, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah'ın tepkisine yol açtı. Nasrullah yaptığı konuşmada, anketlerin biride, vatandaşlar için önem arz eden konunun ekonomi, geçim ve yolsuzluk olduğunun ve az sayıda vatandaşın silah direnişini gündeme getirdiğinin gösterdiğine işaretle, maalesef bazı siyasi grupların, bu meseleyi en son öncelikten çıkarıp, kendi gündemlerine aldıklarını kaydetti.
Diğer bir konu şu ki, bazıları direniş silahı üzerine odaklanırken, Lübnan gelişmeleri, direniş silahının tümüyle bu ülkenin güvenliğinin hizmetinde olduğunu ve Siyonist rejime karşı kullanıldığını gösteriyor.
Lübnan'ın güneyi, direniş silahını kullanarak, güvenlik sağladığını gösteren bariz bir örnektir. Direnişin varlığından önce, Lübnan'ın güneyi İsrail güçlerinin işgali altındaydı ve güvensizlik yaşıyordu. Ancak 2000 yılından sonra, Lübnan'ın güneyi güvenli duruma kavuştu. Siyonist rejim, Lübnan'ın bir kısmını işgal etmek suretiyle, Büyük İsrail Projesi'ni hayata geçirmeye çalışıyordu, ancak Hizbullah karşısında yenilince bu plan da suya düştü.
Nasrullah bu hususta da, direnişin silahsızlanması peşinde olanların, onun Lübnan'ün işgal altındaki tüm topraklarının işgalden kurtarılması gibi ulusal kazanımlarının tamamını gözardı ettiklerini ifade ederek, düşman İsrail rejimin o dönemde Lübnan'ın güneyinin tamamını işgal ettiği sırada, direnişin tüm gruplarıyla, Lübnan'ın işgal altındaki topraklarını ve tüm esirlerini özgürleştirmeyı, olukça onurlu bir şekilde başardığını, direnişin Büyük İsrail Projesi tabutuna son çiviyi çaktığını vurguladı.
Lübnan Hizbullah Hareketi'nin silahını, onun için ulusal prestij kazandırdığı ve Lübnanlılar arasında konumunu güçlendirdiği için bazı siyasi grupların direnişin silahını seçim kampanyalarında hedeflerine koydukları anlaşılıyor. Öte yandan Hizbullah'ın silahsızlanması düşüncesi, Siyonist rejim ile uzlaşma ekseninde hareket eden bazı ülkelerce desteklenen kişiler tarafından gündeme getirilmesi de dikkatlerden kaçmıyor./