Ermenistan'da iç gerilimlerin devam etmesi
Ermenistan halkının Nikol Paşinyan hükümetine karşı protesto gösterilerinin devam etmesiyle bu ülkedeki iç kriz artık tehlike çanlarını çaldırma eşiğine gelmiş olarak gözüküyor.
Erivan'da protestolar devam ederken, Ermenistan Başbakanı'nın istifaya veya erken parlamento seçimlerine zorlanması pek olası görünmüyor. Yaklaşık bir ay önce başlayan Erivan'daki Paşinyan hükümetine karşı yeni bir protesto döneminde, Ermeni polisi ve güvenlik güçleri yüzlerce protestocuyu tutukladı ve geçici olarak hapse attı.
Erivan hükümetinin muhalifleri, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ı Dağlık Karabağ sorununu çözememekle suçlamaya devam ediyor ve Paşinyan hükümetinin Dağlık Karabağ bölgesinin geri kalanını Bakü hükümetine devretmek niyetinde olduğunu vurguluyor.
Bunun öncesinde, Ermenistan Muhalefet Partileri Koalisyonu'ndan Ermeni Ulusal Meclisi Başkan Yardımcısı Işhan Sakatliyan, Paşinyan hükümetine karşı yaygın bir itaatsizliğin gerçekleştirilmesine karşı tedbirleri açıklamıştı.
Aslında bir aydır hükümeti protesto eden Erivan hükümetine karşı gelenler, Bakü hükümetinin taleplerini karşılamaya yönelik herhangi bir öneride bulunmadı. Nikol Paşinyan hükümetine muhalefet, Karabağ Ermenisi kökenli iki Ermeni politikacı tarafından yönetiliyor.
Robert Koçaryan ve Serj Sarkisyan, 1998'den 2018'e kadar Ermenistan Cumhurbaşkanı olarak Güney Kafkasya bölgesini yöneten iki politikacı. Koçaryanların ve Sarkisyanların yanı sıra, Nicole Paşinyan hükümetinin muhalefet cephesinde tanınmış politikacılar ve siyasi aktivistler de var.
Bu siyasi grupların ve yeni isimlerin de muhalefetin şüphelerine katılması, çok sayıda Ermeni'nin Erivan hükümetine muhalefete yönelmesine neden oldu. Örnek olarak önde gelen ve tanınmış Ermeni hukukçulardan biri olan "Tigran Atanesyan" gibi kişilerden bahsedebiliriz. Bu Ermeni siyasi aktivist ve siyasi ve hukuki işler uzmanı son zamanlarda keskin bir açıklamada bulunarak şunları vurguladı:
"Ermenistan'daki Soros Vakfı'nın durdurulması için mahkemeye başvurmaya karar verdik, çünkü bu Amerikan bağlantılı vakfın destekçileri ve propagandacıları tarafından Ermeni ordusuna karşı düzenlenen ve yürütülen propaganda ve faaliyet sonucu bazı aldatılmış insanların düşmanla işbirliği yapmaları zemini sağlanmıştır. Ermenistan şimdi başarısız bir Ermenistan'a, egemen olmayan devlete, kayıp bir Dağlık Karabağ'a sahip ve tüm bunlardan daha önemlisi binlerce gencimizi kaybettik. "
Açıktır ki, Tigran Atanesyan'ın bu açıklamaları, bu Ermeni siyasi aktivistin Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın şahsına karşı duruşu olarak değerlendirilmelidir. Çünkü Ermenistan'da Nikol Paşinyan'ın Soros Vakfı'nın izni olmadan su içemeyeceği bile söyleniyor.
Ermenistan'da halkın ve muhalefet medyasının Paşinyan hükümetine karşı tutumlarına rağmen bazı olaylar artık Ermeni halkını endişelendirmiş görünüyor. Erivan hükümetinin muhalefetine rağmen, Azerbaycan Cumhuriyeti'ne karşı özel bir plan ve on maddelik barış anlaşmasının hükümlerinin nasıl uygulanacağı hususunda hala bir yol haritası çizilmemiştir.
Paşinyan hükümetinin muhalifleri şimdiye kadar iki talepte bulunmuşlardır. Dağlık Karabağ bölgesinin Azeri tarafına devredilmesine karşı çıkmak ve Dağlık Karabağ bölgesinde Rus kuvvetleri yerine Azerbaycan askerlerinin konuşlandırılmasına karşı çıkmak, Erivan'daki halk protestoları sırasında muhalefetin iki ciddi talebidir. Bu arada Ermeni protestocular Dağlık Karabağ bölgesinin değişen demografisini de protesto ediyorlar.
Bu arada İlham Aliyev hükümeti geçtiğimiz günlerde Dağlık Karabağ bölgesinde bir dizi Azeri vatandaşını Ermeni Karabağ'a yerleştirmektedir.
Bölgede Rus barış güçlerinin varlığı ise bölgede istikrarsızlığın her an tekrar yaşanabileceğini doğrulamaktadır.