33 günlük savaşın etkileri
Siyonist rejim İsrail'in Lübnan'a karşı başlattığı 2006 savaşının başlamasından bu yana 16 yıl geçti.
Bu arada önemli olan soru, 2006'daki 33 günlük savaşının neden Batı Asya bölgesindeki gelişmelerde bir dönüm noktası olmasıdır.
Bu savaşı başlatmanın temel amacı, Lübnan'ın direnişini yok ederek ve yıkarak ve İran'ı Batı Asya bölgesinde tecrit ettirerek yeni bir Batı Asya oluşturmaktır. Lübnan Hizbullah Hareketi lideri Seyyed Hasan Nasrullah 33 Gün Savaşı'nın 16. yıldönümü münasebetiyle yaptığı konuşmada, "Amerika'nın Afganistan ve Irak'ta işgale bahane olarak kullandığı 11 Eylül olaylarından sonra ikinci adım, Filistin ve Lübnan'da direnişin kökünü kazımak ve İran'ı tecride sürüklemekti.Böylece Siyonist rejimin Ortadoğu'nun efendisi olması için planlar yapılmıştı"dedi.
2006'da savaşın başlamasından güdülen bir başka önemli amaç da Siyonist Rejimin askerlerinin güney Lübnan'dan zorla çekilmesinin neden olduğu 2000 yılı başarısızlığını telafi etmekti. Aslında; 2000 yılından bu yana İsrail ordusu, güney Lübnan'dan utanç verici kaçışının ardından kaybettiği prestijini geri kazanmanın yollarını arıyor. Bu nedenle 2006 yılında Lübnan Hizbullah'ına saldırmaya başladı. Siyonist rejim bu saldırıyla Hizbullah'ı yok etmeye ya da silahsızlandırmaya çalışıyordu. Ancak büyük bir hezimet yaşadı ve olmayan prestijini de kaybetti.
Nihayetinde savaşın sonucu Siyonist rejim ve ABD'nin beklediği gibi olmadı. Hizbullah 33 gün boyunca Siyonist rejimin saldırılarına direnmeyi başardı ve bu rejime ağır darbeler indirdi. Bu saldırılar arasında Siyonist rejimin Sa'ar fırkateynini vurmak ve gelişmiş Merkava tanklarını imha etmek vardı. 2006 savaşı sadece Lübnan'da Hizbullah'ın ortadan kaldırılmasına yol açmadığı gibi İsrail ordusunun güvenilirliğinin gerilemesine de yol açtı, aynı zamanda İsrail'in askeri gücü güvenilirliğine daha ağır bir darbe vurdu ve aynı zamanda siyasi anlamda önemli bir dönüm noktası oldu. Sonuçta Batı Asya'nın güvenlik düzenini ve dengesini değiştirdi.
Bu anlamda direniş ekseninin rolünü merkeze alan yeni bir Batı Asya'nın oluşması bir dönüm noktası meydana getirdi.
Her şeyden önce; son 16 yılda Siyonist rejim Lübnan direnişine saldırmaya cesaret edemedi ve küçük darbeleri bile Hizbullah'ın karşı tepkisiyle karşılaştı. Son 16 yılda Lübnan Hizbullah'ının caydırıcı gücü, Siyonist düşmanın onu kabul etmeye zorlayan bir aşamaya ulaştı. Yani Lübnan direnişinin silahsızlandırılması fikri ortadan kaybolduğu gibi Lübnan direnişi de modern silahlara kavuştu.
İkincisi; Yeni Ortadoğu'nun bu bölgenin tam bir "Amerika kolonisi" olacağı şekilde oluşması gerekiyordu, ancak 16 yıl sonra Amerika'nın bölgeden çekilme süreci hızlandı. Amerika'ya karşı direniş farklı ülkelere de yayılmış, Suriye ve Irak gibi ülkelerdeki ağır bedellere rağmen ve Batı Asya bölgesinde de vekalet savaşları başlatarak Amerika bu bölgedeki konumunun zayıflamasına ve bölgesel güçlerin yükselmesine tanık olmuştur. İslam Cumhuriyeti liderliğindeki direnişin konumu git gide güçlenmiştir. Batı Asya bölgesinde direniş ortadan kalkmakla kalmamış, aynı zamanda bir direniş grupları ağı da oluşmuştur.
Üçüncüsü, bugün Lübnan, Irak, Yemen gibi ülkelerdeki direniş grupları güç inşa etmenin yadsınamaz bir parçası haline geldi. Yani direniş grupları olmadan bu ülkelerde hükümet kurmak mümkün de değil. Geçmişte Amerika'nın ve Siyonist rejimin amacı bu grupları ortadan kaldırmak iken, bugün bu grupların güç inşasında ve iktidar yapısında bulunmalarını engellemeye veya en azından yapı içindeki konumlarını zayıflatmaya yöneliktir.Ancak bu hedefe de ulaşmış değiller.
Bu stratejik başarılar, 2006 yılında 33 gün süren savaşın önemli sonuçlarından biridir.