Siyonist Rejim'in terör yaklaşımını küresel sessizliğin gözleri önünde devam ettirmesi
Siyonist rejim, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının yeni turunda direniş komutanlarının şehit edilmesini gündeme aldı.
Siyonist rejim İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik yeni saldırıları geçen Cuma günü başladı. İlk adımda İslami Cihat'ın askeri kolu Kudüs Tugayları'nın kuzey bölgesi komutanı Tisir el-Ca'bari'nin şehit edilmesi gündeme geldi ve bu Filistinli komutan Siyonistlerin terör saldırısı sonucu şehit oldu. Siyonist rejimin saldırısı. Cumartesi akşamı Saraya el-Kuds güney bölgesinin komutanı Halid Mansur'un şehit edilmesi ile bu terör saldırıları devam etti. İslami Cihad'ın üst düzey komutanlarından "Ahmed Müdellel" de Siyonist rejim tarafından hedef alındı, ancak bu suikast başarısız oldu. Bu cinayet girişiminde Ahmed Müdellel'in oğlu şehit oldu.
Bu olaylar, Siyonist terör rejiminin özellikle bu savaşta terör yöntemini kullandığını göstermektedir. Bu savaşta teröre odaklanmanın çeşitli nedenleri var ama en önemli nedeni Siyonist rejimin terör operasyonlarını gerçekleştirme konusunda usta olmasıdır. Bu rejim, devlet terörünün açık bir örneğidir ve işgal altındaki topraklarda, Filistin'de, Lübnan'da, İran İslam Cumhuriyeti'nde ve diğer ülkelerde terörü en iyi şekilde kullanmaktadır. İsrail'in askeri ve istihbarat teşkilatları terör konusunda özel eğitim alıyor ve terörü operasyonel bir yöntem olarak görüyor.
Terörün kullanılmasının bir diğer nedeni de Siyonist terör rejiminin direniş komutanlarına suikast düzenleyerek direniş gruplarının bu rejim karşısında ve Batı Asya'nın güvenlik düzenindeki konumunu güçlendirme sürecini engelleyeceğini düşünmesidir. Şüphesiz Siyonist rejimin bu algısı yanlıştır çünkü bu rejim bugüne kadar direniş ekseninin büyük komutanlarını şehit etse de, ancak direniş ekseni sadece durmakla kalmamış, zamanla daha da güçlenmiştir. Direniş bugün işgalci rejimin cinayetlerine cevap verebilecek bir askeri güce ulaşmıştır. Hatta direniş komutanlarının suikaste uğraması direnişi güçlendiren bir unsur haline geldi.
Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) Sözcüsü Hazım Kasım da, işgalci rejimin direnişin liderlerini şehit düşürerek Filistin topraklarındaki direnişin çıkış yolunu durdurabileceğini düşündüğünü, ancak bunu deneyimlediğini direnişin liderlerinin şehadetiyle direnişin daha da güçlendiğini belirtti. Kasım, işgalci rejimin Filistin milletine ve kutsallıklarına karşı işlediği cinayetlere karşı cesur direnişin kutsal görevini yerine getirmeye devam ettiğini edeceğini belirtti.
Siyonist rejimin direniş komutanlarına yönelik suikastlere odaklanmasına neden olan bir diğer faktör de daha önce savaş alanında yaşadığı başarısızlıklardır. Bu başarısızlıklar, Siyonist rejimi son derece savunmasız olduğu için uzun vadeli savaşlara giremeyeceği sonucuna getirdi. Bu nedenle teröre odaklanarak savaşın süresini kısaltmaya ve daha az zarar görmeye çalışmaktadır.
Terör yönteminin kullanılmasındaki bir diğer önemli etken de Siyonist rejimin terör cinayetlerine karşı bugüne kadar hiçbir örgütün veya dünya gücünün harekete geçmemiş olmasıdır. Desteğe eşit olan sessizlik, terör suçlarının devamı için önemli bir etkendir. Batılı güçler, özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Siyonist rejimin suçlarını bu şekilde destekliyor. Arap ülkeleri Gazze'ye karşı savaşı kınamış olsalar da, Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirme yoluna gitmeleri, bu rejimin Arap ülkelerinin tutumlarıyla fiilen ilgilenmemesine neden olmuştur. Bu nedenle Siyonist terör rejimi, işlediği suçlardan dolayı cezalandırılma kaygısı da taşımamaktadır.