Lübnan'daki belirsiz siyasi durum devam ediyor
(last modified Sun, 28 Aug 2022 03:01:20 GMT )
Ağustos 28, 2022 06:01 Europe/Istanbul
  • Lübnan'daki belirsiz siyasi durum devam ediyor

Necib Mikati'nin Lübnan'ın yeni başbakanı olarak tanıtılmasından 2 ay geçmesine rağmen, bu ülke, özellikle kabinenin oluşumuyla ilgili olarak hâlâ belirsiz bir siyasi durumda.

Lübnan'daki siyasi çıkmaz son aylarla ilgili değil, bu durumun üzerinden yaklaşık 3 yıl geçti. Ekim 2019'da sokak gösterilerinin oluşmasıyla birlikte Saad Hariri, pratikte bu ülkenin özellikle ekonomik alanda yaşadığı ciddi zorluklardan sorumlu olmamak ve Lübnan’da iç çatlağın şiddetlenmesine zemin hazırlamak için Lübnan başbakanlığı görevinden istifa etti.

Bu istifanın ardından Lübnan'ın daha az mutlu günleri oldu. Hassan Diyab'ın kabinesi Saad Hariri'nin kabinesinin yerini aldı, ancak çoğunlukla Hariri'yi destekleyen muhaliflerin bu kabine için yarattığı tekrarlanan sorunlardan sonra, sonunda 4 Ağustos'ta Beyrut limanında 6.000'den fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan patlama bu kabineye son darbeyi indirdi ve Lübnan, geçici devletler dönemine girdi. Hassan Diyab'ın geçici hükûmeti, Ekim 2021'de Necib Mikati'nin yeni geçici başbakan olarak atanmasına kadar faaliyet göstermeye devam etti.

Mikati, Mayıs ayında Lübnan'da yeni parlamento seçimleri düzenlemeyi başardı ve ardından da yeni başbakan olarak seçildi, ancak birkaç ay geçmesine rağmen, henüz yeni bir hükûmet kurulmamıştır. Lübnan'ın siyasi atmosferi öyle ki, görünüşte 14 Mart'a yakın siyasi akımlar, Mişel Avn'ın cumhurbaşkanlığının sona ermesini ve yeni cumhurbaşkanı ile yeni bir kabinenin kurulmasını beklediği için yeni bir kabine kurmak istemiyorlar. Avn’ın cumhurbaşkanlığı, önümüzdeki Ekim ayında sona eriyor.

Görünüşe göre, yeni Lübnan kabinesinin oluşumundaki temel sorun, siyasi akımların bakanlıklarda pay peşinde olduğudur. Enerji ve içişleri gibi bakanlıklar, her akımın ele geçirmeye çalıştığı tartışmalı bakanlıklar arasındadır.

 

Yeni bir kabine kurmak için zorluk, bundan önce Saad Hariri'nin de yaklaşık bir yıl boyunca bir kabine oluşturamadığı ve Mikati'nin onun yerine geçtiği bir sırada ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla kabine oluşumundaki çıkmazın devam etmesi Lübnan'daki çatlağın giderek arttığını gösteriyor.

 

Dolayısıyla Lübnan'ın yeni cumhurbaşkanının tanıtımına ilişkin net bir perspektifin olmadığı söylenebilir. Lübnan'daki anayasa ve geleneklere göre, genellikle mevcut cumhurbaşkanının görev süresinin bitiminden bir ay önce, Lübnan parlamentosunun cumhurbaşkanını seçmesi gerekiyor, böylece cumhurbaşkanlığı makamının boşluğu hissedilmeyecek ve cumhurbaşkanlığı devralınma süresi uzamayacaktır. Önceki dönemde Mişel Avn'ın nihayet Lübnan'ın yeni cumhurbaşkanı olarak seçilmesi yaklaşık 30 ay sürdü.

Diğer bir nokta ise Lübnan'ın küçük olmasına rağmen Batı Asya bölgesinde önemli bir ülke olmasıdır. Dolayısıyla bu ülkeye yabancı müdahale miktarı da yüksek düzeydedir. Lübnan'ın kabinenin oluşumu da dahil olmak üzere iç işlerine müdahale eden ülkeler arasında Amerikalılar ve Suudiler var. Lübnan en kötü ekonomik koşullarıyla karşı karşıyayken, ABD bu ülkeye yönelik yaptırımları durdurmaya istekli değil, çünkü yaptırımların Hizbullah'a karşı bir koz olduğuna ve Lübnan'ın yeni güç yapısında Hizbullah'ın ağırlığını azaltacağına inanıyor. Bu doğrultuda, Hizbullah Yürütme Konseyi Başkan Yardımcısı “Ali De’muş”, "Bugün Lübnanlıları kuşatan ve krizlerini alevlendiren kanserli tümör, Lübnanlılara da yardım edilmesini engelleyen ABD'dir" dedi.