Bin Selman’ın Arabistan’daki sahte ve yalan reformları
(last modified Tue, 01 Nov 2022 04:17:24 GMT )
Kasım 01, 2022 06:17 Europe/Istanbul
  • Bin Selman’ın Arabistan’daki sahte ve yalan reformları

Suudi Arabistan’ın Washington büyükelçisi Rima Bent Bender Al-i Suud, CNN’e verdiği demeçte Arabistan’daki reformların gerçek olduğu ve son 5 yılda gerçekleşen eylemlerin son 80 yılda bile yapılmadığını söyledi. Fakat bu açıklamalara tepki olarak Avrupa-Suudi İnsan Hakları Örgütü, Suudi veliahdın reformlarını yalan ve sahte olarak nitelendirdi.

Muhammed bin Selman, Haziran 2017'de Suudi Arabistan Veliahdı olarak atandı. Bin Selman son 5 yılda sosyal alandaki bazı kısıtlamaları kaldırdı. Örneğin, kadınlara araba kullanma hakkı verdi, konser düzenlemeye izin verdi veya kadınların futbol maçlarını izlemek için stadyuma girişlerine izin verdi. Bin Selman, bazıları kadınlar da dâhil olmak üzere her vatandaşın temel hakları olarak kabul edilen bu girişimlere reformlar derken aslında Arabistan’daki kadınların siyasi hakları alanında her hangi bir eylemde bulunmadı. 
Daha da önemli olan konu, uluslararası ilişkiler uzmanları ve hukuk analistlerinin, Muhammed bin Selman'ı reformist bir lider olarak değil üstelik onu otoriter bir kişilik ve dünya düzeninde insan haklarının başlıca ihlalcilerinden biri olarak görmeleridir. ABD Başkanı Joe Biden, başkanlık seçimlerinin kampanya döneminde Suudi Arabistan'ı tecride sürüklenen bir ülke hâline getireceğini resmen açıkladı. Biden'ın bu yorumunun ana nedeni, Suudi hükûmetinin ağır insan hakları ihlalleriydi. Bu nedenle, Bin Selman'ın sözde reformları, dünya sistemindeki Suudi Arabistan'ın en önemli destekçisi tarafından bile kabul görmedi.
Suudi Veliahdı, ülkede bazı sosyal kısıtlamaları kaldırsa da Suudi Arabistan'da siyasi baskı ortamını yoğunlaştırdı. Bu kapsamda Suudi Arabistan'daki insan hakları ihlalleriyle ilgilenen Avrupa-Suudi İnsan Hakları Örgütü yaptığı bir açıklamayla, son yıllarda insan hakları aktivistlerine yönelik keyfi tutuklamalardan uzun hapis cezalarına, haksız infazlara, aktivistlerin zorunlu göçüne ve sivil kurumların bastırılmasına kadar artan insan hakları ihlallerinin tümü, meydana gelen değişikliklerin olumlu olarak kabul edilemeyeceğini ve reform olarak adlandırılamayacağını göstermektedir.
Suudi Arabistan Avrupa İnsan Hakları Örgütü, Al-i Suud'un övündüğü son beş yılda yaşanan değişikliklerin, bini aşkın çocuğa yönelik olan idamların iki katına çıkması olduğunu vurguladı. Suudi rejiminin gazabına uğrayanlar arasında farklı kesimlerden insanlar bulunuyor. Suudi prensler, sivil ve dinî aktivistler, yaşam koşullarını protesto eden sıradan vatandaşlar ve hatta bazı müftüler bile bin Selman tarafından tutuklanan ve hapis cezasına çarptırılanlar arasında yer alıyor. Bu kişiler arasında Suudi Arabistan'da kadın haklarını savunan, fakat cezaevinde bulunan, işkence gören ve yaşam hakkından yoksun bırakılanlar da var.
Bundan kısa bir süre önce Suudi Arabistan‘da Hoveytat kabilesinden üç yerli, 500 milyar dolarlık veliaht bin Selman’ın hayalini kurduğu megakent Neom‘un inşa edileceği bölgede bulunan evlerini terk etmeyi reddettikleri için ölüme mahkûm edildi.
Projenin gerçekleştirilebilmesi için yerlerinden edilen Hoveytat kabilesi üyesi, 2020 yılında Özel Yetkili Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanmıştı. Mahkeme huzuruna çıkarılan üç kişi, 02 Ekim’de ölüm cezasına çarptırıldı. Onlardan birinin kardeşi de, Nisan 2020’de Tebük eyaleti sakinlerinin zorla yerinden edilmesini protesto ettiği sırada Suudi güçleri tarafından vurularak öldürülmüştü. Yine aynı kabileden olan iki kişi protestolara destek verme suçlamasıyla 50 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 
Dolayısıyla Muhammed bin Selman'ın son yıllarda Suudi Arabistan'da yaptıkları, reformlar ve insan hakları değerlerine dikkat çekmek değildir; onun yaptıkları Arabistan genç kuşağının kabulünü ve popülaritesini kazanmaktır, yoksa yapısal şiddet daha da artmıştır.