Nusirat katliamı; Amerika ve Siyonistlerin ahlaki skandalının devamı
Amerika ve Siyonistlerin Gazze Şeridi'ndeki Nusirat'ta işlediği katliam, Washington ve Tel Aviv'deki ahlaki skandalın devam ettiğini gösteriyor.
Siyonist ordu Gazze Şeridi'nde masum sivillere karşı işlediği vahşi suçların devamında, ABD'nin desteğiyle 8 Haziran tarihinde Gazze'nin merkezindeki Nusirat kampına çılgın bir saldırı düzenledi. Filistinli sağlık kaynakları, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nusirat'ta dün Siyonist düşmanın işlediği katliam sonucu şehit sayısının 274 kişiye, yaralı sayısının ise 698 kişiye ulaştığını, bazılarının durumlarının ağır olduğunu, çok sayıda kişinin ise hayati tehlikesi devam ederken halen tedavi gördüğünü ve birçoklarının da enkaz altında olduğunu duyurdu. Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi Enformasyon Ofisi de Siyonist rejimin Nusirat'ta işlediği saldırı sırasında 89 ev ve konutu bombaladığını duyurdu.
İşgalci rejim, Nusirat kampında sivillere yönelik vahşi saldırısı sırasında 4 İsrailli esiri serbest bırakıldı; Elbette bu, Amerikan ve Batılı istihbarat servislerinin yanı sıra, insani yardım taşıyan kamyonla işgalcilere koruma sağlayan paralı askerlerin de yardımıyla yapıldı. Bu suçun ardından Siyonistler kutlama yaptı fakat başta Siyonist analistler olmak üzere pek çok analist, 8 ay süren savaşın ardından ve 1000'e yakın Filistinlinin şehit edilmesi ve yaralanması karşısında 4 esirin serbest bırakılmasının bir zafer sayılmadığına inanıyor.
Siyonist uzmanlar, İsrail'in operasyonunun sonucunun, savaşın imajını değiştirebilecek veya İsrail'in durumunu iyileştirebilecek stratejik bir zafer olmadığına inanıyor. Siyonist siyasi analist Yossi Fartar, İbrani gazetesi Haaretz'de yayınlanan makalesinde Netanyahu'nun serbest bırakılan İsrailli esirlerle fotoğraf çektirmek için koştuğunu, fakat bu esirlerin serbest bırakılmasının İsrail'i içinde bulunduğu çamurdan çıkaramadığını yazdı. Netanyahu, Kasım ayındaki esir takası anlaşmasında serbest bırakılan esirleri ve ölenlerin ailelerini görmezden gelirken, esirlerle konuşmak ve hatıra fotoğrafı çektirmek için hemen hastaneye koştu.
Bazı Siyonist analistler de Nusirat katliamın İsrail'in sert doğasını ve yüzünü dünyaya bir kez daha gösterdiğine ve bunun sonucunda da bu rejimin uluslararası düzeyde daha da yalnızlaşmasına neden oldu; özellikle İsrail isminin Birleşmiş Milletler tarafından çocuk haklarını ihlal edenlerin kara listesine alınmasından bir gün sonra bu cinayet işlendi. Aslında Nusirat'ın işlediği katliam, Siyonist rejimin ve Amerika'nın küresel düzeydeki ahlaki skandalının devamı olduğu söylenebilir.
Nusirat’ta işlenen katliam bir yandan Filistin direniş gruplarının direnişten vazgeçmesine sebep olmazken, diğer yandan da geri kalan diğer Siyonist esirlerin serbest bırakılması umudunu da azaltacaktır.
Tanınmış bir Arap uzmanı olan Abdulbari Atwan bu konuda şunları yazdı: Bu aldatıcı eylemin olumsuz sonuçları olacak gibi görünüyor, halen Kassam direniş güçleri ve Kudüs tugayları elinde bulunan diğer 160 esirin serbest bırakılmasına dair tüm umutlar da boşa çıkacak.
Atwan’a göre bu cinayetler, direniş gruplarını Amerika ve Siyonist rejimin tuzağına düşmeme konusundaki kararlı duruşlarından alıkoyamayacaktır. Onlar kalıcı ateşkes, İsrail güçlerinin Gazze'den tamamen çekilmesi ve bu bölgenin derhal yeniden inşası gibi meşru koşullarını yerine getirmeden Siyonist esirleri serbest bırakmamaları gerektiğini biliyorlar./