Liderlere suikastlara rağmen Hizbullah'ın caydırıcılığını koruması
(last modified Sat, 26 Oct 2024 17:35:29 GMT )
Ekim 26, 2024 20:35 Europe/Istanbul
  • Liderlere suikastlara rağmen Hizbullah'ın caydırıcılığını koruması

Siyonist rejimin güney Lübnan'da ateşkes sağlama arzusunun ifadesi de dahil olmak üzere mevcut deliller, Hizbullah'ın bu hareketin liderlerine yönelik suikastlara rağmen hâlâ caydırıcı gücünü koruyabildiğini gösteriyor.

Geçtiğimiz haftalarda bazı Hizbullah liderleri ve komutanlarına düzenlenen suikastlara ve Lübnan'daki yerleşim ve ekonomik alanların bombalanmasına rağmen, İsrail rejimi kara savaşı alanında istediği başarıları elde edemediği gibi maddi ve insani kayıplar da verdi öyle ki Hizbullah'la savaşta Siyonistlerin kayıp vermediği bir gün yok.

Gazze Şeridi ve Lübnan cephesindeki savaş durumunun uzaması, Netanyahu kabinesinin Filistin direnişindeki Siyonist esirlerin akıbeti ve savaşın yarattığı baskılar ve psikolojik yaralar konusundaki ihmali ve kayıtsızlığının artması da dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle, İsrail ordusunda hizmet etmeyi reddetme sürecinde artış yaşanıyor ve savaş durumunun devam etmesiyle bunun Siyonist rejimin askeri yapısı için daha büyük bir zorluk haline gelmesi bekleniyor.

Siyonist rejimin Savaş Bakanlığı, 7 Ekim'den bu yana bu rejimin ordu, polis ve güvenlik güçlerinden 890 asker ve subayın öldürüldüğünü açıkladı. İstatistikler ayda ortalama 540 Siyonist askerin savaşın yol açtığı psikolojik yaralanmalar nedeniyle ordudan ayrıldığını gösteriyor. Ayrıca Gazze savaşının başlamasından sonraki ilk altı ayda 43 daimi asker ve 235 yedek asker tahliye ve hizmetin sona erdirilmesi talebinde bulundu.

Özellikle işgal altındaki topraklarda devam eden savaş durumu nedeni ile suçlunun 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılmasına yol açabilecek sonuçlar nedeniyle İsrail ordusunda hizmet etmeyi reddetme olgusu çeşitli biçimlere büründü ve bu mesele, resmi duyuruların yayınlanmasıyla sınırlı değildir.

Bu arada Siyonist ordusunun son günlerde Lübnan'da işlediği suçlar, Siyonist ordusunun kara savaşındaki başarısızlık ve başarısızlıklarına, hava sistemlerinin Hizbullah ve direniş güçlerinin saldırılarına karşı etkisiz kalmasına pasif bir tepki olmakla birlikte, aynı zamanda başka bir amaç peşinde koşuyor, o da Amerikan elçisinin pazarlık gücünü artırarak bu rejimin taleplerini karşılayabileceği bir alan yaratmaktır.

ABD Başkanı'nın Lübnan'daki özel temsilcisi "Amos Hochstein" ve Siyonist rejimin Beyrut'u ziyareti sırasında Siyonist rejim, Al-Sahel Hastanesi ve Al-Sahel Hastanesi'ni bombalama tehdidinde bulunarak Nabi Berri'ye uyarı mesajı göndermeye çalıştı. Awazai Limanı İsrail'in aşırılıklarına teslim olun.

ABD Başkanı'nın Lübnan ve Siyonist rejimin özel temsilcisi "Amos Hochstein"ın Beyrut'u ziyaret ettiği sırada Siyonist rejim, Al-Sahel Hastanesi ve Avazai Limanını bombalama tehdidinde bulunarak, ateşkes müzakerelerinde direnişi temsil eden Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri’ye, israil’in aşırılıklarına karşı teslim olma uyarı mesajı göndermeye çalıştı.

Hizbullah'ın müttefiki Nebih Berri geçen hafta Al Arabiya'ya yaptığı açıklamada, Hochstein gezisinin, ateşkes ulaşmak için "ABD seçimlerinden önceki son şans" olduğunu ve 1701 sayılı Kararda yapılacak her türlü değişikliği reddedeceğini belirtti.

Aslında Lübnan direnişinin silahları ve duruşu olmasaydı, uluslararası kurumları yöneten pasiflik ortamı ve Batılı ülkelerin ikili performansı ve de Amerika’nın Siyonist ordusuna verdiği kapsamlı desteği sayesinde Siyonist ordu Beyrut'a kadar ilerleyecekti. /