ABD Başkanlık Dönemi Geçiş Sürecinde Siyonist Rejimin Olası Üç Davranış Şekli

ABD hükümetinin resmi olarak Donald Trump'a devredilmesine yaklaşık iki ay kaldı. Bu süre zarfında, Washington'un İsrail'e olan desteği bağlamında birçok olayın gerçekleşmesi muhtemel görünüyor. Ancak, bu olayların sorumluluğu ne mevcut başkana ne de seçilmiş başkana ait olacaktır.

Sahab'ın Cihan News'e dayandırdığı haberine göre, Benjamin Netanyahu, ABD başkanlık geçiş sürecinde daha fazla hareket serbestisine sahip olacak. Ancak bu, Netanyahu'nun istediği gibi tek taraflı hareket edebileceği anlamına gelmiyor. Alacağı kararların sonuçları, iki ay sonra kendisini etkileyebilir. Yine de önümüzdeki iki aylık süreç için üç olası senaryo öngörülebilir:
  Bölgesel Savaş Eşiğine Gelen Gerilimlerin Artması
  Trump'ın seçim zaferinin ilk günlerinde, medyada Trump'ın Netanyahu'ya yeşil ışık yaktığına dair bazı spekülasyonlar yer aldı. O dönemde Trump'ın, henüz ABD hükümetinde resmi bir sorumluluğu olmadığı için geçiş sürecinde Netanyahu'ya gerilimi tırmandırma ve tehlikeli senaryolar uygulama izni verdiği belirtilmişti.
   Gerilimlerin Azaltılması ve Gelecekteki Ateşkese Zemin Hazırlanması
    Bu senaryoya göre, Trump, bu iki aylık sürede bölgesel bir savaşın patlak vermesinden korkuyor. Netanyahu'nun aşırı isteklerinin, gelecekteki hükümetini bölgesel bir savaşa sürüklemesinden endişe ediyor.
    Mevcut Durumun Korunması
    Üçüncü senaryoda, Siyonist rejimin mevcut yoluna devam etmesi öngörülüyor. Bu süreçte bazı iniş çıkışlar yaşanabilir, ancak asıl amaç, rejimin geri adım atmadan mevcut durumu koruması ve aynı zamanda bölgesel bir savaş riskine girmemesidir.
    Ancak, rejimin Güney Lübnan’ı saatlik bombardımanlara tutması ve Zahiye'ye yönelik saldırılarını artırması, ilk senaryonun devreye girme ihtimalini güçlendiren işaretlerdir. Lübnanlı yetkililer, geçtiğimiz Cumartesi ve Pazar günleri 24 saat içinde 145 saldırı gerçekleştirildiğini ve bunun daha önce görülmemiş bir durum olduğunu belirtti.
İlk Senaryonun Nedeni
Bazı yorumlara göre, Trump, bölgede kahraman bir duruş sergileyerek gerilimleri azaltmayı hedefliyor. Bu bağlamda Netanyahu'ya, göreve gelmeden önce direnişe daha ağır darbeler vurma fırsatı tanıdı. Böylelikle gerilimin artmasıyla ilgili maliyetler, hâlâ görevde olan Demokratlar ve Biden’ın üzerine kalacak.
Öte yandan, Trump'ın önceki başkanlık döneminde tamamlanamayan bazı projeler bu dönemde sonuçlandırılabilir. Bunlar arasında 2019’da Varşova Konferansı’nda temelleri atılan ancak ilk başkanlık döneminde tamamlanamayan “Yüzyılın Anlaşması” ve “Abraham Anlaşmaları” da bulunuyor.
 İsrail ile direniş arasındaki savaşın uzaması, bu tür anlaşmaların önündeki en büyük engel olmaya devam ediyor ve Arap ülkelerinin İsrail’e daha fazla yaklaşmasını zorlaştırıyor.