Yemen Seçeneği: Mısır’ı Çöküşten ve Krizden Kurtaracak Tek Yol
Parstoday – Arap dünyasının tanınmış analistlerinden Abdulbari Atvan, Mısır’a yönelik baskıların artmasına ve bu ülkenin, Suriye ve Libya’dakine benzer şekilde, Siyonist rejim ve Amerika'nın parçalama planlarından tecrit edilmesine dikkat çekti.
Parstoday’in IRNA’dan aktardığına göre, Arap dünyasının ünlü analistlerinden Abdulbari Atvan, Salı günü Rai Al-Youm gazetesinde yayımlanan yazısında Mısır’daki gelişmeleri şöyle değerlendirdi:Mısır bugünlerde, özellikle Donald Trump’ın Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığı ziyaretin ardından 5 trilyon dolarlık anlaşmalarla dönmesiyle, siyasi ve ekonomik açıdan benzeri görülmemiş bir dışlanmışlık yaşıyor. Buna karşın Mısır, 160 milyar dolarlık borcunun faiz ve taksitlerini ödeyemez durumda.
Atvan, Trump’ın Riyad ziyareti sırasında düzenlenen zirveye Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin davet edilmemesinin, Körfez Arap ülkeleri ile Mısır arasındaki krizi açıkça ortaya koyduğunu hatırlattı. Bu dışlanma süreci aslında çok daha öncesine, Gazze'nin yeniden inşası için Kahire'de düzenlenen olağanüstü zirveye kadar uzanıyor. O zirvede Körfez ülkeleri oldukça düşük düzeyde temsil edilmişti ki bu durum, Mısır’da ve dış dünyada özellikle Suudi Arabistan ile ilişkilerin neden zayıfladığına dair birçok soruya yol açtı.Mısırlı çevreler bu durumu, Sisi'nin Trump’ın Beyaz Saray davetini reddetmesi ve Filistinlilerin Sina’ya yerleştirilmesine karşı çıkmasıyla açıklıyor. ABD’nin Mısır Hava Kuvvetleri’ni modernize etmeyi reddetmesi ve savaş uçakları için yedek parça taleplerini karşılamaması da, Mısır’ı savaş uçağı almak üzere Çin’e yöneltti. Bu da Kahire’nin ABD’ye verdiği ilk ciddi ve sarsıcı tepki oldu.
Atvan, Mısır, Ürdün ve Irak dışişleri bakanları düzeyinde gerçekleştirilen üçlü zirvenin, Trump’ın Riyad’daki zirvesine Sisi ve Ürdün Kralı’nın davet edilmemesine bir tepki olduğunu belirtti. Bu gelişme, Mısır’ın bu yalnızlaşmayı kırmak ve yeni alternatifler bulmak için hızlı bir çabaya giriştiğini gösteriyor. Aynı doğrultuda, Mısır Cumhurbaşkanı’nın Bağdat’taki zirveye katılımı da dikkat çekicidir. Bu zirveye, Katar Emiri hariç Körfez İşbirliği Konseyi liderlerinin hiçbiri katılmamıştır.
Atvan şöyle devam etti: Bugünlerde sorulan temel soru, Mısır’ın bu tecrit girişimlerine nasıl ve ne zaman yanıt vereceğidir. Hiç kuşkusuz Mısır şu anda birçok cephede krizle boğuşmaktadır.Sudan, Mısır’ın güneydeki derin stratejik alanı, Körfez ülkeleri, ABD ve İsrail’in körüklediği bir yıpratma savaşına sürüklenmiş durumda. Batı sınırındaki Libya da benzer bir durumdadır. Camp David Anlaşması artan şekilde ihlal edilmektedir. Gazze ve işgal altındaki Filistin sınırlarında da kaotik bir durum yaşanmaktadır. Ayrıca Süveyş Kanalı’ndan elde edilen yıllık 7 milyar dolarlık gelir de azalmıştır.
Atvan yazısında şu görüşe de yer verdi: Mısır’ın krizden çıkmasının ve bölgedeki saygınlık, stratejik rol ve konumunu korumasının tek yolu, Gazze ve Yemen’deki İsrail katliamlarına karşı durmak ve işgal rejiminin Salahaddin (Philadelphia) Koridoru’nu işgal ederek Camp David’i ihlal etmesine tepki olarak bu anlaşmadan çekilmektir. Mısır, eline sopayı almalı ve Siyonist düşmanın anladığı tek dille, yani zor kullanarak karşılık vermelidir. Aksi takdirde bu tecrit süreci derinleşecek ve Mısır’ın içine taşınacak; ülkenin bölünmesi, çöküşü, sosyal birlik ve toprak bütünlüğünün kaybı ile sonuçlanacaktır. Bu da Mısır’ın, Lübnan, Suriye, Libya ve Sudan’daki gibi bir istikrarsızlığa sürüklenmesine yol açacaktır.
Atvan ayrıca şu uyarıyı yaptı: Şu anda Mısır, “Büyük İsrail”in kurulmasını ve Netanyahu’nun Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme planını tehdit eden en büyük ve belki de tek ülkedir.
Yazısını şöyle sürdürdü: Biz Mısır’ın savaşa sürüklenmesini istemiyoruz; ancak onun saldırı tehdidi altında olduğunu biliyoruz. Suriye'nin otuz yıl boyunca İsrail’in hakaret ve saldırılarına boyun eğmesi, ülkenin iç çöküşünü ve rejimin devrilmesini engelleyemedi.Mısır, Amerika’yı diz çöktürüp kaçmaya ve onurunu kurtarmak için ateşkese razı eden Yemen seçeneğini benimsemelidir. Aynı Yemen ki, Lod (Ben Gurion) Havalimanı’nı kapattı ve üç milyon İsrailli geceyi füze saldırılarından korkarak sığınaklarda geçiriyor.
Atvan son olarak şunları kaydetti: Mısır gururlu, güçlü ve bir bütün olarak kalmalıdır. Nasıl ki Ekim Savaşı’nda zafer kazanıp Süveyş ve Sina’yı geri aldıysa, şimdi de Mısır’ın çöküşünü hedefleyen Amerikan ve İsrail planlarını boşa çıkarabilir. Mısır, sekiz bin yıllık bir uygarlığa sahiptir. Ne ABD gibi yalnızca 300 yıllık bir geçmişi vardır ne de işgalci rejim gibi yalnızca 76 yıllık bir tarihi.