Siyonistlerin Mescid-i Aksa’ya Yönelik Tehlikeli Projesi
(last modified Sat, 31 May 2025 05:48:04 GMT )
Mayıs 31, 2025 08:48 Europe/Istanbul
  • Siyonistlerin Mescid-i Aksa’ya Yönelik Tehlikeli Projesi

Parstoday – Siyonist rejimin Mescid-i Aksa’ya yönelik artan saldırıları ve tehlikeli komploları, Arap dünyasının sessizliği eşliğinde bu kutsal mekânın kimliğini ciddi şekilde tehdit ediyor.

Siyonist rejimin Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarını yoğunlaştırması ve Arap dünyasının bu konudaki sessizliği, çok sayıda dini ve siyasi ismin bu kutsal mekâna yeni bir gerçeklik dayatma ve İslami kimliğini yok etme yönündeki tehlikeli projeye karşı uyarıda bulunmasına yol açtı. Parstoday’in Mehr Haber Ajansı’na dayandırdığı habere göre, bu uyarılar Gazze Şeridi’nde yürütülen soykırım ve Batı Şeria’ya yönelik saldırıların artmasıyla birlikte daha da yükseldi. Zira Siyonistler, Mescid-i Aksa’daki mevcut durumu değiştirme ve burayı Yahudileştirme yönündeki çabalarını hızla sürdürüyor.

Bu çerçevede, Pazartesi günü Kudüs’te siyonist yerleşimciler, İsrail bayraklarıyla provokatif bir yürüyüş düzenledi. Bu yürüyüş, İsrail askerlerinin yoğun güvenlik önlemleri altında ve Netanyahu kabinesindeki aşırı sağcı bakanlardan Itamar Ben-Gvir’in de katılımıyla gerçekleştirildi. Katılımcılar Eski Kudüs şehrinden geçerek Mescid-i Aksa’nın kapılarına ulaştı, ardından bu kutsal mekânın avlusuna girip orada bulunan Filistinli cemaatlere saldırdılar.

Bu bağlamda El Cezire’ye konuşan bazı İslamî dini ve siyasi şahsiyetler, siyonistlerin son dönemde Mescid-i Aksa’ya yönelik girişimlerinin, işgalci rejimin Filistin’in kutsal mekânlarında yeni bir gerçeklik oluşturma yönündeki tehlikeli projesinin bir parçası olduğunu vurguladılar. Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılar, işgalci rejimin Gazze Şeridi’ndeki vahşi saldırılarından ve soykırımından ayrı düşünülemez.

Mescid-i Aksa Müdürü Şeyh Ömer El-Kisvani, konu hakkında şu ifadeleri kullandı:“Kudüs, İslam’ın başkentidir ve Mescid-i Aksa’yı korumak her Müslümanın dini görevidir. Bu sorumluluk yalnızca Filistinlilere ait değildir. Siyonistlerin Mescid-i Aksa’ya yönelik devam eden saldırıları ve Eski Kudüs’ün kimliğini değiştirme çabaları, tüm İslam ümmetine karşı yapılmış bir hakarettir.”

El-Kisvani şöyle devam etti:“Mescid-i Aksa ile ilişkimiz dini bir ilişkidir. Bugün bu kutsal mekânda yaşananlar karşısında Arap-İslam dünyasının sessizliği, hem Aksa’nın kimliğini hem de Kudüs halkını tehdit eden büyük tehlikeyi gözler önüne seriyor. Mescid-i Aksa Müslümanlara aittir, bölünemez ve tüm Müslümanlar onu savunma sorumluluğunu üstlenmelidir.”

Arap rejimleri, Mescid-i Aksa’nın Yahudileştirilmesi komplosunun doğrudan sorumlusudur

Filistin Yurtdışı Halk Kongresi Kudüs Komitesi Başkanı Hilmi El-Belbisi, Arap rejimlerinin, Mescid-i Aksa’nın Yahudileştirilmesine yönelik sürekli komploların ve siyonistlerin Filistinlilere yönelik saldırılarının doğrudan sorumlusu olduğunu belirtti.“Arap liderlerinin işgalcilerin saldırıları karşısındaki sessizliği, siyonist düşmanı bu saldırılara devam etmeye teşvik etti. Mescid-i Aksa’ya yönelik kapsamlı saldırılar 1967 yılında başladı ve işgalciler bu kutsal mekânın kapılarını Filistinli ibadetçilere kapattı. Ancak Arap dünyasından bu küstahça saldırıya karşı resmi ve kararlı hiçbir yanıt gelmedi.”

Arap liderlerin sessizliği, Mescid-i Aksa için en büyük tehdittir

Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Ali Karadağı de bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı:“Bu utanç verici sessizlik, Arap ülkelerinin çoğunu esir almış olan zayıflık, bölünmüşlük ve aşağılanmışlık halinin bir sonucudur. Dünya sevgisi ve iktidar tutkusu, bu rejimlerin işgalci düşmanın saldırılarına karşı durmalarını engelliyor.”

Karadağı sözlerine şöyle devam etti:“Arap rejimleri, Gazze’de silahlı direnişin varlığını gerekçe göstererek siyonist saldırılara karşı harekete geçmiyor. Ancak Kudüs’te silahlı bir direniş bulunmuyor. O halde bu ülkeler neden Kudüs’ü korumak için adım atmıyor? Açık ki bu ülkeler, Filistin halkına ve kutsallarına yönelik saldırıları durdurmak için kullanabilecekleri pek çok baskı aracına sahipler. Örneğin, işgalci rejimle ilişkileri kesebilir, petrol üretimini durdurabilirler. Ama hiçbirini yapmak istemiyorlar; çünkü böyle bir iradeye sahip değiller.”

Siyonist rejimin Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya yönelik bu zorba girişimleri sürerken, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 2016 yılında aldığı bir kararla, Yahudilerin Kudüs’teki kutsal mekânlarla –özellikle Mescid-i Aksa ile– herhangi bir tarihî, dini ya da kültürel bağının olmadığını ilan etmiş ve buranın Müslümanlar için kutsal bir mekân olduğunu belirtmişti.

Mescid-i Aksa’yı barındıran Kudüs şehri, Filistin’in ayrılmaz bir parçası ve İslam’ın en kutsal üç mekânından biri olarak kabul edilmektedir.Kudüs, 1967 yılından bu yana İsrail işgali altındadır.