Gazze Savaşı’nda Siyonist Rejimin Kayıplarının Artmasının 4 Temel Nedeni

Parstoday – Siyonist rejimin Gazze’ye yönelik saldırılarında özellikle son haftalarda askerî kayıplarının artmasının arkasında dört temel unsur yer alıyor.

El Mayadin haber sitesinin Salı günü yayınladığı bir makaleye göre, siyonist rejimin Gazze Şeridi'ne başlattığı "Gidyon Arabaları Operasyonu"ndan bu yana, İsrail ordusunun kayıpları benzeri görülmemiş seviyelere ulaştı. Özellikle son haftalarda Han Yunus ve Şucaiyye bölgelerinde direniş güçlerinin art arda gerçekleştirdiği saldırılar dikkat çekti. Parstoday’in aktardığına göre, bu operasyonlar, örneğin Han Yunus'ta bir zırhlı araç içindeki 16 İsrail askerinin öldürüldüğü saldırı, yüksek cesaretle gerçekleştirilmiş ve uzun süreli bir savaş stratejisinin göstergesidir.

Son haftalarda, Gazze'deki çatışmalarda dikkate değer değişiklikler yaşandı. İsrail rejiminin yoğun sansür uygulamasına rağmen, birçok önemli operasyonel ve taktiksel gelişme meydana geldi. Bu gelişmeler, İsrail askerlerinin moral çöküşüne neden olmuş ve bazıları savaşmayı reddetmiş ya da yedek birliklere katılmamıştır.

1. Yeni Patlayıcı Maddelere Erişim

Direniş grupları, özellikle Kassam ve Kudüs Tugayları, el yapımı yeni bomba türleri kullanmaya başladı. Bu bombaların bazıları, "Şevaz" ve "Sakıb" gibi isimlerle bilinen, yere döşenen ve düşmanın tank ve zırhlı araçlarını hedef alan güçlü patlayıcılardır. Diğerleri ise kişiye karşı etkili olup, araçların dışında bulunan askerlere ciddi zararlar vermektedir.

Bu gelişme, direniş gruplarının artık çok daha güçlü ve yüksek etkili patlayıcı maddelere, özellikle C4 tipi maddelere erişim sağladığını göstermektedir. Bu maddelerin çoğunun, siyonist rejimin ajanları ve sabotaj operasyonları için gizlice gönderdiği mühimmatların ele geçirilmesiyle elde edildiği düşünülmektedir. Bu patlayıcılar özellikle zırh delici bomba üretiminde kullanılmakta ve büyük zırhlı hasarlar yaratmaktadır.

2. Karmaşık Saldırı Taktiklerinin Gelişimi

Filistin direnişi, karma operasyonlar yürütme kabiliyetini önemli ölçüde geliştirmiştir. Bu operasyonlar genellikle büyük patlayıcıların infilakıyla başlıyor, ardından makineli tüfeklerle doğrudan çatışmalar geliyor. Örneğin birkaç gün önce Şucaiyye bölgesinde gerçekleştirilen "El-Huda Pusu Operasyonu" bu tür saldırılardan biridir.

Bu tür pusular, düşman askerlerine dinlenme ya da uygun karşılık verme fırsatı tanımadan, hatalı kararlar almalarına neden olmakta ve bu da kayıpları artırmaktadır.

3. İsrail’in Tekrarlayan Savaş Planları

Siyonist rejim ordusunun sürekli olarak aynı taktikleri kullanması, Filistin direnişinin düşmanın planlarını öngörmesini kolaylaştırmıştır. İsrail askerlerinin saatler boyunca direnişin gözetimi altında kaldığı görüntüler mevcuttur. İsrail kamuoyunda, askeri komutanlara yönelik ciddi eleştiriler yapılmakta; yenilikten yoksun, düşük motivasyonlu ve tükenmiş bir ordu profili çizilmektedir.

Bu durum sadece moral kaybıyla açıklanamaz. Uzmanlar, bu durumu "taktiksel iflas" olarak nitelendiriyor. Bu da savaşın uzamasıyla daha belirgin hâle gelmiştir. Ayrıca, birçok İsrail askerinde umutsuzluk ve savaş isteksizliği gözlemlenmektedir.

4. İsrail’in Modası Geçmiş Ekipman Kullanması

Siyonist rejim ordusu, son dönemde operasyonlarında eskimiş ve hizmet dışı bırakılmış ekipmanları kullanmaktadır. Bu durum, Filistin direnişinin çok daha kolay ve büyük zararlar vermesine neden olmuştur.

Özellikle eski model zırhlı araçlar ve tanklar tekrar kullanıma sokulmuştur. Bunlar arasında Buma, Şezarit, M133 zırhlı personel taşıyıcıları ve Merkava Mark 3 tankları yer almaktadır. Bu araçların çoğu geçmişte kullanım dışı bırakılmıştı ancak ekipman eksikliği nedeniyle tekrar cepheye sürülmüştür.

İsrail ordusu ayrıca D9 buldozerlerinde de ciddi eksiklik yaşamaktadır. Bu durum, daha zayıf korumaya sahip araçların kullanılmasına ve bu araçların kolayca hedef alınmasına neden olmuştur.

Psikolojik Etkiler ve Siyasi Yansımalar

El Mayadin, haberinin sonunda şunu vurguluyor: Ateşkes müzakereleri ne kadar karmaşık olursa olsun, İsrail ordusunun artan kayıpları, hem cephedeki askerler hem de İsrail toplumunun genelinde ciddi psikolojik baskılara neden olmaktadır. Bu durum, İsrail'in savaş hedeflerinin azalmasına ve aşırı sağcı Netanyahu kabinesinin çökmesine yol açabilir.

Bu baskılar, özellikle siyonist rejimin son dönemde İran’la yaşadığı doğrudan karşılaşmalarda aldığı büyük yenilgiler sonrasında daha da belirgin hâle gelmiştir..