Yemen, Siyonist Rejimin Deniz Ablukasını Nasıl Stratejik Bir Meydana Okumaya Dönüştürdü?
Parstoday – Yemen Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Yahya Seri, 28 Temmuz Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Yemen kuvvetlerinin İsrail limanlarıyla çalışan tüm şirketlere ait gemileri, kaynak hedefi veya milliyeti fark etmeksizin vuracaklarını bildirdi.
Seri, Yemen Silahlı Kuvvetlerinin “düşman deniz ablukasının dördüncü aşamasını uygulamaya başladığını” vurguladı. Ensarullah hareketinin sözcüsü olarak şunları söyledi:“Yemen silahlı kuvvetleri, Filistin halkını desteklemek amacıyla askeri operasyonlarını yoğunlaştırma kararı aldı. Bu kapsamda, İsrail rejimiyle ticaret yapan tüm şirketlere ait gemiler, nerede olurlarsa olsunlar, füzelerimiz ve İHA’larımızın menziline girdikleri anda hedef alınacaktır.”
Yahya Seri, bu operasyonların Filistin halkının uğradığı zulme karşı ahlaki ve insani bir sorumluluk çerçevesinde gerçekleştirildiğini vurguladı.
Yemen Dışişleri Bakanı Cemal Amir de Temmuz ayında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM Güvenlik Konseyi Başkanı’na gönderdiği mektupta şöyle dedi:“Yemen’in uluslararası deniz taşımacılığını serbest bırakma taahhüdü, İsrail rejimi ve ona doğrudan veya dolaylı askeri, lojistik ve ekonomik destek sağlayan taraflar dışında tüm ülkeler için geçerlidir. Bu destek, Gazze’deki vahşi saldırılarda doğrudan rol oynamaktadır.”
Son aylarda Yemen ordusu, Gazze’deki direnişi desteklemek amacıyla ve “Aksa Tufanı Operasyonu” kapsamında Kızıldeniz ve Babü’l-Mendeb Boğazı’nda İsrail gemilerine veya İsrail’e giden gemilere saldırılar düzenledi.
Yemenli güçler ayrıca defalarca Amerikan savaş gemilerine yönelik operasyonlar gerçekleştirdi. ABD ordusunun komutanları bile Yemen ordusuna karşı koymakta zorlandıklarını itiraf etti. ABD savaş gemileri, İsrail’e destek vermek için Kızıldeniz’e geldi, savaş uçakları da Yemen’in bazı bölgelerini bombaladı. Bu saldırılara Yemenlilerden karşılık geldi.
Bu süreçte Yemen ordusu, özellikle Tel Aviv olmak üzere işgal altındaki topraklara birçok başarılı füze ve İHA saldırısı gerçekleştirdi. Yemen ordusu, İsrail Gazze’ye saldırılarını durdurmadığı sürece Kızıldeniz’de İsrail gemileri ve işgal altındaki topraklara giden gemilere yönelik saldırıların süreceğini taahhüt etti.
Yemen’in deniz ablukası uygulaması, zulüm ve işgale karşı bir direniş ve kararlılık göstergesidir. Yemenliler bu adımla, mazlum Filistin halkına ve İslami direnişe güçlü bir destek sunduklarını ortaya koydular.
Bu deniz ablukası aynı zamanda İsrail rejimi üzerinde ciddi ekonomik ve siyasi baskı oluşturarak bölgedeki konumunu zayıflatıyor. Bu girişim, Siyonist rejimin uluslararası alandaki suçlarını açığa çıkaran ve Müslüman halklar arasında dayanışmayı güçlendiren önemli bir adımdır.
Kızıldeniz ve Babü’l-Mendeb Boğazı, küresel ticarette stratejik bir konuma sahiptir. Bu güzergâh, enerji ihracatı ve yük taşımacılığı açısından kritik öneme sahiptir. ABD ve Batılı müttefiklerinin bu su yolunda gerilim yaratması, Körfez ülkelerinden gelen petrol ve doğalgaza bağımlı olan büyük Batılı şirketlere ciddi zararlar verebilir.
Siyonist rejim, Babü’l-Mendeb Boğazı’ndaki Yemen operasyonlarının en büyük kaybedeni olacaktır. Bu deniz yoluna olan bağımlılığı nedeniyle, Yemen silahlı kuvvetlerinin bu güzergâh üzerindeki etkinliği İsrail’i ciddi biçimde zor durumda bırakacaktır.