Hindistan Neden Siyonist Rejimle İşbirliği Yapıyor?

Pars Today – Hindistan ve Siyonist rejim son yıllarda ekonomik, askeri ve siyasi alanlarda geniş çaplı ilişkiler kurmuştur.

Pars Today’in haberine göre, Hindistan son yıllarda bölgedeki geleneksel barışçıl komşuluk politikasından uzaklaşarak, ABD ve Siyonist rejimle sorunlu ve yakın ilişkiler geliştirmiştir. Bu durum, ABD ve Siyonist rejimin Batı Asya’nın hassas ve önemli bölgesel meselelerine müdahale etme tehlikesini göstermektedir.

Hindistanlı yetkililer, son yıllarda farklı bir yaklaşımla, Batı Asya sınırlarının ötesinde gücünü artırmaya çalışmıştır. Başbakan Narendra Modi, son yıllarda Siyonist mevkidaşı Benjamin Netanyahu ile birçok kez bir araya gelmiş, Tel Aviv ile kapsamlı askeri ve ticari anlaşmalar yapmıştır.

Geçmişten günümüze Hindistan’ın Filistin politikasında ciddi değişiklikler olmuştur. Hindistan liderlerinin yaklaşımı, yıllar içinde işgal altında yaşayan halka destekten, işgalcilere destek vermeye evrilmiştir! Bu destek sadece siyasi ve ekonomik boyutlarda kalmayıp, askeri boyutlara da ulaşmıştır.

Oysa 1947’de Hindistan, BM Genel Kurulu’nda Filistin’in bölünmesine karşı oy vermiş, 1974’te Filistin Kurtuluş Örgütü’nü (FKÖ) “Filistin halkının tek meşru temsilcisi” olarak tanıyan ilk Arap olmayan ülke olmuştur. 1988’de Filistin devletini tanıyan ilk ülkeler arasında yer almıştır. Hindistan, 1950’de Siyonist rejimi tanımasına rağmen, 1992’ye kadar diplomatik ilişki kurmamıştır.

Delhi-Tel Aviv arasındaki yakınlaşmayı, 7 Ekim 2023’te başlayan “Fetih Fırtınası” operasyonu sırasında görmek mümkündür. Filistin direnişi operasyonu başlatır başlamaz, Hindistan yetkilileri geçmişin aksine derhal Siyonist rejimi geniş çapta desteklemiştir. Narendra Modi, operasyonun hemen ardından dünyanın ilk liderlerinden biri olarak operasyonu kınamıştır. Ardından Hindistan Dışişleri Bakanı da benzer bir tutum sergilemiştir.

Hindistan ile Pakistan arasındaki son gerilimde de Siyonist rejim yetkilileri, Hindistan’ın Pakistan’a yönelik saldırılarını resmi olarak desteklemiş ve bunu kendilerinin Gazze’ye yönelik savaş suçlarını meşrulaştırmak için kullandığı “kendini savunma hakkı” çerçevesinde değerlendirmiştir.

Siyonist rejime koşulsuz destek veren Hindistan hükümeti, 27 Ekim’de BM’de Gazze’de ateşkes lehine oy kullanmaktan kaçınmıştır. Bu siyasi destek, Hindu milliyetçilerin etkisiyle sosyal medyada Gazze aleyhine yanıltıcı bilgi yaymak için kampanyalar başlatılmıştır. Bu girişim, İslam karşıtı ifadeleri yaymak ve Hindistan’daki Müslüman azınlığı hedef almak amacı taşımaktadır.

Ayrıca, “Fetih Fırtınası” operasyonu ve Gazze savaşı sonrasında, Siyonist rejimin vahşi suçları ve Uluslararası Adalet Divanı tarafından soykırım suçlamasıyla karşı karşıya kalmasına, Başbakan Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçu iddialarının olmasına rağmen, Hindistan hükümeti ülkede Siyonist rejimi destekleyen bazı gösterilere izin vermiş ve Filistin ile Gazze yanlısı yürüyüşleri bastırmıştır.

Hindistan ile Siyonist rejimin yakınlaşması; ekonomik, güvenlik ve Delhi’nin politika değişikliklerinin bir kombinasyonudur. Bu ilişkiler, Hindistan içindeki bazı gruplar ve dış kesimler tarafından eleştirilmiş olsa da, gelecekte devam edeceği görülmektedir. Politik, ticari, diplomatik ve askeri ilişkiler, 1990’ların sonlarından beri hızla artmakta ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle birbirine yaklaşmaktadır.

Tabii ki Delhi ve Tel Aviv liderlerinin ilişkileri geliştirme kararlılığına rağmen, Hindistan halkı ve bazı siyasi partiler, tarihsel olarak ülkelerinin Siyonist rejimle uyumlu politikalarını reddetmiş ve çeşitli vesilelerle tepkilerini göstermiştir.