Washington ve Tel Aviv’in Direnişi Silahsızlandırma Oyunundaki Rolü Nedir?
https://parstoday.ir/tr/news/west_asia-i281400-washington_ve_tel_aviv’in_direnişi_silahsızlandırma_oyunundaki_rolü_nedir
Parstoday – Amerika Birleşik Devletleri ve Siyonist rejim, büyük bir direniş komutanının şehit edilmesinin ardından benzeri görülmemiş bir baskı uygulayarak, Hizbullah’ı silahsızlandırma senaryosunu devreye soktu; bu senaryo yalnızca Lübnan’ın egemenliğini değil, tüm bölgenin istikrarını tehdit ediyor.
(last modified 2025-08-21T04:26:53+00:00 )
Ağustos 21, 2025 07:23 Europe/Istanbul
  • Washington ve Tel Aviv’in Direnişi Silahsızlandırma Oyunundaki Rolü Nedir?

Parstoday – Amerika Birleşik Devletleri ve Siyonist rejim, büyük bir direniş komutanının şehit edilmesinin ardından benzeri görülmemiş bir baskı uygulayarak, Hizbullah’ı silahsızlandırma senaryosunu devreye soktu; bu senaryo yalnızca Lübnan’ın egemenliğini değil, tüm bölgenin istikrarını tehdit ediyor.

Siyonist rejim, Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadeti ve bölgedeki son gelişmeler sonrasında direnişe nihai darbeyi indirmek için en uygun zamanın geldiğine inanıyor. Bu koşullarda, ABD ve bazı Batılı hükümetlerin Lübnan hükümeti üzerindeki eşi görülmemiş baskısı, sadece iç politik bir mesele değil, İsrail’in lehine bölgesel güvenliği yeniden şekillendirme planının bir parçasıdır. Parstoday’in Mehr Haber Ajansı’na dayandırdığı habere göre, bu plan her ne kadar “silahların yalnızca devletin elinde olması” ve “ekonomik yeniden yapılanma” gibi sloganlarla sunulsa da, aslında Lübnan’ın ve direniş ekseninin geleceğini ciddi bir tehdit altına sokmaktadır.

Hizbullah’ın Silahsızlandırılması: Eski Ama Tehlikeli Bir Senaryo

Hizbullah’ın silahsızlandırılması konusu, her birkaç yılda bir Batı yanlısı Lübnanlı akımlar tarafından gündeme getiriliyor. Ancak bugün, dış baskının büyüklüğü ve iç dinamiklerin kışkırtılmasıyla birlikte bu konu kritik bir aşamaya ulaştı. ABD, özel temsilcisi Thomas Barrack’ı Beyrut’a göndererek, Lübnan hükümetine siyasi ve güvenlik dayatmalarını açıkça dikte etmeye başlamıştır.

Amerika ve İsrail’in Çıkarları Doğrultusunda Bir Proje

Hizbullah’ın silahsızlandırılması projesi görünürde “ulusal egemenlik” ve “silah tekelinin devlete ait olması” sloganlarıyla sunuluyor. Ancak gerçekte bu, işgalci rejimin tam güvenliğini sağlamak için ABD’nin uyguladığı stratejinin bir parçasıdır. Washington, Lübnan ordusunun ana silah ve mali destek sağlayıcısı olarak, Hizbullah’ın etkisiz hale getirilmesiyle bu ülkenin savunma politikasını tamamen kontrol edebileceğini iyi biliyor. Bu sürecin sonunda Lübnan, ABD ve İsrail politikalarına en küçük bir itiraz hakkı olmayan bir kukla devlet ve orduya dönüşecektir.

Hizbullah’ın Lübnan’ı Savunmadaki Rolü

Hizbullah yalnızca İsrail’in saldırılarına karşı değil, aynı zamanda DEAŞ gibi bölgesel ve iç tehditlere karşı da belirleyici bir rol oynamıştır. Bu hareket, binlerce şehit vererek ve ağır insani ve maddi bedeller ödeyerek, yalnızca Şiileri değil tüm Lübnan’ın onurunu ve şerefini savunmuştur. Çoğu durumda Lübnan hükümeti ve ordusu sadece seyirci kalırken, güvenlik denklemini değiştirenler direniş güçleri olmuştur.

Silahsızlandırmanın Tehlikeli Sonuçları

Hizbullah’ın askeri gücünün ortadan kaldırılması, direniş ekseninin temel direklerinden birinin yıkılması anlamına gelir. Bu yalnızca Lübnan Şiileri için değil, tüm bölge için ciddi bir tehdit oluşturur; çünkü Siyonist rejim, bu eksenin diğer halkalarını da adım adım zayıflatmak ve ortadan kaldırmak isteyecektir. Tecrübe göstermiştir ki, İsrail ve Amerika’nın baskılarına karşı geri adım atmak tehditleri azaltmaz, aksine daha da artırır.

İç Savaşsız Direniş Stratejileri

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Laricani’nin Beyrut ziyareti zamanlaması açısından kritik ve stratejik bir adımdır. Bu ziyaret, direniş ekseninin düşmanlarına açık bir mesaj niteliğindedir: İran, Hizbullah’ın ve Lübnan’ın istikrarının destekçisidir. Hizbullah, her türlü iç çatışmanın İsrail’in ana arzusu olduğunun ve Lübnan’daki ulusal birliği hedef alacağının farkındadır.SonuçHizbullah’ı silahsızlandırma kararı sadece Lübnan’ın iç meselesi değildir; bu, Amerika ve İsrail’in bölgesel güvenliği kendi lehlerine yeniden tasarlama projesinin bir parçasıdır. Bu planın uygulanması, Lübnan’ı İsrail’in saldırılarına karşı tek caydırıcı gücünden mahrum bırakacak ve düşmanın tam hakimiyeti için yolu açacaktır.