Gazze’de Nazi Tarzı Suçlar: Tarih Yeniden Kanla Yazılıyor
https://parstoday.ir/tr/news/west_asia-i282260-gazze’de_nazi_tarzı_suçlar_tarih_yeniden_kanla_yazılıyor
Pars Today - Amerikalı yazar, Gazze’nin yıkımının yalnızca bir etnik temizliğe ya da bir Filistin şehrinin yok edilmesine indirgenemeyeceğini, bunun bir halkı, bir kültürü ve bir tarihi silme girişimi anlamına geldiğini yazdı. Bu tarih, Siyonist rejimin kuruluşunu meşrulaştıran temel yalanları açığa çıkarıyor.
(last modified 2025-09-21T05:41:13+00:00 )
Eylül 06, 2025 11:18 Europe/Istanbul
  • Gazze’de Nazi Tarzı Suçlar: Tarih Yeniden Kanla Yazılıyor

Pars Today - Amerikalı yazar, Gazze’nin yıkımının yalnızca bir etnik temizliğe ya da bir Filistin şehrinin yok edilmesine indirgenemeyeceğini, bunun bir halkı, bir kültürü ve bir tarihi silme girişimi anlamına geldiğini yazdı. Bu tarih, Siyonist rejimin kuruluşunu meşrulaştıran temel yalanları açığa çıkarıyor.

Filistin Enformasyon Merkezi, Amerikalı yazar Chris Hedges imzalı bir yazıda şöyle diyor: İsrail ordusu son aylarda dev savaş makinesini kullanarak, Nazilerin vahşetini hatırlatan suçlara imza atıyor; toplu aç bırakmalardan tutun, dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Gazze’nin tamamen yok edilmesine kadar.

Pars Today'in haberine göre; buldozerler ve ağır iş makineleri, Gazze’de yarı yıkılmış yüzlerce binayı yok ediyor. Aynı anda İsrail tankları ve savaş uçakları mahalleleri ateş altına alıyor, böylece hayatta kalanlar enkazlar arasından güneye doğru sürülüyor.

Gazze’yi boş bir harabeye dönüştürme süreci aylar sürecek; bu, II. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası tarafından Polonya'nın başkenti Varşova’nın yok edilmesini hatırlatan bir sahnedir. Bugün Sabra ve Tuffah gibi mahalleler hızla boşaltılıyor. İçme suyu kıt durumda ve işgalci rejim, kuzey Gazze’ye su akışını kesmeye çalışıyor. Gıda ya yok ya da çok pahalı; bir kilo unun fiyatı 22 dolara kadar çıkmış durumda ve bazen bu fiyat bir insanın hayatına mal oluyor.

Dünya'daki açlıkla ilgili en güvenilir kaynaklardan biri olan "Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırma Komitesi" (IPC)’nin raporuna göre, ilk kez Gazze’de kıtlık yaşandığı doğrulandı. Rapora göre, 500 binden fazla kişi “açlık, yoksulluk ve ölüm”le karşı karşıya ve bu durum kısa süre içinde Deyr el-Belah ve Han Yunus’a da yayılacak. Sadece son birkaç ayda 112 çocuk da dahil olmak üzere yaklaşık 300 kişi açlıktan hayatını kaybetti.

Buna rağmen Batılı liderlerin bu ahlaki felakete tepkisi yalnızca sessizlik veya yüzeysel bir üzüntü açıklamasıyla sınırlı kalıyor. Joe Biden, Donald Trump ve birçok Avrupalı lider, bu suça yalnızca ortak değil; aynı zamanda İsrail’e silah ve mali destek sağlayarak Filistin halkına yönelik soykırımın suç ortaklarıdır.

İsrail, Gazze’yi "işgal etmek" istediğini söylüyor; fakat gerçek, bu toprakların tamamen yok edilmesinden başka bir şey değil. Rejimin Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Gazze’nin tamamen yok edilmesi gerektiğini açıkça belirtti ve geriye kalan Filistinlilerin güneye sürülüp ardından diğer ülkelere zorla göç ettirilmesini savundu.

Bu süreçte, Gazze’nin tarihi ve kültürel mirası da sistematik şekilde hedef alınıyor. Memlük döneminden kalma El Paşa Sarayı, Barkuk Kalesi, Büyük Omari Camii, Roma ve Commonwealth mezarlıkları; üniversiteler, arşivler, hastaneler ve kiliseler tamamen yıkıldı. 3 binden fazla yıllık geçmişe sahip antik Anthedon limanı (El-Belahiye) bugün bir toprak yığınına dönmüş durumda. Bu eserlerin yok edilmesi, insanlığın tarihi ve kültürel hafızasına doğrudan bir saldırı anlamına geliyor.

Bu politika, sadece Filistin halkına karşı bir suç değil; aynı zamanda dünya medeniyet mirasına karşı da bir saldırıdır. Bosna’da Sırpların camileri havaya uçurarak geçmişi silmeye çalıştıkları gibi, İsrail de Gazze’de benzer bir amacı güdüyor: Geçmişi yok etmek ve onun yerine Siyonist efsaneleri koyarak işgali ve soykırımı meşrulaştırmak.

İsrail, Gazze’yi haritadan silmeye çalışırken aslında kendi sonunu hazırlıyor. İnkâr, şiddet ve soykırım üzerine kurulu bir devlet, er ya da geç kaçınılmaz bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalacaktır: İçten çöküş.