Cezasızlıkla İşlenen Suçlar: Siyonist Rejim Savaş Hukukunu Nasıl Görmezden Geliyor?
Parstoday – Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas, işgalci rejim ordusunun Gazze’nin batısındaki Şifa Hastanesi yakınlarında sivillere yönelik saldırısını sert bir şekilde kınayarak, bu eylemi tam anlamıyla bir savaş suçu olduğunu belirtti.
Hamas’ın açıklamasında, Gazze şehrinden ayrılmakta olan mültecilere yönelik saldırının en az 15 kişinin şehit olmasına yol açtığı ve bu durumun rejimin vahşi doğasını ortaya koyduğu ifade edildi. Hamas, bu saldırıyı Siyonist rejimin son iki yıldır dünya kamuoyunun gözü önünde Filistin halkına karşı yürüttüğü soykırım politikasının bir devamı olarak değerlendirdi.
Hamas, Birleşmiş Milletler’in son raporuna atıfta bulunarak, Siyonist rejimin Filistin halkına karşı soykırım suçu işlediğini vurgulayarak bu suçun ve Gazze’nin çeşitli bölgelerinde her gün işlenen diğer suçların, uluslararası topluma karşı açık bir saygısızlık ve uluslararası hukuk ile anlaşmalara yönelik tehlikeli bir umursamazlık mesajı taşıdığını belirtti.
Siyonist rejimin Gazze’de uluslararası hukuku ihlal etmesi, insan hakları kuruluşları, Birleşmiş Milletler ve uluslararası hukuk uzmanları tarafından defalarca ele alınmış ve vurgulanmıştır. Rejimin yoğun nüfuslu bölgelerde ağır silahlar kullanması, okullar, hastaneler ve sığınakların bombalanması ise insancıl hukukta askeri ve sivil hedeflerin ayrımına ilişkin ilkeye aykırıdır. Gıda, ilaç ve yakıt girişinin ciddi şekilde kısıtlanması ise insani bir krize yol açmış ve Cenevre 4. Sözleşmesi’ne göre toplu cezalandırma olarak kabul edilmiştir.
Siyonist rejim, Gazze ablukasının sona erdirilmesi ve yasa dışı yerleşimlerin durdurulması gibi talepleri içeren Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Genel Kurulu kararlarını defalarca görmezden gelmiştir. Savaş bölgelerine uluslararası gözlemcilerin veya bağımsız gazetecilerin girişine izin verilmemesi, Siyonist askerlerin işlediği suçların belgelenmesini engellemiştir. Bu eylemler Gazze’nin hayati altyapısını yok etmiş ve milyonlarca insanın yaşamını tehlikeye atmıştır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, raporlarında Siyonist rejimin Gazze’ye yönelik saldırılarında geniş yıkım alanına sahip patlayıcı silahlar kullandığını defalarca bildirmiştir. Bu raporlarda ayrıca insani yardımların engellenmesi ve seyahat özgürlüğünün ihlali gibi uygulamalara da yer verilmiş, bunlar da toplu cezalandırma olarak tanımlanmıştır.
Uluslararası Af Örgütü’nün çeşitli raporlarında da sivillerin, özellikle çocukların öldürülmesi ve su ile elektrik tesisleri gibi hayati altyapının yok edilmesi vurgulanmıştır. Ayrıca orantısız güç kullanımı ve sivil hedeflerin kasıtlı olarak vurulması, savaş hukukunun açık ihlali olarak değerlendirilmiştir.
ABD ve Batılı hükümetlerin Siyonist rejime verdiği desteğe rağmen, son aylarda Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) ve Birleşmiş Milletlerde Gazze’deki suçlara karşı önemli gelişmeler yaşanmıştır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Siyonist rejimi Gazze’de savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçlayan bir karar kabul etmiştir. Bu kararda açlığın savaş aracı olarak kullanılmasının kınandığı ve rejime silah gönderiminin durdurulması çağrısında bulunulmuştur.
Siyonist rejim, Gazze’ye yönelik saldırılarında uluslararası insancıl hukukun temel ilkelerini defalarca ihlal etmiştir; sivillere saldırmak ve abluka uygulamak, uluslararası hukukun açık ihlallerindendir.
İslam dünyasının ve Filistin destekçilerinin dayanışması, Siyonist rejimin organize suçlarına karşı en etkili caydırıcı araçlardan biri olabilir. Bu dayanışma sadece siyasi ve diplomatik boyutta değil, psikolojik, medya ve hatta askeri açıdan da etkili olabilir.
İslam ülkeleri, Filistin direniş gruplarına mali, manevi ve siyasi destek vererek güç dengelerini değiştirebilir ve Siyonist rejimin Gazze’deki işgalinin sürmesini engelleyebilir. Bu destekler aynı zamanda Filistin halkının moralini yükseltir ve onları rejimin insanlık dışı saldırılarına karşı daha dirençli hale getirir./