Batı’nın Filistin Meselesiyle Yüzleşmede Ahlaki İtibar Krizi

Parstoday – Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Siyonist rejimin Gazze’deki suçlarını soykırım olarak görmediğini iddia etti.

Pars Today’in haberine göre, Macron Gazze’deki Siyonist rejim saldırılarına ilişkin yaptığı açıklamada, bu bölgede yaşananları soykırım olarak değerlendirmediğini belirtti. Macron, bunun sadece siyasi bir açıklama olmadığını, yeterli kanıt, açık hukuki dayanak ve belirli kriterler temelinde yalnızca hâkimler veya tarihçilerin bir olayın soykırım olup olmadığını belirleyebileceğini ileri sürdü. Fransa Cumhurbaşkanı ayrıca Paris’in bağımsız Filistin devletini tanıyacağını ve bu tanımanın Gazze’ye yönelik savaşın durdurulması için gerekli olduğunu ifade etti.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer da ülkesinin barış umudunu yeniden canlandırmak amacıyla Filistin devletini tanıyacağını açıkladı. Kanada Başbakanı Mark Carney ise Ottawa’nın bağımsız Filistin devletini tanıma kararını bir bildiriyle duyurdu.

Batılı ülkelerin Filistin devletini tanıma konusundaki tutarsızlıkları; siyasi, ekonomik, tarihsel ve diplomatik bir dizi faktörden kaynaklanmaktadır. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri, birçok Batı ülkesi gibi Siyonist rejimle yakın güvenlik, askeri ve ekonomik ilişkilere sahiptir.

ABD ve birçok Avrupa ülkesinde, özellikle Gazze’deki soykırımın ardından kamuoyu Filistin’e güçlü destek vermektedir. ABD ve Batılı hükümetler, insan haklarını savunma görüntüsünü korumak için zaman zaman sembolik tutumlar sergilemekte; ancak pratikte ciddi ve etkili adımlar atmaktan kaçınmaktadır. ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde Siyonist rejim yanlısı güçlü lobiler dış politikayı şekillendirmede önemli rol oynamakta ve Filistin’e açık destek verilmesini engellemektedir.Gazze savaşına ilişkin ABD ve Batı ülkelerinin tutumları, birçok bağımsız analist ve kurum tarafından samimiyetsiz ve şeffaflıktan uzak olarak değerlendirilmektedir. Bu samimiyetsizlik yalnızca söylemlerde değil, siyasi ve diplomatik davranışlarda da açıkça görülmektedir. Batılı ülkeler bir yandan Siyonist rejimin suçlarını kınarken, diğer yandan bu rejime mali ve askeri yardımlar sağlamaya devam etmektedir.

ABD, Gazze’ye insani yardım gönderilmesi veya ateşkes çağrısı içeren BM Güvenlik Konseyi kararlarını defalarca veto etmiştir; oysa insan haklarını savunduğunu iddia etmektedir. Siyonist rejimin Batılı müttefikleri, başta ABD olmak üzere, rejimin “savunma hakkı”ndan söz etmektedir; oysa uluslararası hukuka göre bir işgalcinin böyle bir hakkı yoktur. Siyonist rejime koşulsuz destek verilmesi, Batı’nın insan haklarını savunmadaki itibarını sorgulatmakta ve küresel öfkeye yol açmaktadır.Batılı ülkeler görünüşte Filistinlilere ve Gazze halkına destek verdiklerini iddia etseler de, son aylarda Siyonist rejimin suçlarının ifşa edilmesini engellemek için her türlü aracı kullanmışlardır. Gazze savaşında Batı’nın engellemeleri çok boyutludur; insani yardımların gönderilmesinin önüne geçmekten ateşkes sürecini sabote etmeye kadar birçok adım atılmıştır ki Siyonist rejim karanlık hedeflerine ulaşabilsin.

BM Güvenlik Konseyi’nden Genel Kurul’a kadar tüm uluslararası platformlardaki oturumlar, ABD ve Batılı müttefiklerinin müdahaleleriyle sekteye uğramıştır. ABD, Gazze savaşına ilişkin birçok Güvenlik Konseyi kararının onaylanmasını engellemiş ve veto etmiştir; çünkü Washington’a göre ateşkes yönündeki her adım Hamas’ı güçlendirebilir.

ABD ve Batılı hükümetler bir yandan Gazze halkının yanında olduklarını iddia ederek endişelerini dile getirip bildiriler yayımlarken, perde arkasında Siyonist rejimle daha fazla silah anlaşması imzalamakta, yardımları artırmakta ve Batılı yetkililer işgal altındaki topraklara giderek rejim kabinesiyle görüşmeler yapmaktadır.

ABD ve Batı, özellikle Beyaz Saray’ın Avrupalı müttefikleri, Siyonist rejime kapsamlı desteklerini sürdürürken, bağımsız Filistin devletinin tanınması yönündeki söylemler, bu ülkelerde ve küresel düzeyde kamuoyu baskısından kaçmak için yürütülen reklam kampanyalarıdır. Özgürlük yanlıları ve Filistin destekçileri, Batılı yetkililerin Filistin konusundaki tutumlarını ve gösterişli açıklamalarını asla kabul etmemektedir; çünkü bu hükümetler Gazze’deki Siyonist suçların ortağıdır.