Siyonist Rejimin Bölgedeki Kriz Yaratma Politikalarının Sonuçları Ne Oldu?
Parstoday – İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, rejiminin bir tür izolasyon içinde olduğunu itiraf etti.
Netanyahu, 31 Şehriver 22 Eylül Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze savaşının devam etmesiyle birlikte işgal altındaki topraklarda artan ekonomik izolasyonu kabul etti. Netanyahu, “Kendimizi silah sanayimizin engellendiği bir durumda bulabiliriz.” dedi.
İsrail muhalefet lideri Yair Lapid ise Netanyahu'nun sözlerini eleştirerek, “İsrail’in izolasyona girdiğini ve bu duruma uyum sağlaması gerektiğini söylemek delilik. Bu izolasyon, Netanyahu ve kabinesinin yanlış ve başarısız politikalarının sonucudur. Durumu değiştirmek için hiçbir çaba göstermiyorlar.” ifadelerini kullandı.
İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Irakçi de Yahudi Yeni Yılı dolayısıyla sosyal medya platformu X’te yayımladığı mesajında şunları yazdı: “Netanyahu, zafer iddialarına rağmen İsrail için eşi benzeri görülmemiş bir yıkım ve izolasyon getirdi.”
Arakçi ayrıca şöyle dedi: “İsrail rejimi, bölgede ve dünyada hiç bu kadar nefret edilen bir rejim olmamıştı. Filistinlilere karşı gerçekleştirdiği soykırımı Yahudilik adına yapması tiksindirici. Bu durum, tüm Yahudilerin imajını da lekeliyor.”
Siyonist rejimin ekonomik ve uluslararası izolasyonu, Netanyahu kabinesini ciddi bir krize sürüklemiştir. Büyük şirketler de artık işgal altındaki topraklarda faaliyet göstermeye istekli değildir.
İsrail ordusunun Gazze'deki geniş çaplı saldırıları ve soykırımı, dünya genelinde büyük bir kınama dalgası yaratmış, birçok ülke ve kurum Tel Aviv ile işbirliğini durdurma çağrısında bulunmuştur. Sanatçılar, sporcular ve uluslararası spor federasyonları İsrail rejiminin boykot edilmesini istemektedir. Bu boykotlar, Güney Afrika apartheid rejimine karşı yürütülen küresel kampanyayı hatırlatmaktadır.
Batılı şirketler ve yatırım fonları, yatırımlarını işgal altındaki topraklardaki şirketlerden çekmiştir. “Moody’s” gibi kredi derecelendirme kuruluşları, İsrail’in kredi notunun düşebileceği uyarısında bulunmuş ve bu da yabancı yatırımları daha da azaltabilecek bir gelişme olmuştur.
Netanyahu, kabinesinde hedeflerini gerçekleştirmek için krizle karşı karşıyadır. Çünkü aşırı sağcı Siyonistler her türlü değişikliğe karşı çıkmakta ve Netanyahu'nun kabinesi, hiçbir tavizi kabul etmeyen koalisyonlara dayanmaktadır. Bu da Tel Aviv’de siyasi bir çıkmaz yaratmaktadır.
Artan ekonomik krizle birlikte, Siyonist rejimin artan izolasyonu sonucunda işgal altındaki topraklarda 2,8 milyondan fazla insan yeterli gıdaya erişememekte, hane halklarının %32’si gıda güvencesinden yoksun durumda. Bu koşullar altında havayolu şirketleri ve uluslararası fuarlar da Siyonist rejimle iş birliğinden kaçınmaktadır. Bu gelişmeler, Siyonist rejimin izolasyonunun sadece siyasi değil; ekonomi, kültür, spor ve günlük yaşam üzerinde de etkili olduğunu göstermektedir.
İşgal altındaki topraklardaki ekonomik kriz, İsrail’in Gazze'de sürdürdüğü savaş politikasının bir sonucudur. İsrail rejimi kurumlarının verilerine göre, İsrail ve ABD'nin İran’a karşı yürüttüğü 12 günlük savaş ve İran’ın geniş çaplı füze operasyonları, işgal altındaki topraklarda ciddi ekonomik kırılganlıklara yol açmıştır.
Siyonist rejimin ekonomik ve uluslararası izolasyonu çok yönlü bir krize dönüşmüş, bunun sonuçları diplomatik ve ticari düzeyde, aynı zamanda işgal altındaki topraklarda açıkça görülmektedir. Krizin daha da derinleşmesiyle, Netanyahu kabinesi ekonomik krizden ve siyasi çöküşten çıkmak için çaresiz kalmıştır.
İsrail’in Gazze’de ve bölgede sürdürdüğü savaş politikası, işgal altındaki topraklarda geniş kapsamlı etkiler bırakmıştır. Rejim liderleri bu krizle başa çıkmakta aciz kalmış, bu da gayrimeşru Siyonist rejimin bölgesel ve küresel düzeyde daha da izole olmasına yol açmıştır.