Husi: Trump’ın Planı, Bölgeyi Ele Geçirmeye Yönelik İsrail Menşeli Bir Haritadır
Pars Today – Yemen Ensarullah Hareketi Genel Sekreteri, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze için sunduğu ateşkes planını kınayarak, bu planı Filistin halkının haklarını tamamen gasp etmeye, Siyonist rejimin egemenliğini pekiştirmeye ve bölgeyi bir İsrail üssüne dönüştürmeye yönelik bir girişim olarak nitelendirdi.
Seyyid Abdulmelik Bedreddin el-Husi, Perşembe günü El-Mesire televizyonundan canlı yayımlanan konuşmasında, Trump’ın Gazze için sunduğu ateşkes planını “İsrail menşeli bir harita” olarak tanımlayarak, bu planın öncelikle Netanyahu’ya sunulduğunu ve onun da İsrail rejiminin tüm taleplerini içerecek şekilde bazı maddeler eklediğini belirtti.
El-Husi, bu planın Gazze üzerinde herhangi bir Filistin egemenliği öngörmediğini ve hatta “Filistin devleti” unvanının bile sembolik olarak tanınmadığını söyledi. Ona göre, Trump’ın planı ABD, İngiltere ve diğer ülkelerin denetiminde bir idari heyetin kurulmasını öngörüyor ve Filistin Özerk Yönetimi’ne dahi yer verilmiyor.
Direnişin Silahsızlandırılması ve Gazze'nin Direnişten Arındırılması
El-Husi, “İsrail, bu planla direnişin silahsızlandırılmasını ve mücahitlerin Gazze'den çıkarılmasını istiyor” diyerek, bu maddelerin, Gazze'yi direnişten tamamen arındırma çabalarının bir parçası olduğunu vurguladı.
İngiltere’nin geçmişte Filistin’i Siyonistlere teslim ettiğini hatırlatan Husi, “Bugün de ABD aynı senaryoyu tekrar ediyor” dedi. Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasının, Filistin halkına ve İslam ümmetine karşı işlenmiş en tehlikeli suçlardan biri olduğunu ifade etti.
Arap ve İslam Ülkeleri Siyonist Projeye Alet Edilmek İsteniyor
Ensarullah lideri, Trump’ın Arap ülkelerini İsrail’in güvenlik projesine dahil etme çabalarına dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Trump açıkça, Arap ülkelerinin Filistin direnişini silahsızlandırma sorumluluğunu üstlenmesini istedi. Bu utanç verici görev, Filistin halkına ihanettir.”
El-Husi, Arap ve İslam ülkelerinin asla Filistin direnişine baskı uygulayan bir araca dönüşmemesi gerektiğini belirtti ve bu tür baskıların İsrail’e hizmet ve Filistin halkına ihanet anlamına geldiğini söyledi.
Gazze’de Devam Eden İnsani Felaket
Seyyid Abdulmelik El-Husi, Siyonist rejimin Gazze’ye yönelik yeni saldırı dalgasının başlamasının üzerinden neredeyse iki yıl geçtiğini, ancak hala katliamların sürdüğünü belirtti. BM Genel Kurulu’nun 80. oturumunun sona ermesine ve dünya çapında öfkenin artmasına rağmen, İsrail’in soykırıma devam ettiğini söyledi.
ABD’nin bu suçlara tam destek verdiğini, Arap ve İslam ülkelerinin ise utanç verici bir sessizliğe büründüğünü vurguladı. El-Husi, İsrail’in açlığı bir soykırım aracı olarak kullandığını, binaları yerle bir ettiğini, konut alanlarını yaşanmaz hale getirdiğini ve insanları temel yaşam koşullarından yoksun bölgelere zorla göç ettirdiğini söyledi. “Gazze’deki çocuklar ya şehit olmuş, ya açlık çekiyor, ya da bombalar altında tehdit altında yaşıyor. Siyonist düşman kadınları ve çocukları bilerek hedef alıyor, bu vahşi suçları işlerken de keyif ve güç gösterisi arıyor.”
Dünya Ülkelerine Duyarsızlık Uyarısı
El-Husi, Gazze’de yaşananların kelimelerle tarif edilemeyecek boyutta olduğunu, dünyanın bu gerçekleri dikkatle takip etmesi gerektiğini ifade ederek şöyle dedi: “Gazze’de olanları görmezden gelmek, insanlığa ve gerçeklere ihanettir. Bu, İslam ümmeti için ağır sonuçlar doğuracaktır.”
Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıların devam ettiğini vurgulayan El-Husi, düşmanların son günlerde şofar çalarak kutsallığı çiğnediğini, Batı Şeria’da ise çobanlar dahil tüm grupların saldırıya uğradığını belirtti.
İsrail’in kamp sakinlerini zorla tahliye ettiğini, tutsakları kaçırdığını, işkence ettiğini ve Batı Şeria’daki demografiyi kasıtlı olarak değiştirmeye çalıştığını da söyledi. “Suç, suçtur. İşgal, işgal olarak kalacaktır,” dedi.
Suriye’de Siyonist Nüfuzun Artışı
Konuşmasının devamında Suriye’deki gelişmelere değinen El-Husi, İsrail’in güney Suriye’deki faaliyetlerinin tesadüfi olmadığını, bölgedeki nüfuzunu kalıcı hale getirme çabası olduğunu söyledi. “Tarihte ilk kez bir Siyonist, Şam’ın merkezinde şofar çaldı. Bu, İsrail’in Suriye başkentindeki tehlikeli nüfuzunun bir göstergesidir.”
Samud Filosu: Küresel Dayanışmanın Simgesi
El-Husi ayrıca, Samud Filosu’nu Filistin halkıyla küresel dayanışmanın güçlü bir sembolü olarak nitelendirdi: “Bu, Gazze ablukasını kırmak için 38. girişimdir. Aktivistler tüm tehlikelere rağmen yardımları ulaştırmak için yola çıktı. Ancak İsrail, her zamanki gibi bu gemilere saldırdı, aktivistleri kaçırdı ve yardımlara el koydu.”
El-Husi, Samud Filosu’nun İsrail’in gerçek yüzünü dünyaya ifşa ettiğini, insanların dikkatini Filistin halkının acılarına çektiğini ve bu eylemlerin İslam ümmetine ve insanlığa bir çağrı olduğunu vurguladı.