Fırtınalı Türkiye-ABD İlişkilerinde Yaklaşan Sınavlar
https://parstoday.ir/tr/news/west_asia-i284074-fırtınalı_türkiye_abd_İlişkilerinde_yaklaşan_sınavlar
Parstoday – Türkiye ile ABD arasındaki ulusal çıkar farklılıkları, özellikle Suriye ve F-35 savaş uçağı programı gibi kilit alanlarda derinleşirken, iki ülke ilişkilerini kader belirleyici sınavların eşiğine getirmiştir.
(last modified 2025-10-09T15:29:06+00:00 )
Ekim 09, 2025 18:27 Europe/Istanbul
  • Fırtınalı Türkiye-ABD İlişkilerinde Yaklaşan Sınavlar

Parstoday – Türkiye ile ABD arasındaki ulusal çıkar farklılıkları, özellikle Suriye ve F-35 savaş uçağı programı gibi kilit alanlarda derinleşirken, iki ülke ilişkilerini kader belirleyici sınavların eşiğine getirmiştir.

Türkiye-ABD ikili ilişkileri hassas bir dönemden geçiyor. İki ülke liderlerinin kişisel ilişkileri gerilimi zaman zaman önlemiş olsa da, Ankara ile Washington arasındaki temel stratejik farklılıklar, bu eski ittifakı istikrarsız bir zemine oturtmaktadır. Parstoday’in bu haber dosyasında, Türkiye ile ABD arasındaki kırılgan ilişkiler inceleniyor:

Kırılgan Bir İttifakın Tarihsel Kökleri

Türkiye-ABD ilişkileri başından itibaren ortak değerlere değil, ortak çıkarlara dayanmıştır. 1923’te Atatürk tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Sovyet tehdidine karşı Batı ile yakınlaşmayı stratejik bir tercih olarak benimsemiştir. Bu iş birliği Soğuk Savaş döneminde zirveye ulaşmış ve Türkiye’nin 1952’de NATO’ya katılmasıyla pekişmiştir. Ancak 1974’te Türkiye’nin Kıbrıs’a askeri müdahalesine yanıt olarak ABD’nin silah ambargosu uygulamasıyla ilk ciddi çatlak yaşanmıştır. 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla ittifakın temel mantığı ortadan kalkmış ve iki ülkeyi, bugün her zamankinden daha gergin olan ilişkilerini yeniden tanımlamaya zorlamıştır.

Suriye: Temel Anlaşmazlık Noktası

Ankara ile Washington arasındaki mevcut en büyük anlaşmazlık Suriye meselesidir. ABD, Kürtlerin öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) desteklemekte; oysa Türkiye bu grubu, uzun yıllardır silahlı mücadele yürüten PKK'nın bir uzantısı olarak görmektedir. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'nin parçalanmasına yönelik her türlü girişimi "ulusal güvenliğe tehdit" olarak nitelendirmiş ve Ankara'nın müdahale edeceğini açıkça belirtmiştir. Ancak iki taraf arasında yumuşama sinyalleri de görülmektedir. SDG ile Şam arasında yapılan müzakereler ve Türkiye'nin Kürtlerle dolaylı temasları, gelecekte olası gelişmelerin işareti olabilir.

Kilit Rolde: Toma Barak

ABD’nin Türkiye’ye yeni büyükelçisi ve Suriye özel temsilcisi olan Toma Barak, iki ülke ilişkilerindeki krizleri yönetmede kilit bir aktördür. Trump’a yakınlığıyla bilinen Barak’ın görevi, ilişkileri “iyi” düzeyden “mükemmel” seviyeye taşımaktır. Barak, Ankara ile SDG arasında arabuluculuk yapmış ve İsrail’i Suriye’de “kafa karıştırıcı bir dönemi” tetiklediği gerekçesiyle eleştirmiştir. Onun bu misyondaki başarısı ya da başarısızlığı, bölgedeki gelişmeleri büyük ölçüde etkileyecektir.

Karmaşık F-35 Denklemi

İkinci büyük sınav, görünmez savaş uçakları F-35 programındaki krizdir. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alma kararı, Washington’un sert tepkisine yol açmıştır. ABD, Türkiye’yi F-35 programından çıkarmış ve savunma sanayisine yaptırımlar uygulamıştır. Türkiye, S-400 sistemlerini henüz aktif hale getirmediğini iddia etse de, bir Batılı yetkili bu sistemlerin aktive edilmesini, “Rusya’dan gelen bir USB belleğin NATO bilgisayarına takılması”na benzetmiştir. Toma Barak, yıl sonuna kadar yaptırımların kaldırılması için bir çözüm bulmayı ummaktadır; ancak bu, Kongre'nin onayını gerektirmekte olup, Türkiye’nin orada pek de popüler olmadığı bilinmektedir.

Belirsiz Bir Gelecek ve Zorluklarla Dolu Bir Yol

Türkiye-ABD ilişkileri artık Soğuk Savaş’ın "altın çağı"na dönmeyecektir. Bu ilişki, çelişkilerin sürekli yönetilmesi ve iş birliğinin seçici şekilde sürdürülmesiyle şekillenecektir. Türkiye uzmanı Soner Çağaptay’ın da belirttiği gibi: “İki ülke arasındaki iş birliğini geliştirebilecek tek kişi Trump’tır.” Sonuç olarak, Türkiye-ABD ilişkileri fırtınalı bir seyir izlemeye devam edecek ve krizlerle geçici çözümler arasında gidip gelecektir