Netanyahu Gazze Ateşkesini Neden Zorunlu Olarak Kabul Etti?
https://parstoday.ir/tr/news/west_asia-i284198-netanyahu_gazze_ateşkesini_neden_zorunlu_olarak_kabul_etti
Parstoday – İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dünya çapında artan öfke dalgası ve uluslararası tutuklama tehdidi karşısında Gazze'de ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı.
(last modified 2025-11-26T09:34:33+00:00 )
Ekim 11, 2025 10:54 Europe/Istanbul
  • Netanyahu Gazze Ateşkesini Neden Zorunlu Olarak Kabul Etti?

Parstoday – İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dünya çapında artan öfke dalgası ve uluslararası tutuklama tehdidi karşısında Gazze'de ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı.

El Cezire Net, Mahmud Sultan imzalı analiz yazısında, Netanyahu’nun Gazze savaşını sona erdirme kararının arkasındaki nedenleri ele aldı.

Parstoday’in El Alem televizyonuna dayandırdığı habere göre, analizde şu ifadeler yer aldı: Netanyahu'nun ateşkesi kabul etmek zorunda kalmasının nedenlerinden biri, kendisini Birleşmiş Milletler’de dünyaya karşı yalnız ve nefret edilen biri olarak görmesiydi. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin hakkında verdiği tutuklama kararının uygulanmasından korktuğu için Avrupa hava sahasından geçmekten kaçındı. BM Genel Kurulu’nda konuşma yaptığı sırada, katılımcı delegasyonlar salonu terk etti ve Netanyahu kendini dünya liderlerinden yoksun bir salonda buldu.

Avrupalı siyasi figürler açık bir şekilde İsrail’i soykırım işlemekle suçladı ve bu rejime yönelik silah ambargosu çağrıları, ABD’de İsrail yanlısı Demokratlar arasında bile — örneğin eski ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan gibi — artmaya başladı.

Ağustos 2025’te, 28 Batılı ülke Tel Aviv'den Gazze’deki suçlarını durdurmasını istedi. Bu taleplerin yanı sıra çeşitli ülkeler ve kurumlar, İsrail'e karşı kültürel, akademik ve sportif yaptırımlar uygulamakla tehdit etti. Bu yaptırımlar, İsrailli akademisyen Nimrod Goren’in “Gazze nedeniyle İsraillilerin çoğu dünyanın kendilerine karşı olduğunu hissediyor” itirafında bulunmasına yol açtı. Aynı şekilde, eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert, "Nefret edilen bir devlete dönüştük" itirafında bulundu.

Netanyahu'nun yalnız kalmasına ve savaşı durdurmak zorunda kalmasına neden olan bir diğer hata ise, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın kendisini desteklemeye devam edeceğine ve hiçbir şekilde zorlamayacağına dair olan yanlış inancıydı. Ancak Netanyahu, kısa sürede Trump’ın yoğun baskısıyla karşı karşıya kaldı. İsrail’in yalnızlaşma korkusu o kadar arttı ki, Netanyahu Tel Aviv’in ekonomik olarak kendi kendine yetmesi gerektiği uyarısında bulundu.

Pew Araştırma Merkezi'nin son anketine göre, İsrail’de yaşayanların %58’i, ülkelerinin diğer devletler nezdinde saygınlığını kaybettiğine inanıyor. Aynı araştırma, işgal altındaki topraklarda yaşayan çoğunluğun savaşa son verilmesini istediğini ortaya koydu; zira bu savaş İsrail’in imajını yok etti ve yalnızlığını artırdı.

Uluslararası düzeyde de İsrail kendini yalnız hissetti; çünkü Trump, Tel Aviv'e bilgi vermeden Hamas ile görüşmeler yaptı, Suriye yaptırımlarını kaldırdı ve İran ile diyalog kurma isteğini dile getirdi.

Öte yandan, İsrail’in Katar’daki Hamas liderlerini suikastla hedef alma girişimi, Trump ekibi tarafından, ABD ile NATO dışındaki müttefikleri arasında sorun yaratma çabası olarak değerlendirildi. Ardından Trump, Netanyahu’dan hayal kırıklığına uğradığını açıkladı ve savaşın sona ermesi gerektiğini söyledi.

Netanyahu’nun Gazze savaşını bitirmeye razı olmasının en önemli nedenlerinden biri de, Avrupa’da artan İsrail karşıtı nefret ve düzenlenen protesto gösterileriydi. Bu durum, Avrupa ile İsrail arasındaki tarihsel ilişkilerdeki en tehlikeli dönüm noktalarından biri olarak değerlendirildi. Tel Aviv kendini çöküşün ve yok oluşun eşiğinde görmeye başladı.

İsrail’e karşı nefret o kadar arttı ki, ilk kez tüm müttefikleri onu terk etmekle tehdit etti. Bu, daha önce herhangi bir düşmanlıktan uzak ülkelerde yaşandı. Şarm El-Şeyh anlaşmasından dört gün önce, Avrupa genelinde yüz binlerce kişi İsrail karşıtı yürüyüşlere katıldı. Siyonist medya bunu, Avrupa ile İsrail arasındaki ilişkilerdeki en tehlikeli dönüm noktası olarak nitelendirdi.

Buna ek olarak, İsrail kendini çöküş ve belki de 70 yıl önce geldiği yere geri dönüş sürecinin başlangıcında buldu.

Bu koşullar altında, dünya ilk kez savaşın sona erdirilmesinin gerekliliği konusunda birleşti ve Netanyahu, küresel kamuoyunun iradesine boyun eğmekten başka bir seçenek bulamadı. Kibir ve kendini beğenmişliğine yenik düştü, hiçbir hedefe ulaşamadan teslim oldu. Şimdi ise onu, siyasi geleceğini ve belki de İsrail hapishanelerinden birinde mahkûm olarak geçireceği kaderini bekliyor.