Kırılgan Ateşkes; Gazze’de Barışın Geleceği Neden Umut Vermiyor?
https://parstoday.ir/tr/news/west_asia-i284928-kırılgan_ateşkes_gazze’de_barışın_geleceği_neden_umut_vermiyor
Parstoday – Siyonist rejimin Gazze’deki ateşkese uymaması ve bu dar şeritte yaşayan halkın katliamı ile soykırımına yönelmesi, bölgede barışın geleceğini belirsiz bir hale getirmiştir.
(last modified 2025-10-25T02:47:00+00:00 )
Ekim 24, 2025 18:18 Europe/Istanbul
  • Kırılgan Ateşkes; Gazze’de Barışın Geleceği Neden Umut Vermiyor?

Parstoday – Siyonist rejimin Gazze’deki ateşkese uymaması ve bu dar şeritte yaşayan halkın katliamı ile soykırımına yönelmesi, bölgede barışın geleceğini belirsiz bir hale getirmiştir.

Binyamin Netanyahu liderliğindeki Siyonist rejim, Trump’ın Gazze planını uzun vadeli güvenliğini garanti altına almak için “kararlı bir adım” olarak görüyor. Bu plana göre, direnişin tamamen silahsızlandırılması ve askerî tehditlerin ortadan kalkması, İsrail güçlerinin Gazze’den aşamalı olarak çekilmesinin ön şartı sayılıyor.

Parstoday’in Mehr Haber Ajansı’ndan aktardığına göre, Netanyahu 29 Eylül 2025’te Beyaz Saray’daki basın toplantısında Gazze’nin kalıcı bir güvenlik hattı korunarak “silahsız bölge”ye dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı. Buna karşılık Hamas, bu planı işgalin sonu değil, İsrail rejiminin egemenliğinin devamı olarak yorumluyor.

Doha ve İstanbul’daki Hamas liderleri, İsrail ordusunun tam çekilmesine dair garanti olmaması ve Filistin Özerk Yönetimi’nin sınırlı rolünü gerekçe göstererek bu planı “müzakere fırsatı” olarak değerlendiriyor. 2023 ve 2025’teki başarısız ateşkes deneyimlerinden kaynaklanan bu görüş ayrılıkları, mevcut ateşkesi kırılgan bir anlaşmaya dönüştürmüştür. Bu zıt yorumlar yalnızca planın ikinci aşamasına geçişi durdurmakla kalmıyor, aynı zamanda yeni gerilimlerin de zeminini hazırlıyor. İsrail rejimi ise kendi tutumunu meşrulaştırmak için medya ve diplomasi araçlarını kullanıyor. Sonuç olarak, bu ateşkes barışçıl olmaktan ziyade geçici ve riskli bir görünüm sergiliyor.

Bahane Arayışı: İsrail Rejiminin Barışı Sabote Etme Politikası

Gazze ateşkesinin uygulanmasındaki kritik sorunlardan biri, İsrail rejiminin sürekli olarak “İsrailli esirlerin cesetlerinin teslimi” konusunda bahaneler üretmesidir. Trump planının ilk aşamasına göre, Hamas hareketi 28 ölü esirin cesedini 13 Ekim 2025’e kadar teslim etmekle yükümlüydü. Ancak sadece 9’u teslim edilmiş, geri kalanların Gazze’nin enkazı altında kaldığı belirtilmiştir. Hamas, İsrail bombardımanlarının neden olduğu yıkıntılarda arama yapmak için özel ekipmanlara ihtiyaç duyduğunu açıklarken, İsrail bunu “taahhüde uymama” olarak nitelendirmiş ve insani yardımlar için Refah Sınır Kapısı’nı açmaktan kaçınmıştır.

Netanyahu tarafından “savunma tedbiri” olarak gerekçelendirilen bu tutum, anlaşmanın ihlali olduğu gibi, Gazze’deki sivillerin acılarını da artırmaktadır. Birleşmiş Milletler açlık tehlikesinin hızla büyüdüğü konusunda uyarıda bulunmuştur. Hamas ise İsrail rejimini, teslim ettiği bazı cesetlerin aslında Filistinli sivillere ait olmasıyla suçluyor. Bu karşılıklı suçlamalar süreci daha da karmaşık hale getiriyor. İsrail’in bahane üretme stratejisi, müzakerelerde baskı unsurlarını elinde tutma çabasını ve güven tesis etme isteksizliğini göstermektedir. Tel Aviv’de İsrailli esir aileleri protesto düzenlerken, Gazze halkı büyük bir insani krizle karşı karşıyadır. Bu çelişkiler, ateşkesi bir siyasi oyuna dönüştürmekte ve kalıcı barış umudunu zayıflatmaktadır. Her gecikme, anlaşmanın olası ihlallerine zemin hazırlamaktadır.

Direnişin Silahsızlandırılması: İsrail Rejiminin Boş Bir Hayali

Trump planının ikinci aşamasının merkezinde yer alan Hamas’ın silahsızlandırılması, orta vadede Gazze’deki ateşkesin sağlanmasının önündeki en büyük engellerden biridir. Netanyahu ve Trump, tüneller ve saldırı silahları dâhil olmak üzere Hamas’ın tüm askerî altyapısının yok edilmesinde ısrar ederken, Hamas bunu “direniş ideolojisinin yok edilmesi” olarak nitelendiriyor.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nden Hugh Lovatt gibi uzmanlar, savaş sürecinde binlerce yeni üye kazanan Hamas’ın, bağımsız bir Filistin devleti garantisi olmadan silahsızlanmayı asla kabul etmeyeceği uyarısında bulunuyor.

Öte yandan, son haftalarda Gazze’de yaşanan Hamas-İsrail çatışmaları, Hamas’ın kontrolü yeniden ele geçirme çabasını göstermekte ve bu durum silahsızlanma ruhuna tamamen aykırıdır. Bu mesele yalnızca askerî değil, aynı zamanda siyasî bir sorundur. Bu nedenle mevcut ateşkes, geçici bir dönem olarak kalmaya mahkûmdur; zira Hamas, geçmişte olduğu gibi İsrail rejimi için kalıcı bir tehdit olmaya devam etmektedir.