Gazze Savaşı’nda Siyonist Rejime Petrol Sağlayan Bazı Ülkelerin Rolünün İfşası
Parstoday – Brezilya’da düzenlenen 30. Küresel İklim Konferansı (COP30) kapsamında, Oil Change International adlı kuruluş, Gazze’deki iki yıllık savaş sırasında Siyonist rejime petrol tedarikine katılan 25 ülkeyi ortaya koyan ifşa niteliğinde bir rapor yayımladı.
Parstoday’in haberine göre, Oil Change International kuruluşu “Perde Arkasında” başlıklı raporunda, Siyonist rejime sağlanan petrolün Gazze’deki savaş bağlamında “soykırım” niteliği taşıdığını belirterek bunun derhal durdurulması çağrısında bulundu.
Azerbaycan ve Kazakistan’ın Kilit Rolü
Rapora göre, Azerbaycan ve Kazakistan, tek başlarına rejime gönderilen ham petrol sevkiyatlarının %70’inden sorumlu oldular. Azeri Light petrolü Bakü–Ceyhan boru hattı üzerinden, Kazak petrolü ise Rusya’nın Novorossiysk limanından işgal altındaki topraklara taşındı. İslam İşbirliği Teşkilatı ve OPEC+ üyesi olan bu iki ülke, rejimin enerji arzında belirleyici bir rol üstlendi.
Sevkiyatların Hacmi ve Türü
Raporda belirtildiğine göre, toplamda 21,2 milyon ton değerinde 323 ham petrol ve rafine petrol ürünü sevkiyatı Siyonist rejime gönderildi. İhracat yapan ülkeler arasında Yunanistan, Amerika Birleşik Devletleri ve çeşitli Avrupa ile Asya ülkeleri yer alıyor. ABD özellikle İsrail savaş uçaklarında kullanılan JP-8 askerî yakıtının tek tedarikçisi olarak gösterildi.
Küresel İş Birliğine Eleştiri
Oil Change International, bu ülkelerin İsrail’in savaş suçlarına dair bilgi sahibi olmalarına rağmen yakıt tedarikine devam ettiklerini vurgulayarak, bu durumu “soykırıma ortaklık” olarak nitelendirdi ve ülkeleri sorumluluk almaya, iş birliğini sonlandırmaya çağırdı.
Siyonist Rejimin Enerji Bağımlılığı
S&P Global’in raporuna göre, İsrail’in iç petrol kaynakları bulunmuyor ve Hayfa ile Aşdod’daki rafineriler için günlük yaklaşık 300 bin varil ham petrol ithal ediyor. Bu enerji bağımlılığı, petrol ihraç eden ülkelerin Gazze savaşının sürmesindeki rolünü daha da belirgin hâle getiriyor.
Bu ifşaat, iklim konferansında bir kez daha enerji politikası ile insani krizler arasındaki ilişkiyi açık biçimde gözler önüne serdi.