Batı’nın Suçlarının Yeniden Hatırlanması | Büyük Dizi Katliamı: Güney Dakota’daki Kızılderililerin Soykırımı
Parstoday – Büyük Dizi Katliamı (Wounded Knee Massacre) 1890 yılında, Kızılderililere yönelik en kanlı ve simgesel Amerikan trajedilerinden biri olarak, Lakota yerlilerinden yüzlerce kişinin ölümüyle sonuçlandı ve 19. yüzyıldaki geniş çaplı direnişlerinin sonunu işaret etti.
Parstoday’in bildirdiğine göre, katliam 29 Aralık 1890 tarihinde Güney Dakota’da gerçekleşti. Büyük Dizi Nehri, Güney Dakota’nın güneybatısında White River’ın bir koludur ve Lakota dilinde adı Chankwe Opi Wakpaladır. Bu olayda, ABD ordusu Lakota Kızılderililerinin nehir kıyısındaki kampına saldırdı. Yıllarca süren savaşlar, zorla göç ettirme ve baskıların ardından Kızılderililer zayıf ve umutsuz bir durumdaydı. "Ruh Dansı" adlı dini hareket etrafında toplanmış, bizonların geri dönmesini ve beyazların hakimiyetinin sona ermesini umuyorlardı. Ancak ABD hükümeti bu hareketi kendi düzenine tehdit olarak gördü ve bastırmaya karar verdi.
O gün, kampta yaklaşık 350 Lakota Kızılderilisi, kadınlar, çocuklar ve erkekler dahil olmak üzere bulunuyordu. Ordu, silahlarını teslim etmeleri bahanesiyle müdahale etti. Çatışma, tek bir kurşunla başladı ve ardından geniş çaplı bir katliama dönüştü. Tahminlere göre 290–300 Kızılderili öldü; bunların 200’den fazlası kadın ve çocuktu. Öte yandan, yalnızca yaklaşık 25 Amerikan askeri hayatını kaybetti ve çoğu kendi ateşinden kaynaklanan kazalar sonucu öldü.
Bu katliam, yalnızca kurban sayısı açısından değil, politik ve kültürel sonuçları bakımından da önemlidir. Olaydan sonra, Kızılderililerin ABD’ye karşı organize direnişi fiilen sona erdi. Daha önce 1876’daki Little Bighorn Savaşı gibi çatışmalarda Amerikan ordusunu zorlayabilen kabileler artık mücadeleye devam edebilecek güç ve umuda sahip değildi. Büyük Dizi Katliamı, 19. yüzyıldaki Kızılderililer ve ABD arasındaki savaşların son halkası olarak kabul edilir.
Nüfus açısından bakıldığında, bu katliam, Kızılderililerin geniş çaplı yok ediliş sürecinin bir parçasıdır. 1900 nüfus sayımına göre, Amerika’daki Kızılderililerin nüfusu yaklaşık 250.000’e düşmüştü; oysa Avrupalıların gelişi öncesinde milyonlarca kişi bu kıtada yaşıyordu. Bu dramatik düşüşün nedeni savaşlar, salgın hastalıklar, zorla göç ettirme ve baskıcı politikaların birleşimiydi. Büyük Dizi Katliamı, bu sürecin simgesi ve 19. yüzyıldaki zirvesi olarak görülür.
Tarihsel açıdan, bu olay ABD hükümetinin yerlilere yönelik politikalarının bir yansımasıdır. "Toprakların boşaltılması" ve kabilelerin sınırlı bölgelere (Reservation) yerleştirilmesi politikası, kültür ve ekonomilerinin yok edilmesine yol açtı. Büyük Dizi Katliamı’nda ordu yalnızca savaşçı erkekleri değil, savunmasız kadın ve çocukları da hedef aldı. Bu, soykırım niteliğini ve yerlilerin ana topraklarından tamamen silinmesi çabasını ortaya koymaktadır.
Kültürel sonuçlar da oldukça derindir. Kızılderililer için Büyük Dizi, acı ve direnişin bir simgesi haline geldi. Sonraki nesiller, bu olayı tarihsel zulmü hatırlatmak ve kültürel kimliklerini korumak için yaşattı. Öte yandan ABD hükümeti uzun yıllar bu olayı "çatışma" olarak tanıtmaya çalıştı; ancak daha sonra resmi tarih ve kamuoyu katliam olarak kabul etti.
Hukuki ve etik açıdan, Büyük Dizi Katliamı, insan hakları ihlali ve soykırım örneği olarak değerlendirilir. Ordu savaş kurallarına uymamış ve sivil halkı hedef almıştır. Bugün bu olay, Amerikan tarihinin en karanlık sayfalarından biri olarak tarih ve hukuk çalışmalarında yer almaktadır.
Özetle, 1890’daki Büyük Dizi Katliamı ile yaklaşık 300 Kızılderili hayatını kaybetti ve 19. yüzyıldaki yerli direniş sona erdi. Bu olay, Amerika’nın yerli halka yönelik baskıcı ve soykırımcı politikalarının bir simgesi oldu ve sonuçları bugün hâlâ Kızılderililerin tarih ve kültürel hafızasında yaşamaktadır. Nüfus istatistikleri, bu katliamın, yerli nüfusun milyonlardan yüzbinlere düşüş sürecinin bir parçası olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Büyük Dizi, yalnızca bir insanlık felaketi değil, ABD hükümeti ile Kızılderililer arasındaki ilişkilerin tarihindeki bir dönüm noktasıdır.