Suriye’de Ayrılıkçı Krizin Şiddetlenmesi; Toprak Bütünlüğü İçin Alarm

Parstoday – Suriye’nin farklı bölgelerinde yaşanan son güvenlik gelişmeleri, bu ülkede ayrılıkçı ve mezhepsel eğilimlerin giderek şiddetlendiğini gösteriyor.

Saha ve analiz raporlarına göre Suriye, toprak bütünlüğünü tehdit eden tehlikeli gelişmelerin eşiğinde bulunuyor. Son dönemde Humus, Hama, Halep, Süveyda ve sahil bölgelerindeki hareketlilik, ülkenin geleceğine dair kaygı verici bir tablo ortaya koyuyor.
-    Ayrılıkçı Cephelerin Oluşumu
Suriye’de «Ebu Muhammed el-Culani» rejiminin Humus’taki Alevi mahallelerine yönelik son mezhepsel saldırılarının ardından, halk arasında “federalizm” ve merkezi hükümetten ayrılma talepleriyle protesto dalgası yükseldi. «Şeyh Gazal Gazal», Alevi Yüksek İslam Konseyi Başkanı olarak sahil ve merkez bölgelerde geniş çaplı hareketlenme çağrısında bulundu.
-    Bölgesel Oyuncuların Krizi Derinleştirmedeki Rolü
Siyonist rejim mevcut koşullardan yararlanarak Suriye’nin güney eyaletinde askeri ve güvenlik denetimini güçlendirmiştir. «Binyamin Netanyahu» mezhepsel gerilimlerden faydalanarak Suriye’nin stratejik bölgelerinde daha fazla nüfuz elde etmeye çalışmaktadır.
-    Ayrılıkçı Hareketler Süveyda ve Dera’da
Süveyda’da «Şeyh Hikmet el-Hecri» liderliğinde ayrılıkçı siyasi talepler daha açık biçimde sürdürülmektedir. Bu yaklaşım, özellikle İsrail rejiminin doğrudan müdahalesi ve binlerce kişinin öldürülmesi veya kaybolmasına yol açan olaylardan sonra yoğunlaşmıştır. Raporlar, Şam’ın bu eyalete gizli mesajlar göndererek bir tür özerkliği kabul etmeye hazır olduğunu göstermektedir. Dürzi bölgelerinde merkezi hükümetle olan uçurum her geçen gün daha da derinleşmektedir.
-    Suriye’nin Toprak Bütünlüğüne Yönelik Tehdit
Analistlere göre mevcut durumun devamı, mezhepsel çatışmaların artmasına, Siyonist rejimin nüfuzunun genişlemesine, kuzey ve güneyde özerk bölgelerin oluşmasına ve terörist grupların devlet yapısında kalıcı hale gelmesine yol açabilir. Uzmanlar, hükümet yapısında değişim ve Suriye’nin sosyal çeşitliliğini tanıyan çok partili bir sisteme geçiş olmadan ülkenin parçalanma sürecinin devam edeceğini uyarıyor. Bu gelişmeler, Suriye’nin geleceğinin, hem toprak bütünlüğünü hem de etnik ve mezhepsel çeşitliliği tanıyan ulusal bir uzlaşmaya bağlı olduğunu ortaya koymaktadır./