Siyonist rejimin Suriye’de krizi ve çatışmayı tırmandırmadaki hedefleri nelerdir?
Parstoday – Şam kırsalındaki Beyt Cin köyünde onlarca Suriyeli vatandaşın öldüğü ve yaralandığı kanlı katliamın üzerinden sadece birkaç saat geçtikten sonra Siyonist rejim ordusu yeniden askeri araçlar ve tanklarla bu bölgenin çevresine ve Suriye’nin güneyine saldırdı.
Siyonist rejim ordusu Cumartesi günü (29 Kasım) bir kez daha Şam kırsalındaki Beyt Cin köyü ve Suriye’nin güney bölgelerine sızdı. Siyonist rejimin Suriye topraklarına yönelik en kanlı saldırısı, Beşar Esad’ın düşüşünden bu yana, Cuma günü (28 Kasım) Beyt Cin beldesinde meydana geldi; yerel kaynaklara göre en az 14 Suriyeli vatandaşın ölümü ve onlarcasının yaralanmasıyla sonuçlanan bu saldırı, yardım ekiplerinin bölgeye girmesini ciddi şekilde engelledi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekaî de Siyonist rejimin Suriye’nin güneyindeki Beyt Cin bölgesine düzenlediği kara ve hava saldırısını ve bazı Suriyeli vatandaşların katledilmesini kınadı.
Beyt Cin köyü Şam kırsalında bulunuyor ve Siyonist rejim yetkililerinin iddiasına göre, rejim ordusunun bu köye yönelik baskınının amacı, Suriye’yi işgal etme girişimlerine karşı çıkan Suriyeli İslamcı bir gruba mensup, aranan kişilerin tutuklanmasıydı.
Siyonist rejim ordusu, 8 Aralık 2024’te Şam’ın Heyet Tahrir eş-Şam teröristleri tarafından düşmesiyle eşzamanlı olarak işgal altındaki Golan Tepeleri’nde geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı. Bu operasyon, 1982’den bu yana Siyonist rejimin Filistin işgal altındaki toprakları dışındaki bir Arap ülkesine gerçekleştirdiği en büyük kara saldırısı olarak değerlendiriliyor.
Siyonist rejim, Suriye’nin ekonomik çöküşü ve ordunun yıpranmış kaynakları gibi iç zorluklarından faydalanarak kendi hâkimiyetini pekiştirdi ve 500’den fazla hava saldırısıyla askeri üsler, radar sistemleri, hava kuvvetleri tesisleri, istihbarat merkezleri, bilimsel araştırma merkezleri ve hatta Şam gibi hayati altyapıları hedef aldı.
Siyonist rejimin Suriye’ye yönelik saldırılarının sürmesi, Amerikan–Siyonist barış planlarının başarısız ve aldatıcı olduğunun bir işareti olarak değerlendirilebilir; zira bu eylemler, barış yanlısı olma iddialarıyla açık bir çelişki içindedir. ABD ve Siyonist rejimin ileri sürdüğü barış girişimleri pratikte sürekli ihlaller, işgal ve hava-kara saldırılarıyla birlikte uygulanmaktadır.
Batılı güçlerin Tel Aviv’in saldırganlığı karşısındaki zayıf ve zaman zaman kayıtsız tepkileri de bu ülkelerin çifte standardını ve Siyonist rejimin insanlık karşıtı eylemlerine örtülü desteğini ortaya koymaktadır. ABD’nin desteğiyle Siyonist rejimin Suriye’deki işgalinin devam etmesi, Amerika ve Siyonist rejimin barış planlarının samimiyetine yönelik bölgesel ve küresel kamuoyunda ciddi şüpheler oluşturmuştur. Bu eylemlerin nihai hedefi barış değil; Suriye’nin bölünmesi, merkezi hükümetin zayıflatılması ve Tel Aviv için bir güvenlik kuşağı oluşturulmasıdır.
Öte yandan, Amerikan ve Siyonist yetkililerin değerlendirmelerinin aksine, bu saldırılar bölgedeki direniş grupları arasında daha fazla yakınlaşmaya neden olabilir.
Beyt Cin ve diğer Suriye bölgelerine yönelik saldırılar, barış yanlısı iddialarla birlikte değerlendirildiğinde, ABD ve Siyonist rejimin politikalarındaki temel çelişkiyi gözler önüne sermektedir. Bu eylemler yalnızca barışı zayıflatmakla kalmıyor, aynı zamanda sözde barış planlarının gerçek niteliğini, yani hâkimiyet ve işgal aracı olduklarını ortaya koyuyor.
Siyonist rejim de Suriye’deki krizi tırmandırarak direniş eksenini zayıflatmayı, Suriye’nin güneyinde askeri varlığını pekiştirmeyi, işgal altındaki bölgelerden siyasi çıkar sağlamayı ve Tel Aviv’in güvenliği için stratejik derinlik oluşturmayı hedeflemektedir. Tel Aviv, özellikle Suriye’nin güneyi ve Golan Tepeleri’nin bazı bölümlerini kendi sınırlarına katmak veya gelecekte müzakerelerde bir koz olarak kullanmak istemektedir.
Siyonist rejimin Golan Tepeleri’ni işgali ve Suriye topraklarına yönelik tekrarlanan saldırıları defalarca Birleşmiş Milletler’de kınanmıştır. Her ne kadar bu baskılar saldırganlığı tamamen durduramasa da Tel Aviv’in siyasi ve diplomatik maliyetlerini artırmaktadır.
Siyonist rejimin saldırıları Suriye’yi zayıflatmak bir yana, halkın ve bölgenin direniş motivasyonunu güçlendirmiştir. Bu durum, Tel Aviv’in uzun vadeli hedeflerine ulaşmasını engellemektedir./