Culani’nin İktidara Gelişinin Birinci Yılında Suriye Geçici Hükümetinin Söylemindeki Çatlaklar
https://parstoday.ir/tr/news/west_asia-i287824-culani’nin_İktidara_gelişinin_birinci_yılında_suriye_geçici_hükümetinin_söylemindeki_Çatlaklar
Parstoday – “Ebu Muhammed el-Culani” liderliğindeki Suriye Geçici Hükümeti’nin kurulmasının üzerinden bir yıl geçmesinin ardından, bu yapının siyasi söyleminde artan bir ikilik göze çarpıyor. Uzlaşı temelli bir yaklaşımın yokluğunda ortaya çıkan bu ikilik, mezhepsel kutuplaşmayı derinleştirerek Suriye’nin toplumsal krizlerini daha da karmaşık hâle getiriyor.
(last modified 2025-12-09T05:38:15+00:00 )
Aralık 09, 2025 05:52 Europe/Istanbul
  • Culani’nin İktidara Gelişinin Birinci Yılında Suriye Geçici Hükümetinin Söylemindeki Çatlaklar

Parstoday – “Ebu Muhammed el-Culani” liderliğindeki Suriye Geçici Hükümeti’nin kurulmasının üzerinden bir yıl geçmesinin ardından, bu yapının siyasi söyleminde artan bir ikilik göze çarpıyor. Uzlaşı temelli bir yaklaşımın yokluğunda ortaya çıkan bu ikilik, mezhepsel kutuplaşmayı derinleştirerek Suriye’nin toplumsal krizlerini daha da karmaşık hâle getiriyor.

Önceki rejimin düşüşü ve Heyet Tahrir eş-Şam’ın güç kazanmasının üzerinden bir yıl geçmişken, geçici hükümet yetkililerinin tutumlarına ilişkin değerlendirmeler, bu yapının dışa dönük mesajları ile iç kamuoyuna yönelik söylemi arasında anlamlı bir mesafe oluştuğunu göstermektedir.

Parstoday’in haberine göre, uluslararası düzeyde “kapsayıcı hükümet” ve “kurumsallaşma” söylemleri dile getirilirken, Suriye içinde hâlâ dış tehditlere vurgu yapan ve sorunların sorumluluğunu diğer aktörlere yükleyen anlatılar tekrar edilmektedir. Bu yaklaşım, mezhepsel gerilimi azaltacak ulusal bir söylemin oluşumunu engellemektedir.

Kendini “geçici cumhurbaşkanı” olarak tanımlayan Culani, “Doha Forumu 2025” oturumunda geçiş sürecinin dört yıl daha devam edeceğini vurgulamış; aynı zamanda nadir görülen bir çıkışla İsrail rejimini “terörist” olarak nitelendirmiştir bu çıkış, geçmişi ve güvenilirliği konusundaki şüphelere verilen bir yanıt niteliğindedir. Ancak iç sahada, kuzeydoğu ve güneydeki krizler hâlâ rakip güçlere ve yerel gruplara atfedilmektedir.

Merkez ve kıyı bölgelerinde ise uzlaşı söyleminin yokluğu ve Kürtlere, Dürzilere ve Alevilere yönelik son gösterilerde ortaya çıkan mezhepsel tahriklerin artması, toplumsal yarılmayı daha da derinleştirmiştir. Geçici hükümet bu gidişatı sınırlamak adına etkili bir adım atmış görünmemektedir.

Süveyda ve sahil bölgesindeki kanlı olayların, soruşturma komiteleri kurulmasına rağmen resmî makamlarca yapılan açıklamalarla gerekçelendirilmesi geniş eleştirilere yol açmış; bazı analizlerde bu yaklaşımın İsrail’in Suriye’nin güneyindeki hareketliliğini kolaylaştırdığı belirtilmiştir.

Genel olarak, sorunların “ötekilere” yüklenmesi ve önceki rejimin medya söyleminin yeniden üretilmesi, mezhepsel dili canlı tutarken Suriye’nin geleceğine ilişkin belirsizliği artırmakta ve ülkenin yeniden şiddet döngüsüne sürüklenme riskini yükseltmektedir.