ABD elebaşılığındaki IŞİD karşıtı ittifakta stratejik çelişkiler
(last modified Sat, 23 Jul 2016 02:33:00 GMT )
Temmuz 23, 2016 05:33 Europe/Istanbul
  • Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi
    Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi

Amerika’nın başkenti Washington’da tekfirci IŞİD terör örgütüne karşı kurulan sözde uluslararası ittifakın ikinci zirvesi, bu oturuma katılan yetkililerin açıklamalarında Amerika’nın başını çektiği ittifakta stratejik çelişkileri ortaya koyan durumların söz konusu olduğu bir sırada düzenlendi.

Amerika’nın başını çektiği tekfirci IŞİD terör örgütüne karşı sözde uluslararası ittifaka üye olan ülkelerin temsilcileri, Perşembe günü söz konusu tekfirci terör örgütüne karşı Irak ve Suriye topraklarında düzenlenen saldırıların sonuçlarını ele almak amacı ile Amerika’nın başkenti Washington’da bir araya geldi. Ancak ne var ki bu zirveye katılan ittifaka üye ülkelerin bazı yetkililerinin açıklamaları, Irak gibi bir ülkenin başta tekfirci IŞİD terör örgütü olmak üzere her türlü terörizmin kökünü kurutmakta kararlı oldukları halde, Amerika yönetiminin terörle mücadele konusunda belli bir stratejisi bulunmadığını ortaya koyuyordu.

Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi Cuma günü Amerika’nın başkenti Washington’da düzenlenen uluslararası IŞİD karşıtı ittifakın oturumunda yaptığı konuşmada bir yandan tüm ülkelerden terörün köklerinin kurutulmasını talep ederken, öbür yandan da terörizmin fikri açıdan kökleri kurutulmadan bu şom afetin yok edilemeyeceğinin altını çizdi. Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi dünyanın tüm ülkelerinden barış yanlısı olan İslam dininin imajını zedeleyen terörün, sapkın fikri köklerini kurutmak amacı ile birlik olmalarını istedi.

Gerçekte Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi’nin  bu talebinde iki önemli nokta dikkat çekiyor. Bu önemli iki noktanın ilki, terörün fikri köklerinin hedef alması gerektiği ve ikincisi de teröre karşı uluslararası camianın birlik olma zaruretidir. Gerçekte Irak Dışişleri Bakanı ibrahim Caferi’nin gündeme getirdiği bu iki önemli boyut, Irak yönetiminin Suriye yönetimi ile birlikte bölgede terörün iki önemli kurbanı olarak terörün bölgesel ve küresel tehlikesini en iyi şekilde anladığını ve bu tehlike ile mücadele etmek için sunduğu önerinin de bu doğru anlamadan kaynaklandığını gösteriyor.

Ülkesi tekfirci IŞİD terör örgütüne karşı kurulan sözde uluslararası ittifakın başını çeken Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry ise Perşembe günü çok çelişkili ve belirsiz sözler sarf etti.

Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry terörle mücadele alanında istihbarat konusunda ortak işbirliğinin arttırılmasına vurgu yaparken, bir yandan tekfirci IŞİD terör örgütüne karşı daha aktif rol ifa etme zaruretinden söz etti, fakat öbür yandan ülkesinin, IŞİD karşıtı kurulan ittifaka verdiği asker sayısını üçte bire düşüreceğini açıkladı.

Burada akla gelen soru şu, Amerika tekfirci IŞİD terör örgütüne karşı kurulan ittifakta asker sayısını üçte bire düşürerek nasıl IŞİD ile savaşta daha aktif rol ifa etmek istiyor? Acaba terör tehdidini bertaraf etmek için Amerikan ordusunun sırf sınırlı ölçekte hava operasyonları düzenlemesi yeterli olacak mıdır? Oysa Irak ve Suriye’de çatışma sahalarındaki gerçekler, tekfirci IŞİD terör örgütü ile savaşta hava akınlarından ziyade kara kuvvetlerinin gerekli olduğunu ve ancak bu şekilde bu cani örgütün yok edilebileceğini gösteriyor. Üstelik Amerika’nın hava akınları IŞİD teröristlerinden ziyade en çok bölgede yaşayan sivilleri katletmeye yaradığı anlaşılıyor.

Bu çerçevede Suriye insan haklarını gözetleme örgütü, Amerika’nın son hava akınlarında 600 kadar Suriyeli sivil vatandaşın hayatını kaybettiğini ve sırf Halep kentinde tekfirci teröristlerin bombardımanlarında aralarında 170 çocuğun da bulunduğu 350 Suriyeli sivil vatandaşın katledildiğini açıkladı.

Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry’nin sözlerinde üzerine vurgu yapılan bir başka konu tekfirci IŞİD terör örgütü ile savaşta yapısal engellerin ortadan kaldırılma zaruretiydi; fakat John Kerry, yapısal engellerle neyi kasettiğine açıklık getirmedi./