Pars Today

Suudi rejim Yemen’in başkenti Sana’da 8 ekim’de yapılan saldırının kasıtlı olarak yaptığını itiraf etmesine rağmen, Amerika dışişleri bakanlığı sözcüsü John Kerby, saldırının Arabistan tarafından nefsi müdafa olarak yorumladı.

Arabistan Suudi savaş uçakları geçen Cumartesi günü, Yemen savunma bakanı babasının yas merasimi için toplanan kalabalığın bulunduğu salonunu bombalaması sonucu yaklaşık 900 kişi öldü veya yaralandı.

Cinayetin boyutu ve gelen tepkilerin yoğunluğu nedeni ile Suudi Arabistan, olaydan iki gün sonra olayı üstlenmesi ve üzüntü duyduğunu söylemek zorunda kaldı. Suudi Arabistan’ın BM daimi temsilcisi Abdullah el-Muallimi Pazartesi gecesi BMGK’ne yazdığı mektupta, Yemen savunma bakanı babasının yas merasiminin düzenlendiği salona saldırıdan esef duyduğunu belitti.

BBC kanalı da Arapça yayınında verdiği haberde Arabistan’a ait bir savaş uçağının Sana’da bir yas merasimini bombaladığını duyurdu. Suudi Arabistan yönetimi saldırı sorumluluğunu üstlenmemek için yoğun çalışmalarda bulunmasına rağmen, dünya kamuoyu ve de siyasi baskılar nedeni ile Cumartesi gece  yaşanan katliamın araştırılması için çalışmaların başladığını duyurmak zorunda kaldı.

Suudi Arabistan’ın yapacağı araştırmaların adil olup olmaması konusu bir yana, suçlunun neden bizzat işlediği cinayeti soruşturması gerektiği sorusu akılları kurcalamakta. Neden BM veya temel kurumlarından örneğin Güvelik Konseyi veya insan hakları konseyi gibi bağlı olan organları Suudi Arabistan cinayetini araştırmıyor veya gerçekleri arayan komite kurulmuyor?

Bu sorulara verilecek en önemli yanıtlardan biri, başta Amerika olmak üzere super güçlerin suudilerin cinayetlerini araştırmak için azimli olmamaları ve hatta destek vermeleridir. Amerika dışişleri bakanlığı sözcüsü John Kerby, Suudi Arabistan’ın Yemen’de matem törenine yaptığı dehşet saldırısı konusunda hayret verici sözlerinde, Arabistan’ın Yemen’deki saldırıları ve Rusya’nın Suriye’deki müdahalesi arasında önemli farklılıklar olduğunu, Riyad’ın kendi şehirleri ve vatandaşlarını savunmak için Yemen savaşına giriştiğini iddia etti.

Bu arada Amerika dışişleri bakanı John Kerry de Arabistan savunma bakanı Muhammed bin Salman ve dışişleri bakanı Adil el-Cubeyr’i, sırf Amerika’nın Sana’ya yönelik saldırıdan “derin endişelerini” bildirmek için arayarak Riyad’dan “benzer olayların tekrarlanmaması için acil tedbirler” alınmasını istedi.

BM insan hakları yüksek komiseryası sözcüsü Davina Şemdisani, BMGK’nin son iki yılda komiseryasının Yemen’de insan haklarının ihlali ile ilgili bağımsız araştırmaların yapılma isteğinde başarısızlığından esef duyduğunu belirtti. Tabi ki bu açıklama, BM’ne bağlı bazı organların Al-ı Suud cinayetlerinin araştırılmasını istediğini, fakat BM’nin başta Amerika olmak üzere super güçlerin hizmetinde olması nedeni ile bağımsız çalışma yürütemediğini gösteriyor.

Hiç şüphesiz Suudi Arabistan’ın geçen Cumartesi günü Yemen’de işlediği cinayet hakkında yapacağı araştırma ile Bahreyn’in ünlü mısırlı yargıç Şerif Besitoni başkanlığında yapacağı araştırmaya kıyasla hiç bir değeri olmayacak. Tabi ki Suudi yönetimin, yapılacak olan araştırmanın sonuçlarına itibar edeceği beklenmiyor, bu yüzden Al-ı Suud’un adil bir araştırma yapması ve ardından yayınlanacak rapor uyarınca davranması, boş bir beklenti olacaktır./