2016 Yılında İsrail'de Ekonomi Krizi Doruktaydı
(last modified Wed, 14 Dec 2016 08:19:18 GMT )
Aralık 14, 2016 10:19 Europe/Istanbul
  • 2016 Yılında İsrail'de Ekonomi Krizi Doruktaydı

İşgal rejimine ait Latit enstitüsü, halı hazırda işgal rejimi İsaril'de 2.5 milyon insanın fakirlik sınırının altında yaşadığını bildirdi.

"Latit" enstitüsü, mesken, eğitim temini, gıda güvenliği ve temel ürünlerin pahalılığı hususlarında İsrail toplumunda fakirlik sınırını araştırmıştır. Enstitü tarafından yayınlanan bu rakamlar, İsrail'de fakirlik rakamını 1.7 olarak açıklayan siyonist İsrail rejimi resmi sigorta enstitüsünün açıkladığı rakamlarla açık bir çelişki ve tezat içindedir.

Elbette siyonist İsrail rejimi, ters göçlerin artması ve işgal altındaki Filistin topraklarına başka yerlerden göç ettirilen Yahudilerin yeniden kendi vatanlarına geri dönmeleri, ayrıca işgal rejiminin karşı karşıya bulunduğu ekonomik krizin daha da artacağı korkusuyla fakirlik ve diğer ekonomik krizlerle ilgili gerçekleri ve asıl raporları yayınlamaktan kesinlikle kaçınmakta ve sürekli olayları saptırmaktadır.

Şimdi ise 1948 yılında işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşayan 8 milyon İsraillinin yaşam durumuyla ilgili siyonist Latit enstitüsü, İsrail'de bir milyonun üzerinde de fakir çocuğun bulunduğunu bildirmekte.

Bu arada işgal altındaki topraklarda yayınlanan siyonist Globs dergisi bundan bir süre önce üç yıl içinde İsrail'de ekonomik merkezlerin iflas etmesi olayının %55 civarında artış gösterdiğini yazmıştı.

Özellikle son 10 yıl içinde İsrail toplumunda fakirlik ve ekonomik krizler çığ gibi artış göstermiş ve defalarca İsrailliler büyük kitleler halinde cadde ve sokaklara dökülerek, ekonomik krizleri ve siyonist rejimin idaredeki başarısızlıklarını protesto etmişlerdir.

Batılı ülkeler ve özellikle de Amerika'nın çok geniş ekonomik ve askeri yardım ve desteklerine ve bu rejimin işgali altında bulundurduğu bölgelerdeki geniş talanlarına rağmen, bu rejim kendi bütçesinin önemli bir bölümünü askeri ve yayılmacılık amaçlarına harcaması ve sürekli olarak teyakkuzda bulunması nedeniyle her zaman ekonomik krizlerle yüz yüzedir. Öyle ki tüm bu ekonomik krizlere ve çok kötü ekonomik şartlara rağmen işgal rejimi İsrail yine de kendi askeri harcamaları ve yayılmacı girişimlerinden el çekmemekte ve halen çok büyük mali harcamaları beraberinde getirecek yayılmacı siyasetleri ısrarla sürdürmektedir. Bu ise işgalci İsrail rejiminin şiddet içerikli yayılmacı yüzünü daha bir ortaya çıkarmakta.

İşgal altındaki topraklarda yaşanan olaylar, yapay siyonist İsrail rejiminin siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlarının özellikle son aylarda kat kat arttığını ve çok geniş boyutlar kazandığını gösteriyor. Bu ise İsrail'de halkın rahatsızlığına ve caddeye dökülerek itirazlarını haykırmalarına yol açmaktadır.

Siyonist rejim içerisinde sosyal tezat ve çelişkilerin şiddetlenmesi, fakirlik ve itirazların her geçen gün daha da artması içinde bulunduğumuz dönemde bu rejim için tehlike çanlarını seslendirmiştir. Öyle ki işgal rejiminde bizzat ekonomik kurumlar da artık alenin bu gerçekleri dillendirmekte ve uyarıda bulunmaktalar. Halı hazırda siyonist İsrail rejimi İşbirliği ve kalkınma Örgütü OECD içerisinde fakirlik sıralamasında Meksika ve Türkiye'den sonra üçüncü sırada yer almaktadır.

muhtelif kurumlarca yayınlanan rakam ve istatistikler bu rejimin kurulduğu tarihten şimdiye kadar en kötü ekonomik koşullar içinde bulunduğunu gösteriyor. Son aylarda İsrail'de ekonomik kurumlar içerisinde iflas oranlarında önemli artış yaşanırken bu kuruluşlardan bir çoğu resmen küçülmeye gitmiş ve kendi çalışanlarının önemli bir bölümünün işine son vermiştir. Tevratta belirtilen öğeler uyarınca İsrail'in Yahudiler için bir cennet, süt ve bal diyarı olarak tanımlandığı bir ortamda bu rejim ciddi bir çöküşe yüz tutmuş ve ekonomik iflasın eşiğine gelmiştir. Bu sözde vaat olunmuş cennet artık siyonistler için bir cennet olmaktan çıkmış gerçek manada bir cehenneme dönüşmüş ve hayat bu topraklar üzerinde işgalci siyonistler için kaçınılmaz olmuştur. Bunun için de başka ülkelerden bin bir vaatlerle işgal edilmiş Filistin topraklarında bir araya getirtilen Yahudiler de artık bu aldatmacalardan bıkmış ve geldikleri topraklara geri dönüşler artmıştır. Bu ise siyonist İsrail rejiminin çöküş hızını gittikçe artırmakta.