Arabistan'da kötü yönetim: Fakirlik korkunç boyutta
(last modified Sun, 22 Jan 2017 08:20:27 GMT )
Ocak 22, 2017 10:20 Europe/Istanbul
  • Arabistan'da kötü yönetim: Fakirlik korkunç boyutta

BM İnsan Hakları ve Aşırı Yoksulluk özel raportörü Philip Alston, Suudi rejiminin iddialarının aksine bu ülkede fakir mahallelerinin çok geniş boyutta olduğunu bildirdi.

Arabistan yönetiminin fakirlikle mücadele programlarının tamamen gösterişe yönelik ve işlevsiz olduğunu, toplum içinden kesinlikle destek görmediğini belirten BM İnsan Hakları ve Aşırı Yoksulluk özel raportörü Philip Alston, ayrıca Suudi rejiminden, sosyal destek programlarının kendi vatandaşlarının bir hakkı olarak değerlendirmesini ve öncelik vermesini ve ülkede fakirlik boyutunun azaltılması yönünde ciddi adımlar atmasını istemiştir.

Reformlar takvimi konusunda da Arabistan rejimini uyaran Philip Alston, bu reform paketinin kesinlikle gerçekçi yanı olmadığını ve göstermelik olduğunu bildirdi.

Öte yandan Lübnan el-Mayadin kanalı muhabiri Arabistan'la ilgili verdiği bir röportajında şunları demektedir:

Suudi Arabistan'da, saraylar ve görkemli binaların ötesinde en ilkel özgürlükler ayaklar altına alınmakta v ekadın haklarıyla resmen alay edilerek, kadınlar ikinci plana itilmekte, her türlü hakları ihlal edilmektedir. Bu ise Suudi hanedanının uzun yıllar boyu Arabistan'a tahakkümlerinin bir sonucudur. Suudi rejimi, halkı ve Arabistan toplumu için zayıf bir ekonomi ve tamamen petrole bağımlı bir ekonomiden başka bir şey bırakmamıştır. Halı hazırda Arabistan'da 9 bin prens bulunuyor ki bunların her biri ayda 3 milyon ila 120 milyon maaş almakta. Oysa ülke halkı bir öğün yemeğe muhtaç ve aç uyuyorlar….

Bu durum son yıllarda özellikle de bizzat Suudi rejiminin kendisinin başlatmış olduğu ve batılı emperyalist devletlerle  birlikte sürdürdüğü petrol fiyatlarının düşürülmesi komplosu ardından Arabistan halkı için çok korkunç ve vahim bir duruma sebebiyet vermiş ve yoksul halk son dönemde daha vahim bir duruma sürüklenmiştir. Böyle bir ortamda Suudi rejimi yetkilileri gerçekleşmesi imkansız bir takım planlar gündeme getirerek, uzun vadede halk protesto ve eylemlerini engellemek için Arabistan halkını meşgul etmeye ve gündem saptırmaya çalışmaktalar.

Bilindiği üzere bölgede terör örgütlerinin finansörlüğüne soyunarak Suriye, Irak ve Yemen gibi bölgenin Arap yönetimlerini devirmek isteyen ve bu amaçla terör örgütlerine destek veren Suudi rejimi, kendi rakibi devletlere darbe vurmak düşüncesiyle, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin de ortaklığı ile petrol fiyatlarında aşırı derecede indirime gitmiş ancak bu komplosu bumerang çubuğu gibi dönüp dolaşıp asıl kendisini vurmuş bulunmaktadır.

Arabistan'la ilgili yayınlanan rakamlar, Arabistan'da enflasyonun ve işsizliğin hızla artmakta olduğunu, ülkede hisse senetleri ve borsada hızlı düşüşün yaşandığını, halkın büyük ekseriyetinin artık kendi geçimlerini temin edecek mali imkana sahip olamadığını gösteriyor.

Son petrol fiyatları düşüşünde gerçi petrol ihraç eden bazı ülkelerin ekonomisinde bir takım geçici yan etkisi olmuştur ama asıl darbeyi, tek ürünlü ve sadece petrole bağımlı olan Suudi rejimi ekonomisi almış bulunuyor.

Dünya İnsani Kalkınma Örgütü raporuna göre Arabistan halkının %70'den fazlasının ülkeye egemen ekonomik şartlar ve mevcut krizden rahatsız olup başta ekonomik mesele olmak üzere ülkede genel bir reforma  gidilmesini istemekteler. Arabistan'ın muhtelif dallarda harcamalarının çığ gibi büyümesi, özellikle Suudi prenslerin had hesap bilmeyen harcamalarındaki fahiş artış ve Suudi rejiminin Suriye, Irak ve Yemen'deki kiralık teröristlerinin maaş ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması ve Yemen'e karşı direkt olarak sürdürdüğü savaşın ağır maliyeti Riyad yönetimini ciddi bir çıkmaza sürüklemiş ve bu şartlar her geçen gün daha da kötüleşmektedir.

Bölgedeki Arap yönetimlerinin her hangi bir dış tehditle karşı karşıya bulunmamasına rağmen hem de çok büyük ekonomik krizlerle yüzyüze bulundukları enflasyon ve işsizliğin ülke içinde ciddi sorun teşkil ettiği bir dönemde bu ülkelerin büyük çaplı silah satın almaları bile başlı başına bu ülkeleri mevcut şartlarda dize getirmeye yeterlidir.

Suudi hanedanının halk karşıtlığı siyasetlerinin devam etmesi, Arabistan halkının muhtelif alanlarda özellikle de ekonomik dalında durumunun daha da kötüleşmesine sebep olmuştur. Bunun için de Suudi rejimi yönetmenliğinde ülke ekonomisi pratikte kriz noktasına gelmiş ve fakirliğin korkunç boyutlar ulaşmasına sebebiyet vermiştir.