Suriye Krizini çözümleyebilecek Astana toplantısı
İran İslam cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Türkiye temsilcileri Pazar akşamı Kazakistan'ın başkenti Astana'da bir araya gelip, Suriye'deki katliam ve yıkımlara son verme yollarını görüştüler.
İran İle Türkiye temsilcileri iki kez ve İran ile Rusya temsilcileri üç kez Suriye konusundaki nihai senedi ve Suriye devlet yetkilileriyle Suriye muhalefet gurupları arasında barışı sağlama sürecini görüştüler. BM Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura, Amerika'nın Kazakistan elçisi, AB temsilcileri de gözlemci olarak bu toplantıya katılıyor. Asıl toplantısı bu gün ile Salı günü yapılacak. İran, Rusya ve Türkiye hükümeti Suriye'de ateşkes'in sağlanması konusunda garantör ülkeler olarak anlaştılar. İran İslam Cumhuriyeti Suriye krizinin başladığı ilk aylarda ve bunca kan akıtılmadan ve yıkım gerçekleştirilmeden barışçı ve siyasi yöntemlerin uygulanması gerektiğini vurgulamıştı. Selefi Vahhabi tekfirci teröristlerin Halep'teki hezimeti sonucu Türkiye hükümeti, Suriye'de ateşkesin ilan edilmesi ve Beşar Esad ile masaya oturma planını kabul etme zorunda kaldı. Astane Toplantısı, Cenevre'deki Suriye krizini çözümleme sürecini çıkmazdan kurtarmak amacıyla planlandı. Türkiye, Suudi krallık rejimi ve Katar ittifakının desteğindeki tekfirci terör örgütlerinin saldırıları sonucu, Cenevre ateşkes ve barış planı etkisiz hale getirilmişti. Hatta Erdoğan hükümeti Halep'in Suriye ordusunun denetimine geçmesi halinde sivil katliamı yapılacağını, buna karşı Türkiye'nin müdahale edeceğini tehdidi ve iddiasında bulunmuştu. Ancak Halep'in Suriye ordusu ve halk güçlerinin denetimine geçmesi ve tekfirci teröristlerin İdlib'e taşınması ardından Türkiye ile İran ve Rusya dış işleri bakanları Moskova toplantısında Suriye'de ateşkes sağlama konusunda anlaştılar. Rusya ile İran Suriye hükümetiyle Ordusu ve halk direniş güçlerinin garantörü olarak Türkiye ise tekfirci teröristlerin hamisi ve garantörü olarak Suriye'de ateşkesin sağlanmasına söz verdiler. Bu anlaşma uyarınca hunhar DAEŞ ile Nusra cephesi ve uzantılarından oluşan selefi Vahhabi tekfirci terör örgütlerine karşı imha operasyonları devam edecek. Ancak diğer silahlı guruplar ateşkes kapsamı içine alınacak.
20 Aralık 2016 tarihinde Moskova anlaşması temelinde, BM güvenlik konseyinin 2254 sayılı kararı uygulanmalı, Suriye toprak bütünlüğü ve milli hâkimiyet hakkı korunmalı, terörizme karşı mücadelede uluslararası toplum yardıma çağrılmalı, askeri çözüm yolu dışlanmalı, Suriye hükümeti barış görüşmeleri tarafı olmalı, teröristlerin işgal ettiği bölgelerdeki halk kurtarılmalı, Suriye'de güvenlik sağlanmalı, serbest ve demokratik seçimlerle bizzat Suriye halkının kaderini belirleme hakkı garanti edilmeli, Suriye halkına yardımlar ulaştırılmalı, Suriye muhalifleriyle hükümeti arasında görüşmeler yapılmalıdır.
Bu insani ve İslami değerlerle barışın sağlanması türkiye hükümeti sadakatli davranmalı ve ikili politikalardan vazgeçmeli, Suudi Krallık rejimiyle Katar'ın son 6 yılda olduğu gibi tuzağına düşmemelidir. Ancak görüldüğü gibi tekfirci terör örgütleri, Astana'da Beşar Esad Hükümet yetkilileriyle görüşmelerinde Esad hükümetinin görevden alınması gerektiğini gündeme getireceklerini ileri sürmektedirler. Bunun anlamı, Astana barış görüşmelerini ön şartlarla sabote etmek ve yeniden ateşkesi bozmaktır. Buna örnek olarak Astana'daki Suriye muhalefet heyetinin sözcüsü el-Aridi, Anadolu haber ajansına yaptığı açıklamada, "Suriye’de akan kana dur demek için, Beşar Esad rejimi ve İran'ın uyguladığı şiddeti sona erdirmek için toplantıya katılacakları iddiasında bulundu. Buna ilaveten Erdoğan hükümetinin de silahlandırdığı Sultan Murat Terör örgütü de Beşar Esad Hükümetinin diktatör olduğunu, devrilmesi amacıyla güç takviyesinde bulunup savaşa devam edeceklerini, bundan başka çareleri bulunmadığını bildirdi. Bütün bunlar Türkiye hükümetinin Hala Suudi krallık rejimi ve Katar'ın tuzağından kurtulmadığını, kendi güvenilirliğini ve terör örgütlerini denetim altına almak istemediğini yahut alamadığını gözler önüne seriyor. Türkiye'nin şemsiyesi altındaki sözde muhalif silahlı guruplar batılı gizli servislerin maşası olan Özgür Suriye Ordusudur. Bu ordu'un komutanlığı Suudi krallık rejimiyle Katar'ın elinde oyuncaklardı. Astane Toplantısına katılacak muhalif Heyetin başkanlığını, Suudi hanedan rejiminin emir kulu olan Ceyşül-İslam adlı selefi Vahhabi tekfirci terör örgütüdür. Bu örgüt tekfirci Nusra Cephesiyle ittifak halinde katliamlar yapmıştır. Şimdi ılımlı muhalefet diye yansıtılıyor. İslam Ordusu’nun temsilcisi Muhammed Alluş başkanlığında yaklaşık 40 kişilik bir ekip de Astana toplantısına katılacak. Türkiye hükümeti ayrıca Barzanilere bağlı ve büyük bağımsız kürdistan hayalini kuran Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı "İbrahim Bıro"yu da PYD'ye alternatif olarak Astane toplantısına katmaktadır. Suriye Kürt Ulusal Konseyi de Amerika tarafından desteklenmektedir. Ancak Suriye kürtleri arasında pek bir etkin güç ve nüfusu yoktur. Bu nedenle Amerika PYD'ye yatırım yapmış bulunuyor.
Bu nedenle Suriye hükümetinin Astana görüşmelerindeki temsilci heyetinin başkanı Beşar Caferi yaptığı açıklamada, Türkiye hükümetiyle hiçbir görüşme yapmayacaklarını, çünkü Erdoğan hükümetinin Suriye'ye karşı terör örgütlerine yardım ve yataklık yaptığını, yabancı güçlerin Suriye iç işlerine müdahale etmelerine izin vermeyeceklerini söyledi.
Seyid Ali Gaemmagami