Barış görüşmelerinin yenilgisi sonucu; Suriye'de düzenlenen bombalı terör saldırısı
Suriye konusunda Kazakistan'ın başkenti Astana'daki barış görüşmelerinin yenilgisi sonucu, bu ülkede bombalı terör saldırıları artmış bulunuyor.
Suriye'nin başkenti Şam'da bulunan adliye sarayında çarşamba günü intihar saldırısı düzenlendi. Kısa bir süre sonra Şam'ın merkezine yakın olan Rabieh bölgesinde bir restoranda da bir bombalı terör saldırısı yapıldı. Şam'daki saldırıda 34 masum insan şehit düştü ve 100 aşkın insan da yaralandı. 11 Mart 2017 Cumartesi günü de Suriye'nin başkenti Şam'ın Eski Şam adıyla anılan bölgesinde gerçekleşen çifte bombalı terör saldırısında 49 masum insan katledildi. Selefi Vahahbi tekfirci teröristlerin bu saldırısı sonucu, çoğu Iraklı Şii Müslümanlardan oluşan ziyaretçiler şehit düştü.
Suriye ve Irak topraklarının bir bölümünü işgal altında tutan ve iki ülke topraklarına geçiş yapan tekfirci terör örgütleri Şii Müslümanlar başta olmak üzere halk kesimlerini bombalı saldırılarla şehit edip, yaralamaktadırlar. Bu terör saldırılarının artmasının nedeni Astana görüşmelerinin yenilgiye uğraması ve uğratılmasından kaynaklanıyor. Astana 1 ve 2 ile 3 görüşmeleri Türkiye ve Suudi krallık rejimiyle Katar'ın desteklediği tekfirci terör örgütlerinin baltalamaları sonucu yetkisiz hale getirilmektedir.
Selefi tekfircilerden oluşan sözde Suriyeli muhalifler, Beşar Esed hükümetinin ateşkes ihlallerini sürdüğü iddiasıyla Kazakistan'ın başkenti Astana'da 14 mart günü başlayan ve 15 mart günü sona eren Suriye barışı konulu toplantıya katılmadılar.
Heyetin sözcüsü Usama Ebu Zeyd de Pazar günü Twitter hesabından, "Özgür Suriye Ordusu, ateşkes yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi ve Rusya'nın Humus’ta kuşatma altındaki Vair bölgesindeki tehciri teşvik etmesi sebebiyle Astana 3'e katılmayacak." açıklamasını yapmıştı. Bu görüşmeye ateş kes garantör ülkeler olan Türkiye, Rusya ve İran temsilci heyetleri katıldı.
Astana toplantılarının ilki, Türkiye ve Rusya öncülüğünde 23-24 Ocak'ta düzenlenmişti. 6 Şubat'ta yalnızca garantör ülkelerin katıldığı toplantıda izleme mekanizmasına ilişkin teknik detaylar ele alınmıştı. 15-16 Şubat'taki ikinci toplantıda, muhalifler ve Suriye hükümeti heyetleri de dâhil tüm taraflar, ateşkesi güçlendirmek için yeniden bir araya gelmişti. Rusya ile İran, Suriye hükümetinin destekçileri olarak Türkiye ise, silahlı örgütlerin destekçisi ve Suudi krallık rejimiyle Katar'ın temsilcisi Olarak Astana toplantısına katılıyor.
İran İslam cumhuriyeti ve Rusya ile Suriye hükümeti, DEAŞ ve Nusra cephesi ve uzantılarını tekfirci terör örgütleri olarak Ateşkesin kapsamı dışında tutmaktadırlar. Tekfirci Ahararuşşam da Astana toplantılarını boykot edip, milis güçlerinin bir kısmı da Nusra cephesine katılmış bulunuyorlar. Silahlı terör örgütlerinin Astana toplantısına katılmamalarının doğal sonucu olarak, Suriye'de bombalı terör saldırılarının artmasına ve masum insanların vahşi bir şekilde katliamdan geçirilmesine sebep olmaktadır. barış görüşmeleriyle terör saldırıları bir madalyonun iki yüzüdür. Görüşmeler sonuçsuz kaldığında terör saldırıları ve bombalı eylemler artıyor.
Haleb'in tekfirci teröristlerden temizlenmesi, söz konusu Terör çetelerinin Nusra Cephesi denetimindeki İdlibe Kaçmaları sonucu, teröristler komaya girmişlerdi. Ancak Türkiye hükümetiyle Amerika'nın Astana toplantısıyla Cenevre 4 toplantısının etkisiz hale getirme girişimleri sonucu, tekfirci teröristler yeniden canlandırıldılar. Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Sayın Staffan de Mistura da yaptığı açıklamada, Şam ve Suriye'nin farklı bölgelerindeki terör saldırılarının artmasından amacın, Astana sürecini ve Cenevre barış görüşmelerini baltalamaktan ibaret olduğunu söyledi.
Astana 3 toplantısına Suriye'deki silahlı gurupların katılmamasına rağmen İran, Rusya ve Türkiye ve Suriye meşru hükümeti temsilci heyetleri katılıp, Suriye'de ateşkesin takviye edilmesi konusunda karar aldılar. Cenevre 5 toplantısı 23 Mart günü ve Astana 4 toplantısıysa 3 ve 4 Mayıs günlerinde yapılması bekleniyor. Ancak terör saldırıları devam ederse, bu toplantıların da sonuçsuz kalacağı söylenebilir. Türkiye ve Amerika ile tekfirci terör örgütlerini destekleyen gerici dikta Arap rejimleri Suriye'deki barış ve güvenliğin sağlanmasının kendi çıkarlarına fayda sağlayamayacağına inanıyorlar. Buna karşılık İran ve Rusya ile Suriye hükümeti, barış ve güvenliğin Suriye ve bölge halkının lehine olacağını vurguluyorlar.