Arabistan; terörizmin mali destekçisi
Suudi arabistan terör örgütlerinin en önemli mali destekçisi olarak açıklandı. Suudi rejiminin komşu devletlerden bir çok kişiyi kiralayarak onları terör amaçlı kullandığı bir çok kesin kanıtla ispatlanmış bulunuyor.
İran İslam Cumhuriyeti İstihbarat Bakanı Mahmud Alevi, dün çarşamba günü ülkenin Sistan ve Beluçistan ve Kürdistan eyaletlerinde bir çok terör şebekesinin çökertildiğini bildirdi.
Mahmud Alevi, Çabehar'da terör şebekesi üyelerinden iki kişinin öldürüldüğünü ve 5 teröristin de yakalandığını söyledi.
Alevi, dünkü açıklamasında ayrıca İran'ın batısında yer alan Kürdistan eyaletinde de bir terör şebekesinin belirlendiği ve imha edildiğini söyledi.
İran istihbarat bakanı, Arabistan'ın terör örgütlerinin mali hamisi olduğunu belirterek, Arabistan'ın İran'da terörist saldırılar düzenlemek için komşu ülkelerden çok sayıda işbirlikçi tuttuğunu söyledi.
Alevi, Çabehar'da tutuklanan 5 teröristten ikisinin komşu ülkelerden birinin vatandaşı olduğunu söyledi.
Bilindiği gibi geçen hafta çarşamba günü İran'ın başkenti Tahran'da düzenlenen ve 17 kişinin şehit ve onlarcasının yaralandığı çifte saldırıyı Suudi menşeili terör örgütü IŞİD üstlenmişti.
IŞİD son yıllarda açık bir şekilde başta Amerika olmak üzere Arabistan gibi bölgedeki müttefiklerinin desteğinde bulunuyor ve bu terör örgütü Irak ve Suriye'de sayısız cinayetler işlemiş bulunuyor.
Tahran'daki terör saldırıları, bu gibi saldırılarda Arabistan'ın geçmiş rolü göz önüne alındığında ister istemez işaret parmakları bu saldırının arkasında Suudi rejiminin olduğunu göstermekte.
Suudi rejimi Muhammed bin Salman bundan bir süre önce bir yabancı dergiye yaptığı açıklamada bölgedeki güvensizliğin sınırsız ideolojiler, bölgeye terk edilmiş terörizm ve istikrarsızlıktan kaynaklandığını belirterek açık bir tehditle, "...istikrarsızlık ve güvensizlik artık bundan böyle bizzat İran'ın sınırları içinde yaşanmalıdır..." ifadesini kullanmıştı.
Bu açıklamalar aslında Suudi rejiminin İran'a karşı kin ve düşmanlığını ve kör taassubu gösteriyor.
Suudi Arabistan yetkilileri özellikle eski kral Abdullah'ın ölümünden sonra Tahran'la ilişkilerde çok krizli bir döneme girmiş ve İran ile olan ilişkiyi baltalamak için her türlü imkanı devreye sokmuşlardır. Nitekim bu tehditler ilk olarak İran'ın çevresinde oluşturulan güvensizliklerle kendini gösterdi ve şimdi ise terör destekçileri krizi bizzat İran'ın kendi sınırları içine çekme gayreti içindeler. Suudlu genç ve tecrübesiz yöneticileri bu gibi girişimlerle ve başka ülkeleri tehdit ederek ve kaos yaratarak kendi sarsılmış iktidarlarının temelini sağlamlaştırabileceklerini zannediyorlar.
Bilindiği üzere Riyad şimdiye kadar terör örgütlerine çok büyük meblağlarda para yardımı yapmıştır, arabistan bu amaçla Lübnan, Suriye, Irak ve diğer bir çok bölgede IŞİd terör örgütü ve öteki teröristlere büyük meblağlarda parasal yardımların yanı sıra onları silahlandırarak bölgesel bir kaos çıkarma peşinde olup nihayetinde bu tecrübeyi İran'a karşı da gerçekleştirmeye karar vermiştir. Öyle ki Suudi rejimi bu gibi tutum ve davranışlarıyla bölge ve tüm dünyanını barış, güvenlik ve istikrarını tehlikeye düşürmüştür. Bu tutumunu ise Amerikan yönetiminin yakmış olduğu yeşil ışık sayesinde gerçekleştirmiş ve son Trump'ın desteğiyle de daha bir cerütlenerek ülkeleri resmen tehdit eder hale gelmiştir.
Tahran'daki terör olayı sonrası bir çok ülke liderleri ve yetkilileri İranlı makamlara gönderdikleri mesajlarda bu terör olaylarından duydukları üzüntüyü dile getirerek saldırıyı kınarlarken Beyaz Saray yazılı bir açıklama yaparak Trump bu terör saldırısından dolayı Tahran'ı suçlayarak, terör destekçisi ülkenin bizzat kendisinin teröre kurban gittiğini belirtmiştir.
Trump'un bu saptırıcı açıklamasına dikkat çeken uzmanlar ise eskiden olduğu gibi yeni dönemde de Amerika başkalarını suçlayarak terörizme destek verme konusunda kendi siyah geçmişi ve dosyasını dikkatlerden uzak tutmaya çalıştığını belirtmekteler.
Elbette bundan önce de İran'a karşı münafıklar güruhu terör örgütünün desteklenmesiyle Amerika ve Suudi rejiminin aktörlüğünde benzer senaryolar hayata geçirilmek istenmiştir. Nitekim geçen yıl Arabistan eski istihbarat bakanı Türki Faysal Paris'te terör örgütü münafıklar güruhu ve destekçilerinin toplantısına katılarak, münafıklar örgütünün İran aleyhindeki yeni projelerinin açılışını yapmıştı.
Tüm bu belge ve kanıtlar Amerika ve Suudi rejiminin İran'a karşı terör eylemlerinde ortak hareket ettikleri bir iddia olmaktan çıkıp somut bir gerçek olarak kendini gösteriyor. Elbette hiç kuşkusuz terörizm, onu destekleyenler de dahil tüm ülkeler ve dünyayı tehdit ediyor.