UNESCO ve İsrail’in Mescid-i Aksa’da uygulamalarının kınanması
(last modified Fri, 14 Jul 2017 17:20:54 GMT )
Temmuz 14, 2017 20:20 Europe/Istanbul
  • UNESCO ve İsrail’in Mescid-i Aksa’da uygulamalarının kınanması

UNESCO, El Halil kentini ve İbrahimi türbeyi dünyanın tehlike altında bulunan kültür mirasları listesine aldı ve korsan rejim İsrail’in bu kentteki uygulamalarını kınadı. UNESCO bundan önce de Filistin milletinin lehine bazı kararnameler çıkarmıştı. Bu kararnamelerden biri Kudüs’ü işgal altındaki kent ilan eden kararnameydi.

UNESCO’nın dünya kültür mirasları komisyonunun 41. Oturumu, Temmuz 2017’de Polonya’nın Krakof kentinde düzenlendi. Oturumda Filistin’in El Halil kenti dünya kültür mirasları listesinde kayda alındı. Oturumda ayrıca İran’ın tarihi Yezd kenti, Hindistan’ın Ahmedabad kentinin eski bölümü ve Fransa’nın Strasburg kentinin bazı bölgeleri dünya kültür mirasları listesine alınan diğer bazı kentlerdi.

Ancak korsan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu UNESCO’nın El Halil kentini dünya kültür mirasları listesine alma kararına saldırdı ve BM’ye bağlı bu kurumun kararını saçma niteledi. Netanyahu facebook sayfasına koyduğu video mesajında kararı, BM’de onaylanan saçma kararların bir yenisi olarak yorumladı.

Siyonist rejim UNESCO’nun kararına ve El Halil kentinin eski bölümünü dünyanın tehlike altında bulunan kültür mirasları listesine almasına gösterdiği tepkide bu kentte Yahudi tarihi müzesi inşa edeceklerini açıkladı. İsrail başbakanlık bürosu da bir bildiri yayımlayarak Netanyahu bu rejimin BM üyelik bedelinden 1 milyon doları UNESCO’nun kararı yüzünden kesmeye  ve El Halil’in Yahudi sakinlerinin tarihini göstermek için bir müze inşa etmeye tahsis etmeye karar verdiğini duyurdu.

 

Korsan rejim İsrail, El Halil kentini Batı Şeria ve Doğu Kudüs ve Gazze şeridi ile birlikte 1967 savaşında işgal etti ve o günden beri tüm uluslararası eleştirilere ve itirazlara rağmen bu bölgeleri işgal etmeyi sürdürdü.

Siyonist rejim savaş Bakanı Avigdor Liberman ise UNESCO hakkında yaptığı açıklamada bu kurumun İsrail karşıtı bir kurum olduğunu belirtti. Liberman UNESCO’nun kararı Filistin özerk teşkilatı barışın gerçekleşmesi için çalışmadığını ve sadece İsrail’in imajını bozmak için uğraştığını ortaya koyduğunu belirtti.

Siyonist rejim Dışişleri Bakanlığı de kararı büyük bir ayıp niteledi. Bakanlığın sözcüsü Emanuel Naşon da twitter sayfasında UNESCO’nun kararını kınayarak  şöyle yazdı: yazıklar olsun sana UNESCO. Bu karar bu teşkilatın alnına sürülen büyük bir lekedir.

 

UNESCO’nun El Halil kentinin eski bölümünü Filistinli bölge olarak tanımasının ardından Amerika da UNESCO ile ilişkilerini gözden geçirme tehdidinde bulundu. Amerika’nın BM daimi temsilcisi Nicky Hilly UNESCO’nun El Halil kenti hakkındaki kararını tarihe ihanet tabiri ile yorumladı vebir bildiri yayımlayarak şöyle dedi: Bu kararname Trump yönetiminin dış politikasında önemli önceliklerinden sayılan İsrail ve Filistin arasında barış müzakerelerini ihya etme çabasını boşa çıkaracaktır.

 

Amerika UNESCO’nun 58 üyeli yürütme heyetinin üyelerinden biri olduğu halde bu teşkilatın genel kurul oturumunda oy hakkı bulunmuyor. UNESCO’nun dünya kültür mirasları komisyonu siyonist rejimin bu oturumdaki temsilcisinin tüm sinsi çabaları ve kararın Filistinlilerin lehine alınmasına engel olma girişimlerine karşın bağımsızlığını korudu ve yapılan oylamada El Halil kentinin eski bölümü ve İbrahimi türbesi Kudüs’ü işgal eden eli kanlı rejimin saldırıları yüzünden UNESCO’nun tehlike altında bulunun kültür mirasları listesine alındı. Bu karar siyonist rejimin UNESCO’daki temsilcisinin küstahça ve edepsizce ve çok çirkin tepkisi ile karşılandı, öyle ki siyonist temsilci konuşmasının devamında şimdi lavaboya gitmek zorunda olduğunu, çünkü lavaboya gitmek bu oturumda bulunmaktan onun için daha önemli olduğunu söyledi. Ancak siyonist temsilcisi oturumun düzenlediği salonu terk ettiği sırada oturuma katılanlarca yuhalanarak alay konusu oldu.

 

Her halükarda UNESCO, korsan İsrail’in bu teşkilattaki temsilcisi Karmel Şama’nın tüm itirazlarına ve terbiyesizliğine rağmen 3 olumsuz ve 6 çekimser oya karşı 12 olumlu oyla Beytulmukaddes’in 30 km. güneyinde yer alan ve Batı şerianın en büyük kenti sayılan El Halil’i dünya kültür mirası olarak tanıdı. Bu karar aynı zamanda Filistinliler için büyük bir diplomatik zaferdi.

 

Aslında binlerce yıllık mazisi olan El Halil kentinin yaklaşık 200 bin Filistinli Müslüman nüfusu olan bir kenttir. Son dönemde seyrek sayıda siyonist Tel Aviv’in dayatmaları ve bu kentin çevresinde siyonist yerleşkeler inşa etmesi ile birlikte bu tarihi kenti tehdit etmeye başladı.

Filistinli diplomatların hazırladığı kararname taslağında kentin eski bölümünün İslamî kimliğine vurgu yapılarak El Halil kentinin bu bölümü üzerinden asırlar geçtiği halde çok az değiştiği ifade edildi.

 

Bundan önce UNESCO’nun yürütme komitesi Mayıs 2016 tarihinde bir kararname onaylayarak siyonist rejimi işgal altındaki Beytulmukaddes ve Gazze şeridinde uluslararası yasaları çiğnediği için şiddetle kınadı ve Beytulmukaddes’in tarihi kimliğine saygı göstermesini istedi. Kararnamede korsan İsrail Beytulmukaddes ve Gazze şeridinde uluslararası yasaları çiğnediği için kınandı ve Tel aviv rejiminin Mescid-i Aksa’nın ve Harem-i Şerif’in İslamî kimliğine saygı göstermeye yönelik uluslararası sorumluluğu hatırlatıldı.

 

UNESCO açıklamasında şu ifadelere de yer verdi: bu teşkilatın kararname metninde Beytulmukaddes’ten tüm tevhidi dinlerin yani Yahudi, Hristiyanlık ve İslamî kimliğe sahip olan bir kent şeklinde söz edilmesinin amacı, siyonist rejimin Kudüs kentini Yahudileştirmeye yönelik programlarını etkisiz hale getirmektir. Bu kararname Tel aviv’i işgalci güç olarak ilan ediyor ve Beytulmukaddes’in doğusunun siyonistlerce işgal edilmesini tanımıyor.

Siyonist rejimi Beytulmukaddes’in doğu kısmında ve kentin eski mahallelerinde kazı çalışmaları  yüzünden eleştiren UNESCO ayrıca Tel aviv rejiminin Gazze kenti, El Halil kentinde evliyaların mezarları ve Beyt Lehem’de Raşel’in mezarına yönelik davranış biçimi uluslararası yasalara ve ilkelere aykırı olduğunu vurguluyor.

 

Filistin turizm ve tarihi eserler Bakanı Reli Muayea da şöyle diyor: UNESCO Filistinli tarafın talebi üzerine El Halil kenti ve İbrahimi türbeyi dünya kültür mirasları listesinde Filistin’in dördüncü eseri olarak kayda aldı.

Muayea, El Halil kenti ve İbrahimi türbenin Filistinli kimliğini ve bu iki eserin tarihi ve arkeolojik açıdan Filistin milletine ait olduğunu ifade eden bu tarihi kararın önemine vurgu yaparak, karar siyonist rejimin İbrahimi türbeyi Yahudi mirası olarak göstermeye yönelik iddiasının da yalan olduğunu ispat ettiğini ve sonuçta İbrahimi türbenin ve çevresinin siyonistlerin saldırılarından koruduğunu ve aralıksız sürdürdükleri Yahudileştirme çabalarının etkisiz hale getirilmesine yardımcı olduğunu vurguladı.

Gerçekte Filistin turizm ve tarihi eserler bakanlığı, Filistin Dışişleri Bakanlığı ve El Halil belediyesi ve bu kentin imar komitesinin işbirliği ile El Halil kentini dünya kültür mirasları listesine alınması için aday olarak açıklamış ve UNESCO’ya bildirmişti.

 

El Halil, Filistin’in en eski kentlerinden biridir ve 6 bin yıllık mazisi söz konusu olup tüm semavi dinlerde kutsal bir kent olarak bilinir. Bu kent Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra Müslümanların dördüncü kutsal kenti sayılır ve İbrahimi türbe de bu kentin en önemli medeniyet eserlerinden biridir.

El Halil’de Hz. İbrahim -s-, Hz. İshak -s-, Hz. Yakub -s- ve eşlerinin mezarları gibi bir çok tarihi eser yer alıyor. Bu yüzden bu kent Yahudilerin de ikinci kutsal kenti ve diğer tevhidi dinler için de kutsal bir kent sayılıyor.

 

El Halil kenti Filistin’in dağlık bölgesinde ve Kudüs dağlarının güneyinde yer alıyor. El Halil bölgesi Akdeniz ikliminin etkisi altındadır ve yıllık yağış miktarı ise 500 mm kadardır. El Halil aynı zamanda bir çok tarihi ve kültürel eseri de içinde barındırıyor. Bu eserlere El Halil’in kuzeyinde Hz. İbrahim -s- ve ailesinin ikamet etmesi yüzünden ün yapan Erem Halil türbesini örnek vermek mümkün. Ayn-ı Sare ise güzel manzaraları,  üzerinde oyma çalışması yapılan kayaları ve çeşmeleri ve Kanatları ile kentin diğer turistik ve kutsal cazibelerinden sayılır.

 

1967 savaşından sonra siyonistler İbrahimi türbeyi Yahudi tapınağına çevirmeye kalkıştı ve türbenin İslamî kitabelerini değiştirmek ve ziyaretçiler için ibranice yazılı kitabeler takmak için bazı girişimlerde bulundular.

Bu kentte 50 kadar eski yeni cami bulunuyor. Bu camilerin en önemlileri Hz. Yunus’un mezarının yanındaki Yunus Nebi camii, Sencer bin Abdullah Caveli’nin Caveli camii, Salahaddin camii, Berke camii, Aktab camii gibi camilerden ibarettir.

 

El Halil’in Hebrun adının kökü yoldaş, müttefik ve dost anlamları gibi anlamlarda kullanılır ve Hebrun adı dostluk kavramını ifade eder. Kentin Arapça El Halil adı da Hz. İbrahim’in -s- Halilallah lakabından alıntıdır, ki bu da dost anlamına gelir.

Bu kentte yaşanan en acı olaylardan biri 1994 yılında Ramazan bayramı sırasında Müslümanların katliama uğramasıdır. Bu cinayeti Baruh Goldstain işledi. Yahudi kökenli bir Amerikalı olan ve işgal altındaki Filistin’de yaşayan Goldstain, Müslümanlar El Halil camiinde secdeye gittikleri sırada otomatik tüfeği ile caminin sütunlarından birinin yanından secdeye giden Müslümanların üzerine ateş açtı. Bu katliamda 29 Filistinli şehit oldu ve 125 kişi de yaralandı. Bu katliam siyonistlere karşı büyük tepkilere ve itirazlara yol açtı. Siyonist rejim ordusu bu katliamdan iki gün sonra cinayeti protesto eden Filistinlilerin üzerine ateş açarak 19 Filistinliyi daha şehit etti.