Türkiye, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Türkmenistan toplantısı
Türkiye, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Türkmenistan üçlü toplantısı dün Bakü'de düzenlendi. Toplantının ardından ortak deklarasyon imzalandı.
Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan BM'de ve uluslararası platformlarda işbirliği içinde hareket etmek için ortak deklarasyon imzaladı.
İmzalanan ortak deklarasyonda, terör ve insan kaçakçılığına karşı mücadelenin güçlendirilmesi, üçlü işbirliğinin güçlendirilmesi, ekonomi, enerji, eğitim, gümrük, ulaşım ve telekomünikasyon alanında işbirliğinin güçlendirilmesi konularında işbirliği hedefleniyor. 2015-2017 yılları için Azerbaycan-Türkmenistan-Türkiye işbirliğinin Çerçeve Programı'nın önemine değinildi. Bakü-Tiflis-Kars ve Hazar Denizi havzasında bulunan Bakü Uluslararası Deniz Ticaret Limanı ve Türkmenbaşı Uluslararası Deniz Limanı vasıtasıyla tarihi İpek Yolu'nun yeniden canlandırılması ve Türkmenistan'da yapılacak üçlü zirve sırasında imzalanması öngörülen enerji, ulaşım, ekonomi, ticaret, gümrük, eğitim ve kültür alanlarındaki anlaşma projelerine de değinildi.
Siyasi diyalog, küresel ve bölgesel konularda işbirliği ve koordinasyonun gelecekte de sürdürülmesi amacıyla mevcut üçlü formatta düzenli görüşmelerin yapılmasının önemine değinilirken, bir sonraki üçlü görüşmenin Türkmenistan'da geçirilmesine ilişkin anlaşma sağlandı.
Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan üçlü toplantısının ilki 26 Mayıs 2014 tarihinde Bakü'de düzenlenirken ikincisi 2015 yılında Aşkabat ve üçüncü de Antalya'da düzenlendi.
Toplantı ile ilgili dikkat çekici konulardan biri, sözkonusu ülkeler, ortak toplantılarını, Türk dünyası toplantısı olarak nitelerken, bu ülke yetkililerinin her seferinde mütercimler aracılığıyla birbiriyle görüşüp, konuşuyor olmasıdır.
Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi Orta Asya ülkelerinden yetkililerin bu gibi toplantılarda bulunmaları halinde, aynı durum daha da belirgin hal alır.
Esasında, Ankara yöneticileri, Türkiye'nin dış politikasını güçlendirmek amacıyla, Orta Asya ve Kafkasya ülkelerinin 1991'de bağımsızlıklarına kavuştuktan sonra, Türk dünyası denen ülkelerle ortak toplantılar düzenliyor.
Başka bir deyişle, Ankara yetkilileri, Orta Asya ve Kafkasyalı 4 ülkeden kendi dış politikasını ileri götürmek için faydalanıyor.
Bakü, toplantının 3 ülke arasında bölgesel işbirliğinin geliştirilmesi için düzenlendiği ilan edilse de, bu ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar giderek artmaktadır.
Nitekim, Türkmenistan ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında Hazar Denizi'ndeki 3 petrol sahası üzerinde anlaşmazlıklar var.
Hatta iki ülke arasındaki anlaşmazlıklar yüzünden 2000 yılında, Türkmenistan Bakü büyükeçiliğini kapattı.
İki ülke arasında anlaşmazlıkların çözümü için yapılan müzakereler şimdiye kadar başarısız kalmıştır.
Azerbaycan Cumhuriyeti ile Türkiye arasındaki anlaşmazlıklar da az değil.
Bu anlaşmazlıklar her daim gizli olsa da, bazen iki ülke münasebetlerini gölgeliyor.
Örneğin, Azerbaycan Cumhuriyeti'nde tarihi, siyasi ve ekonomik sebeplerden Türkiye'nin en büyük hamisi sayılan Musavat Partisi, son sıralarda Türkiye'nin politikasını eleştirdi.
Musavat Partisi Lideri son sıralarda Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, Uluslararası Af Örgütü temsilcilerini tutuklatan ve Karabağ'ın işgalden kurtarılması ve Azerbaycan Cumhuriyeti'ne desteklemekten söz eden Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın neden orduya, Karabağ'ın kurtarılması için saldırı talimatı vermediğini sorusunu gündeme getirdi.
Musavat gibi bir parti liderinin Ankara yönetiminin politikalarını eleştirmesi esasında iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların derinliğini gösteriyor.
Bu anlaşmazlıklar zaman zaman iki ülke milleti veya partileri tarafından yapılan açıklamalara yansıyor.
Konuyu toparlama noktasında şu ifade edilebilir ki, bu tür toplantıların hedefleri, üyelerinin ilişkilerine hakim gerçeklerle örtüşmüyor ve sözde Türk Dünyası ülkeleri arasındaki anlaşmazlıklar, giderek büyüyor.
Aslında, Türk Dünyası'nda dil farklılıklarının yanısıra, mali ve siyasi anlaşmazlıklar, üyeleri arasında yakınsama saika ve sebeplerine üstünlük arzedecek kadar büyüktür.