Ekim 25, 2017 06:51 Europe/Istanbul
  • Kuveyt’in Fars Körfezi İşbirliği Konseyi’nin dağılma sürecinden yorumu

Kuveyt emiri Şeyh Sabah Ahmet Sabah, Fars Körfezi İşbirliği Konseyi- FKİK’nin dağılmasını, Arap dünyasının işbirliği yaptığı son üssün çöküşü olarak değerlendirdi.

Fars Körfezi İşbirliği Konseyi-FKİK son aylarda Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri-BAE, Bahreyn, Kuveyt ve Umman’dan oluşan üyeleri arasında baş gösteren şiddetli ihtilafların yüzünden derin çatlaklar yaşadığı gözleniyor.

Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn geçen Haziran ayında Katar devletinin Suud rejiminin dikte ettiği politikalara uymadığı gerekçesi ile Doha yönetimi ile tüm siyasi ve ticari ilişkilerini kesmekle kalmayıp bu ülke ile tüm hava ve deniz sınırlarını da kapattılar. Doha yönetimi ise bu karara gösterdiği tepkide Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır’ı tekfirci vahabi terörün hamileri ilan etti.

Öte yandan bölgede siyaset ve medya çevreleri Fars Körfezi İşbirliği Konseyi- FKİK’e hakim olan siyasi krizi, özellikle krize taraf olan ülkelerin birbirine karşı tutumu ve bu tutumlara gösterdikleri tepkilerden hareketle şimdiye kadar Arap dünyasında görülmemiş bir kriz niteledi.

Aslında Fars Körfezi İşbirliği Konseyi-FKİK üyeleri ve özellikle son krizde Arabistan ve Katar arasında yaşanan ihtilafların devam etmesi, FKİK’in üyelerin arasında yaşanan iç krizleri bile halletmekten aciz olduğunu ortaya koydu.

Bu arada Fars Körfezi İşbirliği Konseyi'nin icraatına bakıldığında bu konseyin dış politika alanında da açık ve net bir tutum sergileyemediğini gösteriyor. Buna göre ve konseyin yaşadığı gelişmelere bakıldığında bu konseyi özellikle son zamanlarda çok zor durumda bulunduğu ve yine konseyin bu durumdan çıkış yönünde aydın bir ufkun göze çarpmadığı anlaşılıyor.

Gerçekte Suud rejiminin FKİK içinde tekelci davranışları, konseyin diğer üyelerini Suud hanedanı bu konseyden sırf kendi mandacı bakışını konseyin diğer üyelerine dayatmak için yararlanmak istediği değerlendirmesine yönelttiği gözleniyor. Nitekim Fars Körfezi İşbirliği Konseyi'ne yönelik güvensizlik duygusu da sırf Katar ile sınırlı kalmıyor ve konseyin diğer iki üyesi olan Kuveyt ve Umman da Arabistan’ın konsey çerçevesinde aldığı ve dayatmaya çalıştığı kararlara eşlik etmiyor. Örneğin Kuveyt ve Umman yönetimleri, Arabistan ve Katar arasında yaşanan son krizde Doha yönetimi ile ilişkilerini kesmeyi reddetti. Bu tutum konseyin içinde kutuplaşmayı daha da şiddetlendirdiği gözlendi.

Gerçekte Fars Körfezi İşbirliği Konseyi üyeleri arasında yeni saflaşmalar, aralarındaki sürtüşmelerin ciddi boyutlara ulaştığını da ortaya koyuyor.

FKİK’e üye ülkelerin arasındaki anlaşmazlıklarla ilgili dikkat çeken bir başka nokta da şu ki, konseye üye ülkelerin siyasi rejimleri birbirine benzer olmasına karşın bu ülkelerin çeşitli siyasi konulara yönelik tutumu, birbirinden farklı ve bazen tamamen zıt istikamettedir. Nitekim bu durum FKİK üyeleri ve daha geniş boyutta Arap birliği, Irak, Yemen, Suriye gibi bölgesel krizlere karşı ortak bir politika üzerinde anlaşamamalarına sebebiyet verdiği gözleniyor. Bu durum Arabistan’ın Arap ülkelerine yönelik müdahaleci politikalarının, Arap ülkeleri arasındaki dayanışmayı dağıttığı ifade ediliyor.

Her halükarda bölge ülkeleri arasında işbirliği, bu ülkelerin bağımsız hareket etmelerinin gözardı edilmemesine sebebiyet vermemesi gerekiyor. Yine bölgede her türlü barış, istikrar ve güvenliğin de ancak bölgesel işbirliği çerçevesinde mümkün olacağını da unutmamak gerekir. Ancak ne var ki Suud rejiminin tekelci tutumu ve üstünlük taslaması, bölge ülkeleri ve özellikle FKİK üyelerinin ayrışmasına yol açmış bulunuyor./

 

 

Etiketler