Kasım 19, 2017 18:38 Europe/Istanbul
  • İzzet El Raşıg
    İzzet El Raşıg

Filistin islami direniş hareketi Hamas'ın siyasi büro üyesi İzzet El Rışıg , Kuveyt'in ev sahipliğinde gerçekleşen ''Fars körfezi ülkelerinde siyonist rejimle ilişkileri normalleştirme süreci ile mücadele'' konferansını siyonist İsrail rejimi ve destekçilerinin inziva ve rüsva edilişine yol açacak bir adım olarak değerlendirdi.

Söz konusu konferans Kuveyt'te siyonist rejimi boykot hareketi, Katar'da normalleşme sürecine karşı gençlik hareketi ve Bahreyn'de normalleşme ilişkileri ile mücadele derneği tarafından düzenlendi.Siyonist rejimle ilişkilerin normalleştirilmesiyle mücadele konferansı, Fars körfezi kıyısındaki bazı Arap ülkelerin siyonist heyetleri spor, kültürel ve akademik bahanelerle kendi ülkelerinde ağırlamalarına bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu konferans aynı zamanda siyonist rejim ile kendi ilişkilerini düzeltmek ve bu rejimi Arap ve islam dünyası ile birleştirme hevesinde olanlara da güçlü bir yanıttı.Siyonist rejimle ilişkilerin normalleştirilmesiyle mücadele konferansı öyle bir dönemde Kuveyt'te düzenlendi ki bu çakma rejimin ele başları bölgesel durumun Fars körfezi ülkelerine nüfuz etmeleri için müsait olduğu hayalindeydi. Ancak bu konferansın düzenlenmesi ve İsrail rejiminin boykot edilmesi Fars körfezi ülkeleri hakkında tüm denge ve kuruntuları suya düşürdü.

İsrail'i boykot eden izolasyon hareketi Filistin'in işgalini sona erdirmek, ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve milyonlarca Filistinli mültecisine geri dönme hakkını tanımak için İsrail'e siyasi, ekonomik ve kültürel kollarla baskı yapmak amacıyla düzenlenen uluslararası bir harekettir. Böyle bir ortamda İsrail'i boykot etmenin  Arap versiyonu anlamında olan Kuveyt oturumunun düzenlenmesi, israil ile ilişkilerini normal hale getirmek isteyen Arap hükümdarlarının egemen olduğu bölgesinde bu hareketin yayılmasıdır.

Bilindiği üzere Arabistan'ın sultası altında bulunan Fars körfezi işbirliği konseyi'nin bir üyesi de Kuveyt'tir. Bu ülkede Siyonist rejimle ilişkilerin normalleştirilmesiyle mücadele konferansının düzenlenmesi , Fars körfezi işbirliği konseyi'nin üyeleri arasında  Suud rejiminin dikte edilmiş politikalarına özellikle İsrail ile barış sürecine karşı gelmenin yayılması anlamındadır. Ortadoğu bölgesinde uzlaşma komplo süreci bir kırmızı çizgi sayılarak ondan öteye geçmek asla kamu oyu tarafından kabul edilir bir durum olmayacaktır. Bu çerçevede sivil toplum kuruluşları  ''Arap Barışı Planı'' adı altında İsrail'e karşı merhametli politikalar geliştirmek isteyen Suudi Arabistan'ın ortam oluşturmasına ve İsrail rejiminin  işgali ve sultacı girişimlerine açık bir muhalefet sergilemiş oldular.

Uluslararası gelişmelerin de gösterdiği gibi İsrail'e karşı izolasyon hareketi , Arap hükümdarları ve siyonistlerin isteğine rağmen Sendikalar, dini gruplar, sivil toplum örgütleri ve dünya genelindeki popüler hükümetlerin desteğiyle genişliyor. Bu gelişmeler aynı zamanda  siyonist işgal rejiminden küresel nefretin arttığını gösteriyor. Böylesi bir ortamda Arap ülkeleri ile israil arasında ilişkilerin normalleşmesi yönünde çaba harcayan Suud rejimi bölge halkı nezdinde kendisinin rezil rüsva edilmesi ve ülkelerin Arabistan'dan uzaklaşmasına sebep olmuş bulunuyor.

Nitekim Suudi Arabistan bölgede Lübnan Hizbullah’ının da aralarında bulunan direniş grupları, Yemen’de yaşadığı başarısızlıklarını örtbas etme ve Yemen halkı direnişinin iç kapasitesi ile ilgili kamuoyunu saptırma ve ortam oluşturma siyasetleri çerçevesinde bölge ülkelerine yönelik yeni suçlama turunu başlattı.Diğer yandan Suudi Arabistan’ın Arap Birliği’nden beklentisi, Arap birliğine karşı Riyad’ın bir çeşit ileriye kaçış politikası olarak değerlendiriliyor. Suudi Arabistan Arap Birliği’nin Riyad’ın Lübnan ile ilgili oyunlarına karşı muhtemel tutumu ve bu bağlamda Arabistan’a karşı şikayetlerin gündeme gelmesine karşı bölgedeki yaygaracı siyasetlerini arttırmıştır.

Etiketler