Soçi' ve Suriye gelişmelerinin vizyonu
(last modified Wed, 31 Jan 2018 08:04:13 GMT )
Ocak 31, 2018 10:04 Europe/Istanbul
  • Soçi' ve Suriye gelişmelerinin vizyonu

Suriye krizinin çözümü için Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Konferansı iki gün süreyle Rusya'nın Soçi kentinde Suriye yönetimi ve muhalefet gruplarının temsilcilerinin katılımıyla düzenlendi.

Uluslararası camia, Soçi kentinde düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ni desteklerken, en büyük muhalefet grubu sayılan "Müzakereler Yüksek Komitesi" tarafından boykot edildi.

ABD başta olmak üzere Batılı ülkeler de Soçi'de düzenlenen bu tur görüşmelere katılmadı. Muhalifler ve Batlı devletlerin sabotajları yüzünden Soçi'deki Suriye Ulusal Diyalog Konferansına hakim ağır atmosfer, Suriye krizinin son aylarda daha karmaşık hal aldığını gösteriyor. Bu gelişme, Suriye krizinin çözümü için siyasi çabaların sonuç vermesi konusunda korku ve ümitler doğurmuştur.

Suriye krizinin üzerinden yaklaşık 7 yıl geçerken, bu ülkede barış ve istikrarın ufku hala belirsizlik bulutuyla kaplanmış bulunuyor. Suriye krizinin siyasi çözümü için yeni bir siyasi girişim olarak Soçi Konferansı düzenlendi. Soçi Konferansına giden süreç İran İslam Cumhuriyeti, Türkiye ve Rusya'nın girişimleriyle gerilimi azaltma bölgeleri yaklaşımıyla 2017 yılının ortalarına doğru başladı. 

Gelinen noktada ise, bu tür toplantılarla Suriye'yi yerle bir eden ve halkına derin acıları yaşatan kriz son bulacak mı? Bunu bekleyip görmek gerekiyor. Özellikle Soçi Konferansına sadece 10 gün bir süre kalırken, Suriye sahasında Türkiye'nin Kürtler'in yoğun olduğu Afrin'e yönelik doğrudan askeri müdahalesiyle Suriyeliler için durum daha da çetrefilleştiği yeni bir olay patlak vermiş oldu. İlaveten, ABD'nin zımni desteğiyle geçtiğimiz senede, kendi desteği altındaki muhaliflerle oturumlar düzenleyerek, Rusya, İran ve Türkiye ekseninin çabalarını itibarsızlaştırmaya çalışmıştır.

Soçi Konferansını etkileyen başka bir konu da, Suriye'nin durumunun belirlenmesi vizyonunu yakınlaştıran Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgede terör örgütü IŞİD'in zayıflatılmasıdır. 

Bu açıdan ABD'nin Suriye'deki askeri varlığını güçlendirme ısrarı ve Türkiye'nin Afrin'e yönelik operasyonu ve bölge ülkelerinin Suriye'deki etki ve tepkilerini de analiz etmek gerekiyor.

Ayrıca, müzakerelere ana muhalif grupların katılmaması da başka bir engel sayılıyor. Suriyeli Kürtler, Türkiye'nin askeri operasyonu nedeniyle, Soçi konferansına katılmadı.

Mevcut duruma göre, Suriye'de siyasi çözüm için aydın bir vizyon hala görülmüyor ve anlaşılan bölgesel ve bölge dışı rekabetler, 6 milyon göçmen, 500 bin ölü ve ülkenin alt yapısının yüzde 70'inin tahribiyle sonuçlan Suriye'deki krizin çözümüne engel oluyor.

Rusya "el-Yevm" televizyon kanalı, "Soçi Konferansı'na kadar Suriye krizinin gidişatının incelenmesi" adlı bir analiz programında, üzerinden 7 yıl geçen ve bedeli Suriye vatandaşlarının kanının akması ve ülkenin alt yapısının tahribi olan kriz için Soçi Konferansının en son aşama ve fırsat olduğuna vurgu yaptı.

Uluslararası camia, Cenvre, Astana ve Soçi konferansları başta olmak üzere muhtelif toplantılar düzenlemek suretiyle Suriye krizi için siyasi çözüm bulmaya çalışırken, ABD krizin çözümü için bir iradeye sahip değil ve bölgedeki kriz ve savaşın sürmesinden faydalanarak, silah satışına ve direniş korkusu ve düşmanlığına devam ediyor.

Türkiye de krizin başından beri sürekli taktik değiştirmek suretiyle Suriye'deki orta vadeli güvenlik ve ekonomik hedeflerini takip ediyor.

Hepsinden daha önemlisi şu ki, Siyonist rejim kamuoyunun dikkatini bölgesel krizlere yöneltmek suretiyle müsterih biçimde yerleşim faaliyetlerini arttırmaya ve Filistinlileri bastırmakla meşguldür. 

ABD, Siyonist rejim ve Arap yöneticileri tarafından bu tür komplocu hareketler ve de bazı bölge ülkelerinin maceraperest girişimleri, Suriye krizinin siyasi çözümünü sekteye uğratıyor.