Avrupa Birliği'nin Gazze kuşatmasının son bulmasını istemesi
Gazze şeridinde Filistinlilerin siyonist rejimin saldırısı sonucu şehit olması ardından Avrupa Birliği bu bölgeye uygulanan ambargonun kalkmasını istedi.
Avrupa Birliği dış siyaset sorumlusu Federica Mogherini yayınladığı bir bildiride siyonist rejimin Gazze şeridinde Filistin halkına karşı işlediği cinayete tepki olarak, Filistin halkının miting düzenleme ve ifade özgürlüğü hakkına vurgu yaparak Gazze'ye uzun zamandan beri uygulanan acımasız kuşatmanın kalkmasını istedi. Bildiride ayrıca temel haklardan olan ifade özgürlüğü ve yasal miting düzenleme serbestisine saygı duyulması gerektiği vurgulandı. Federica Mogherini bildirinin devamında Avrupa Birliği'nin Gazze şeridine uygulanan ambargonun son bulması ve tüm sınır kapılarının tamamen açılması talebini bir kez daha vurguladı.
Bilindiği üzere 30 Mart Toprak günü münasebetiyle düzenlenen barışçıl büyük dönüş protesto yürüyüşüne siyonist rejim askerlerinin vahşi saldırısı sonucu Filistinlilerin şehadeti olayı, başta Gazze olmak üzere Filistin halkının vahim durumu bir kez daha gündeme geldi. Gazze şeridinden, 1948 yılında işgal edilen toprakların sınırlarına doğru yapılan barışçıl yürüyüşe siyonist rejim askerlerinin ateş açması sonucu en az 17 Filistinli şehit olurken, işlenen korkunç cinayette yaklaşık 1500 Filistinli de yaralandı.
Olayın ardından dünyanın birçok ülkesi ve bu arada 28 üyesi olan Avrupa Birliği, sivillerin katliam edilmesini kınarken, Gazze kuşatmasının son bulmasını istediler.
Britanya İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn Bu bağlamda yaptığı açıklamada, Filistinlilerin haklarını savunma bağlamında sivillerin öldürülmesi ve yaralanması olayının insanı şoke ettiğini söyledi.
Halihazırda Gazze şeridi en az bir buçuk milyon nüfus ile dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olarak biliniyor. En az 10 yıldan beri ırkçı rejim tarafından ablukaya alınan bu bölgenin dış dünya ile tüm bağlantı yolları kesilmiştir. Geçen süre zarfında gıda maddeleri, ilaç, yakıt ve inşaat malzemeleri gibi yaşamın en asgari malzemeleri, büyük zorluklarla temin edilmiştir. Siyonistler Filistin halkını Gazze'de tedrici ölüme bırakmakla onları dize getirmeye çalışıyorlar; fakat bu baskılar Filistinlilerin teslim olmasına sebep olmazken, aksine her gün onları direniş yolunu daha iradeli bir şekilde devam ettirmede kararlı kılmıştır.
Bu arada siyonist rejimin cinayetlerini kınayan bildirilerin çeşitli yetkililer ve siyasi şahsiyetler tarafından yayınlanması, dünya toplumunun işgal topraklarında artık işgalcilik ve sivillerin katliam edilmesini kabul etmediğini ve Siyonistlerin bu bağlamda her geçen gün daha da inzivaya itilmesini gözler önüne sermektedir. Fakat buna rağmen tecrübenin de gösterdiği gibi Birleşmiş Milletler veya Avrupa Birliği gibi teşkilat ve kurumlar tarafından bildirilerin yayınlanması, hatta kararların alınmasının, Siyonistlerin yasadışı baskıcı politikalarında hiç bir etkisi olmadığını gösteriyor. Bu yüzden halkların kendi kaderlerini belirleme ve insan hakları konularını vurgulayan Avrupa'nın, insanların öldürülmesini durdurmak için pratik adımlar atması bekleniyor.
Hiç şüphesiz bazı Avrupalı yönetimlerin korsan rejim İsrail'e tam siyasi ve ekonomik destekleri devam ettikçe, Avrupa Birliği tarafından bildirilerin yayınlanması, milyonlarca Filistinlinin çektiği çileden kurtulması için bir çözüm yolu olamayacaktır. Bu arada bazı Avrupalı devlet adamları ve politikacıların çelişkili tutumları bir yana, Avrupa kamuoyu ve özellikle gençlerin siyonist rejimin Filistin halkına yönelik baskı ve işlediği cinayetleri konusunda daha fazla bilgiye sahip oldukları da bir gerçektir. İşte bu sayede Avrupalı yönetimlerin siyonist rejime karşı daha sert tutumlar izlemeleri bekleniyor./