Mayıs 27, 2018 11:47 Europe/Istanbul
  • AB ve BM'nin terörizmle mücadele vurgusu

BM Teşkilatı ve AB, terörizme karşı mücadelede işbirliğini güçlendirmek alanında ortak bir bildiri yayınladılar. Bu bildiri Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Federica Mogherini ile BM Genel Sekreterinin Terörizmle mücadele alanındaki yardımcısı Vladimir Voronkov'ın Brüksel'de bir araya gelerek görüşmeleri ardından yapıldı. Tarafların bu görüşmeleri terörizmle mücadele alanında ilk üst düzey görüşmeleri kapsamında değerlendirilmiştir.

Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Federica Mogherini, bu görüşmede AB'nin, kanunların egemenlik haklarına tamamen saygı göstermekle birlikte iç ve dış alanda terörizmle mücadele zaruretini vurguladı. Vladimir Voronkov da bu görüşmede BM Terörizmle mücadele ofisi UNOCT'un, BM ile AB arasında ortak değerler, hedefler ve önceliklerin korunması ve ön planda tutulması amacıyla üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini vurguladı.

BM ve AB gerçi ortak yayınladıkları bildiride terörizmle mücadele zaruretini vurgulamış bulunmaktalar ama Batının ve AB'nin son yıllardaki tutum ve davranışları gözden geçirildiğinde, batılıların özellikle de Avrupalıların terörizmin yayılmasında önemli rol ifa ettikleri görülmektedir ve terörizm gibi bir olaya karşısında her zaman çelişkili bir tutum içinde olmuş ve çifte standart uygulamışlardır. 

Nitekim Birleşmiş Milletler (BM) Terörizmle Mücadelede İnsan Haklarının Korunması ve  Desteklenmesi Özel Raportörü Fionnuala D. Ni Aolain, Fransa'da yürürlüğe giren terörle mücadele yasasının bu ülkedeki Müslümanları daha da "ötekileştireceği", "orantısız şekilde etkileyebileceği" ve "damgalayacağı" uyarısı yaptı.

Özel Raportör Aolain, 14-23 Mayıs'ta Fransa ziyaretinin ardından yaptığı yazılı açıklamada, yasanın özgürlükler, örgütlenme, özel yaşam, din özgürlüğü ve örgütlenme gibi temel haklar üzerindeki olumsuz etkileriyle ilgili endişelerini belirtti.

Fransa'da geçen yıl 1 Kasım'da yürürlüğe giren terörle mücadele yasasının, Paris'teki terör saldırılarının ardından ilan edilen Olağanüstü Hal Uygulaması'nı (OHAL) resmi olarak sonlandırdığını aktaran Aolain, yasanın özellikle ülkedeki Müslümanlara olumsuz yansıyacağını kaydetti.

Aslında son yıllarda terörizmin dünyada çığ gibi büyümesinin başlıca sebeplerinden biri özellikle Ortadoğuda terörizme karşı çifte standart davranış olmuştur. 2011 yılı sonrasında Arap dünyasında halk hareketlerinin baş göstermesi ardından bir takım Arap ülkelerinde radikal örgütler ve terörizmin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Suriye'de olup bitenler bunun açık bir örneğidir. Zira Suriye halk hareketi bahanesiyle belli ülkeler tarafından oluşturulan ve eğitilen terör örgütlerinin  tüm imkan ve silahlarla Suriye'de boy göstermesi ve ülkeyi bir viraneye çevirmesine sebep olmuştur. Suriye'de yaşanan tüm kıyım, zulüm, cinayet ve tahribata rağmen batılı devletler ve onların Arap müttefikleri kendi çıkarlarını korumak ve hedeflerini temin etmek için radikal terörizme karşı ciddi bir mücadeleye girmesi yerine söz konusu terör örgütlerine tam destek vermiş ve hatta terörizme karşı amansız bir mücadele veren Suriye yönetimi ve müttefiklerine karşı resmen tavır takınarak savaşa girmiş bulunmaktalar.

Ortadoğu meseleleri uzmanı Frédéric Poisson'a göre Fransa, Amerika'nın yanında terör örgütü IŞİD'in ortaya çıkması ve işlediği cinayetlerde rol sahibidir. Bu destek ve yardımlar sayesinde IŞİD ve benzeri diğer terör örgütleri daha önce tasavvuru dahi imkansız gibi görünen bir olayı gerçekleştirerek aynı zamanda Irak ve Suriye gibi bir takım bölge ülkelerinde bir anda ortaya çıkarak ortalığı velveleye vermiş bulunmaktalar.

Hatta şu anda bile Amerika ve Avrupalı müttefikleri, terörizmle mücadele bahanesiyle bölgede varlıklarını korumakta ve hatta IŞİD terör örgütünün daha ağır bir yenilgisi ve tamamen yok olmasını önlemek için Suriye devlet güçlerine saldırılar düzenlemekte ve terörizme resmen destek vermekteler.

Siyasi uzmanlardan  Ivan Ipolitov'un deyimiyle, Amerikanın son yıllarda ki asıl amacı, terörizm ve radikalizmi kendi dış siyasetteki hedeflerini tahakkuk ettirmek için bir araç olarak kullanmış ve halen de kullanmaktadır.

Son yıllarda şiddet yanlısı radikal terör örgütlerinin Avrupa'nın muhtelif ülkelerinde artarda bir kaç terör eylemi gerçekleştirmesi ise bizzat söz konusu Avrupa devletlerinin kendi ektiklerini şimdi biçmeleri şeklinde tabir olunabilir. Bu durum, Avrupa'nın, tekfiri terörizme verdiği desteğin bir ürünüdür. Nitekim ülkelerden bazıları kendi çıkarlarını, kargaşa, tedhiş ve terörizmin yaygınlaşmasında gördükleri müddetçe dünyanın muhtelif bölgelerinde terörizmin bekası ve yayılması kaçınılmaz olacaktır. Bu arada BM Teşkilatı Terörizmle mücadele ofisi de terörizmle mücadele siyasetinde Amerika ve Avrupa ülkelerinin terörizme karşı çifte standart davranmaları karşısında duyarlı olmalıdır.

Etiketler