BM insan hakları uzmanından Fransa'ya uyarı
Birleşmiş Milletler (BM) Terörizmle Mücadelede İnsan Haklarının Korunması ve Desteklenmesi Özel Raportörü Fionnuala Ni Aolain, insan hakları ve inanç hürriyeti konularında yaşanan gerilimeler ve Müslümanların zan altında bırakılması nedeniyle Fransa’yı uyardı.
BM Özel Raportörü, terörle mücadele hükümlerini değerlendirmek için bağımsız bir gözetim organı kurulması önerisinde bulundu. Terörle mücadele yasasının demokratik bir seçimle kabul edildiğini hatırlatan Fionnuala Ni Aolain, ancak etkilerinin sorunlu olduğuna dikkat çekti. Aolain,”Özellikle, orantısız etkileri ve Müslüman vatandaşların damgalanması konusunda endişeliyim. Terörle mücadele yasasıyla bir topluluk olağan şüpheli hale getiriliyor. Bu muhtemelen önlemlerin amacı değildi, ancak sonuç bu şekilde oluştu.” ifadelerini kullandı.
OHAL’de kötüye kullanımlı idari aramalara maruz kalan insanlarla da görüşen Fionnuala Ni Aolain bu kişilerin itiraz haklarını kullanamadıklarını duyurdu. BM Özel Raportörü, “Bazıları, daha fazla damgalanma ya da özel hayatlarına daha fazla müdahalede bulunulma korkusu nedeniyle bu hakkı kullanmamışlardır. Bir yanlış yapıldığında, devlet bu vatandaşlar ile olan bağlantıyı onarmalıdır.”diye konuştu.
Fionnuala Ni Aolain, 2014 yılında yasalaşan “terörü övme suçu” ile ilgili de Fransa’ya sert eleştiriler yöneltti. BM Raportörü, yasanın ifade özgürlüğü ilkesi açısından gerçek bir kayma riski gösterdiğini aktardı. Yasanın çizdiği sınırın “bulanık” ve “tehlikeli” olduğunu aktaran Aolain yasa nedeniyle yargılananların yüze 20’sini 18 yaş altındakilerin, yüzde 6’snı ise 14 yaşın altındaki çocukların oluşturduğuna dikkat çekti.
BM özel raportörünün Fransa yönetiminin bu ülkede yaşayan müslümanlara karşı tutum ve davranışını eleştirmesi, bu ülkede müslümanların sınırlandırılması ve üzerlerindeki baskının artmasına ve dolayısıyla onlara karşı insanlık dışı bir davranışın sergilenmesine yol açmakta.
Fransa'da Müslümanlar öyle bir ortamda zan altında bırakılıyor ki Almanya başbakanı Angela Merkel gibi bir takım Avrupalı liderler, İslam'ın terörizmle eşdeğerlendirilmesi ve tüm Müslümanların terörizmle suçlanması büyük bir hata olduğunu bildirmişlerdir. Gerçi Fransa hükümeti veya yatkilileri şimdiye kadar direkt olarak İslam ve Müslümanları terörizmle suçlamamışlardır ama onların davranışları, tüm Müslümanları teröristlerle eş değerde gördüklerini yansıtıyor.
Fransa yetkililerin bu yaklaşımlarına rağmen Müslümanlarla ilgili şu gerçek göz ardı edilmemeli ki Müslümanlardan sadece çok küçük bir grubun şiddet yanlısı ve radikaldir, ama Müslümanların geneli, rahmet ve barış dini olan İslam'ın terbiyesi ve icabı gereğince kesinlikle şiddete karşıdırlar.
Fransa ve diğer bazı Avrupa ülkesinde terörizmle mücadele bahanesiyle Müslümanlara karşı uygulanan sert kurallar ve baskı aslında tüm Müslümanlara karşı toplu bir baskı ve ceza uygulanmakta olduğu manasına geliyor. Bu ise açıkça adalet, insafa ters düşmekte ve onlara karşı resmi bir ayrımcılık ve ırkçılıktır.
Diğer yandan Fransa yönetimi, Ortadoğu bölgesinde terörizm ve radikalizmin ortaya çıkıp yayılmasındaki rolünü göz ardı etmemesi veya inkara kalkışmaması gerekir. Ortadoğu uzmanı Frédéric Poisson'a göre, IŞİD'in ortaya çıkması ve yayılmasında Amerika'dan sonra Fransa ikinci suçlu konumundadır.
Bilindiği üzere Avrupalılar, Amerika ve Arap müttefikleri ile birlikte, başta IŞİD terör örgütü olmak üzere öteki terör örgütlerinin ortaya çıkması, takviyesi ve donanımı konusunda belirleyici önemli bir rol ifa etmişlerdir. Fransızlar başta olmak üzere genelde batılıların terörizme karşı destekleyici siyasetleri aslında, Ortadoğu'da yenilgi alan teröristlerin bu ülkelere geri dönmeleri ile terörizm tehlikesini bizzat bu ülkelerin kendisine yöneltmiştir.
Fransız yetkililer artık son dönemlerde IŞİD tehdidinin bu ülkede çok ciddi olduğundan söz ediyorlar ve bu ise söz konusu ülkelerde güvenlik seviyesinin çok düşük olduğunu gösteriyor. ancak bu durumdan ilk etapta bizzat bu ülke yönetimleri, izledikleri yanlış siyasetler nedeniyle sorumludurlar. tüm bu vasıflarla birlikte Fransa yönetiminin bu ülke Müslümalarına karşı izlediği kasıtlı ve ayrımcı tutumu açıkça insan haklarının ihlalidir.