ABD’nin Filistin milletine yönelik hasmane uygulamalarının devam etmesi
Amerika yönetiminin mazlum Filistin milletine yönelik hasmane uygulamaları ve bu milleti ABD Başkanı Donald Trump’ın yüzyılın anlaşması adındaki yeni kumpası kabul etmeye zorlamaya yönelik politikalarının devamında Washington Filistin milletine yaptığı 200 milyon dolarlık yardımı kestiklerini açıkladı.
Konu ile ilgili bir açıklama yapan Amerika Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, Amerika yönetimi Batı şeria ve Gazze şeridine yaptığı 200 milyon dolarlık yardımı kestiğini belirterek, beyaz sarayın bu parayı başka yerlerde harcamak istediğini kaydetti.
Amerika yönetiminin bu kararı, bundan önce de 16 Ocak 2018 tarihinde beyaz saray ele başıları mazlum Filistin milletine karşı hasmane tutumlarının devamında Filistinli mültecilere yardım ve iş bulma ajansı Anroa’ya (UNRWA) sözünü verdiği 65 milyon dolarlık mali yardımı askıya aldığı bir sırada gündeme geliyor.
Amerika’da Donald Trump Başkan seçildiği günden bu yana Washington yönetimi eli kanlı bebek katili İsrail rejimine desteklerini arttırmaya başladı, korsan İsrail ise bu destek artışından cesaret alarak mazlum Filistin milletine yönelik cinayetlerini ve hasmane politikalarını şiddetlendirdi. Amerika Başkanı Donald Trump’ın siyonist rejim İsrail’e desteklerine Amerika’nın Tel aviv büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve Müslümanların bu kutsal kentini bu rejimin başkenti olarak tanıması, korsan İsrail’e destek vermek amacıyla BM insan hakları konseyinden çekilmesi, Filistinli mültecilere yardım ve iş bulma ajansı Anroa’ya mali yardımlarını kesmesi ve şimdi de Batı şeria ve Gazze şeridine yaptığı 200 milyon dolarlık mali yardımı kesmesi gibi durumları örnek vermek mümkün.
Bu bağlamda Filistin özerk teşkilatının Washington Büyükelçisi Hüsam Zamelat, Amerika yönetiminin Filistinlilere 200 milyon dolarlık yardımı lağvetmesini siyasi haraç niteledi. Zamelat Cuma günü bir açıklama yaparak, Amerika yönetiminin Filistinlilere mali yardımlarını azaltmasını barış anlayışı ile bağdaşmadığını, bu karar Filistin’de barış ufkunu ve Amerikalı yetkililerin bu barışa bağlı kalma elzemini zayıflattığını vurguladı.
Gerçekte Amerika yönetiminin Filistinli mültecilere yardım ve iş bulma ajansı Anroa’ya yaptığı mali destekleri azaltması veya kesmesi, Filistin halkının zaten kötü olan durumunun daha da vahim boyutlara ulaşmasına sebep oluyor, nitekim hali hazırda Batı şeria ve Gazze şeridinde bir çok Filistinli gıda maddeleri ve ilaç gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta ciddi sıkıntı yaşıyor. BM raporlarına göre hali hazırda da işgal altındaki Filistin topraklarına yapılan insani yardımlar son yılların en düşük seviyesine indiği gözleniyor, gözlemciler ise Batı şeria ve Gazze şeridine gönderilen bu tür yardımları gönderme işinin de tehlikeye girdiği konusunda uyarıda bulunuyor.
BM insan hakları yüksek komiseri Zeyd Raad Hüseyin de bu konuda yaptığı açıklamada şöyle diyor: Gazze şeridinde durumun vehameti, Filistinli mültecilere yardım ve iş bulma ajansı Anroa’nın yaşadığı ağır mali kriz ve siyonist İsrail tarafından Gazze şeridine dayatılan kısıtlamalardan kaynaklanıyor.
Gerçekte ABD Başkanı Donald Trump bu tür politikaları uygulamak ve Filistin milletine yönelik baskıları attırmakla onları Filistin İsrail davasının çözümü için ortaya attığı yüzyılın anlaşması adlı komployu kabul etmeye zorlamak istiyor. Amerika Başkanı Trump’ın yüzyılın anlaşması komplosunda kutsal Kudüs kenti siyonist rejime veriliyor, Filistinli mültecilerin anavatanına geri dönüş hakkı yok sayılıyor ve Filistin milleti ancak Batı şeria ve Gazze şeridinden geriye kalan küçük bir bölümle yetinmeleri gerekiyor. Oysa GMCC anket kurumunun en yeni anketinin sonuçlarına göre Filistin milletinin yüzde 80 kadarı yüzyılın anlaşmasına karşı çıkıyor.
Aslında Amerika yönetiminin bu tür uygulamaları beyaz sarayın korsan İsrail’e ve tecavüzcü politikalarına destek vermek için elinde bulunan tüm baskı araçlarından yararlanmak istediğini ve bu doğrultuda Filistin milletinin haklarını ve insan hakları kurallarını hiç önemsemediğini ve hatta uluslararası yasalara ve anlaşmalara bağlı kalma ihtiyacı hissetmediğini gösteriyor. Şimdi de Washington yetkilileri Filistin halkına insan yardım kesme meselesinden siyasi haraç uğruna yararlandığı anlaşılıyor. Oysa Filistin direnişinin yıllardan beri devam eden haklarını elde etme mücadeleleri, bu tür uygulamaların onların siyasi geleceğini etkileyemeyeceğini gösteriyor. Nitekim Filistin kurtuluş örgütü FKÖ üyelerinden Hanan Aşravi bu konuda yaptığı açıklamada, Filistin milletinin hakları pazarlık konusu olamayacağını, Filistin milleti asla tehditlere ve zorlamalara karşı teslim olmayacağını belirtiyor.