Pars Today

Venezuela’da 1999’dan beri solcu bir hükümetin işbaşına gelmesi ile Amerika bu hükümetleri ve cumhurbaşkanlarını devirme çabalarında bulunarak muhalifleri desteklemek ve Latin Amerika’daki ortaklarını bu cumhurbaşkanlarının aleyhine kışkırtma siyasetini ciddi bir şekilde yürütmüştür.

Hugo Chavez’in ölmesinden sonra faaliyetlerini ciddi bir şekilde başlatan Venezuela hükümetinin muhalifleri bu süreci Mayıs 2018’de cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Nicolas Maduro’nun cumhurbaşkanlığı döneminde de sürdürmüştür.  55 yaşında olan Maduro 10 Ocak 2019’da altı yıllık yeni cumhurbaşkanlığı dönemine başlayacaktır. Bu doğrultuda askeri bir geçit töreninde Maduro’nun öldürülmesi için bir terör girişiminde bulunuldu. Venezuela muhaliflerinin Amerika ve Latin Amerika’daki Batıcı ülkeler tarafından açık bir şekilde desteklenmektedir. Bu mesele ise Venezuela makamlarının protestolarına yol açmıştır. Bu çerçevede Nicolas Maduro son terör eyleminin Beyaz Saray ve Kolombiya ve Brezilya sağcı hükümetinin işbirliği ile gerçekleştiğini söyledi.

Venezuela Cumhurbaşkanı Amerika Ulusal Güvenlik Danışması John Boltun’u bu ülkedeki kargaşaları ve anarşizmi yöneterek sosyalist hükümetin devrilmesi peşinde olduğu ile itham ederek Bolton’un sınır bölgelerinde askeri kışkırtmalar yapmak görevleri üstlendiğine vurgu yaptı.

Maduro şöyle bir vurgu da yaptı:” Venezuela demokrasisini sabote etmek için beni terör etmek ve yerime diktatör bir devlet getirmek isteyen Beyaz Saray’dan yönetilen komplolarını kınıyorum.”

Maduro’nun dediğine göre devirmek için yararlanılan güçler Amerika ve Kolombiya’da eğitiliyor. Amerika Başkanı Donald Trump ve Kolombiyalı meslektaşı İvan Duque Marquez de her zaman Venezuela’daki solcu hükümet'e ağır eleştiriler yapmışlar. Ekim 2018’de ise bu açıklamaların doruğunda Donald Trump Venezuela’ya askeri bir müdahaleden bir söz etmişti.

Venezuela Cumhurbaşkanı daha önce de Amerika ve Washington’a bağlı sağcı muhaliflerin Latin Amerika ülkelerindeki istikrarsızlığın ve kargaşaların asıl sebebi olduğunu söylemişti.

Amerika’nın Venezuela siyaseti iç ve dış açıdan değerlendirilebilir. Ülke içi açısından Amerika’nın muhalifleri destekleyerek solcu hükümeti devirmesidir. Bu çerçevede Amerika ve ortakları muhaliflerin tutumlarını ve girişimlerini her zaman destekliyor.

Ülke dışı açısından ise Washington Venezuela aleyhine yaptırımlarını sürdürerek Venezuela solcu hükümetlerini zayıflatmak ve ülke içindeki popülerliğini azaltmak peşindedir. Washington’a göre ülke içindeki muhalifleri desteklemek ve dışarıdan da yaptırım baskısı ile Maduro hükümetini devirmek mümkün.

Amerika, petrol cenneti olan Venezuela’da solcu bir hükümetin işbaşında olmasından hiç memnun değildir.

Mevcut kanıtlara göre Trump’ın Nicolas Maduro hükümetini devirmek için elinden geldiğini yapacağını söylemek mümkün. Buna rağmen Venezuela hükümeti de Amerika’nın bu hasmane girişimlerine karşı aktif bir yaklaşım sergilemiş ve bir nebze de olsun bu komploları etkisiz hale getirmeyi başarmıştır.

Bu doğrultuda Maduro Rusya ile çok yakın ilişkiler kurarak Vladimir Putin ile yaptığı son görüşmede Rusya’dan stratejik savaş uçakları ve bombardıman uçaklarını Karakas’a getirtmiştir.