May'ın başbakan olarak kalması ve Brexit'in belirsiz geleceği
(last modified Thu, 17 Jan 2019 16:39:50 GMT )
Ocak 17, 2019 18:39 Europe/Istanbul
  • May
    May

İngiltere Başbakanı Theresa May, parlamentodan güven oyu almayı başarırken Brexit anlaşması parlamentodan geçmedi. Parlamentoda salı akşamı yapılan oylamada Brexit anlaşması 202 evete karşı 432 hayır oyuyla reddedildi.

Önceki gün, Başbakan Theresa May'in Avrupa Birliği ile vardığı Brexit anlaşmasının parlamentoda reddedilmesinin ardından dün gerçekleştirilen güvensizlik oylaması 306'ya karşı 325 oyla May hükümetinin lehine sonuçlandı.

İngiltere Başbakanı Theresa May muhalefetin hükümeti düşürme girişimine karşın parlamentodan güven oyu almayı başardı.

May, ana muhalefetteki İşçi Partisinin verdiği güvensizlik önergesiyle ilgili oylamada parlamentonun alt kanadı Avam Kamarasından güven oyu aldı.

Oylamada 325 milletvekili güven oyu verirken, güvensizlik oyları 306'da kaldı.

İşçi Partisi May’in AB ile vardığı Brexit anlaşmasının önceki gün parlamentoda 202’ye karşı 432 oyla reddedilmesinin ardından güvensizlik önergesi vermişti.

May’in sonraki aşamada Brexit konusunda hazırlayacağı “B planını" pazartesi günü parlamentoya sunması bekleniyor.

İşçi Parti Lideri Korbin parlamento güvensizlik oylaması için düzenlenen oturumdan önce yaptığı açıklamada, Başbakan May'ın "Zambi hükümeti"ni yönettiğini kaydetti.

Ancak buna rağmen temsilciler, muhafazakar May hükümeti hakkındaki güvensizlik önergesini kabul etmediler.

May oylamadan önce, İngiltere için şimdiki durumda en kötü şeyin genel seçimlerin düzenlenmesi olduğunu belirterek, bu meselenin Brexit'in ertelenmesi anlamına geleceği uyarısında bulundu.

İngiltere Başbakanı, parlamentodan yeniden güven oyu aldıktan sonra yaptığı açıklamada, Brexit'i hayata geçirme çabalarına devam edeceğini kaydetti.

May ayrıca muhalefet parti ve gruplarının liderlerini, kendisiyle ayrı ayrı görüşmeye davet etti.

İşçi Parti lideri Korbin şimdiye kadar May ile görüşmekten kaçınarak, hükümetin AB'den çekilmesinin anlaşmaya varılmadan önce gerçekleşmesini temin etmesi gerektiğini belirtti.

Londra ile Brüksel arasında imzalanan Brexit Anlaşması, İngiltere'nin AB'den ayrılma mekanizmasını belirliyordu.

İngiltere'deki siyasi kaos ve keşmekeş devam ederken, bu ülke hukuki olarak 29 Mart'a kadar AB'den çekilmelidir.

Mevcut duruma göre, May'ın AB'nın kapısını yeniden çalmak ve daha fazla müzakere yapmaktan başka önünde bir yol görünmüyor. Başbakanlıkta kalan May, ilerleyen günlerde Brüksel ile Brexit'i yeniden görüştükten sonra, anlaşmayı oylamak için parlamentoya sunacak. Ancak AB, Brexit Anlaşması'nda her hangi bir değişiklik yapılmasını kabul etmeye hazır olduğuna dair şuana kadar olumlu bir signal göndermiş değil.

Avrupa Komisyon Başkanı Brexit Anlaşması'nın İngiliz Parlamentosu'ndan geçmemesinin ardından yaptığı açıklamada, "İngiltere'nin düzensiz çekilme tehlikesinin arttığını belirterek, sürenin neredeyse bittiğini kaydetti.

AB, 2010 yılına kadar İngiltere'nin bu birlikten çekilme süresini uzatmaya ve böylece Londra ile daha fazla müzakereler için fırsat sağlamaya çalışıyor.

AB'nin iki önemli üyesi olarak Almanya ve Fransa, Brexit süresinin uzatılmasını kabul etmişler. İngiliz yönetiminin Brexit için yetersiz kaldığı için Brexit'in muhtelif partilerden müteşekkil bir parlamenter komiteye sunulması bir seçenek olabilir.

Ancak bunun için en önemli sorunlardan biri, AB taraftarı olan parti ve grupların temsilcilerinin varlığıdır. Bu durumda, AB ile yeni anlaşma yapılması konusunda iç mutabakata varmak zor olacak.

Referandumun yenilenmesi de başka bir seçenek sayılıyor. Kamuoyu bu seçeneği desteklerken, İngiliz milletvekillerinin büyük kısmını buna karşılar.

Sözkonusu seçeneklerden hiçbiri sonuç vermemesi halinde İngiltere, anlaşma yapmadan AB'den çekilmek zorunda kalacak. Böyle olursa, İngiliz ekonomisi ciddi bir şoka maruz kalmış olacak.