Rusya'nın Varşova Konferansını Boykot Etmesi
Bilindiği üzere Amerika bölgesel hedefleri çerçevesinde 13 ve 14 Şubat tarihinde Polonya'nın başkenti Varşova'da "Ortadoğu'da Barış ve Güvenlik" başlıklı bir konferans düzenlemek istiyor.
Washington 70 ülkenin dışişlerinin bu konferansa çağrıldığını iddia etse de kimi ülkeler geçen günlerde bu konferansa katılmayacaklarını bildirdiler.
Hali hazırda ise Ortadoğu'daki en önemli aktörlerden biri ve 4+1 Grubu üyesi, Rusya'dır. Doğal olarak bu ülke olmadan Washington, Varşova konferansında İran'ın bölgesel nüfuzu ve siyasetleri ile mücadele etme konuları gibi meselelerde uluslararası bir oy birliğinin sağlandığını iddia edemez.
Rusya Dışişleri Bakanlığı ise Salı günü bu çerçevede bir bildiri yayımlayarak, Moskova'nın Polonya Başkenti Varşova'da düzenlenecek olan konferansa katılmayacağını bildirdi.
Rusya Dışişleri Bakanlığının konu ile ilgili bildirisinde açıkça, " Varşova konferansının düzenlenmesinden güdülen hedef, Bercam Nükleer Anlaşmasını zedelemektir. Halbuki bu anlaşma BMGK tarafından bile onaylanmıştır. Bunun yanı sıra İran, Rusya, Çin ve Avrupa Troykası da bu uluslararası anlaşmanın korunmasından yanadır. " belirtiliyor.
Moskova'ya göre bu konferans, Bercam Nükleer Anlaşmasına karşı atılan bir adımdır nitekim Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun da açıkladığı gibi İran'ın bölgesel nüfuzunu engellemek için düzenlenmektedir. Amerikalılar bu konferansta birkaç ülkeyi kendi yanlarına alarak İran'a karşı bir tür uluslararası görüş birliği sağlayabileceklerini düşünüyorlar.
Bu doğrultuda Mike Pompeo Salı günü Davos ekonomik forumuna video konferans aracılığı ile yaptığı konuşmada, bir kez daha İran'ı bölgedeki istikrarsızlıktan sorumlu tutarak bir tehdit olduğunu iddia etti. Mike Pompeo İran aleyhine bölgesel bir koalisyon oluşturulmayı da ümit ettiğini söyledi.
Buna rağmen mevcut duruma göre küresel güçler ve özellikle de 4+1 grubu bu konuda Amerika'ya asla katılmıyor ve Washington'un Nükleer Anlaşmaya karşı çıkmasında onun yanında yer almıyorlar.
Rusya açısından Washington ve Tel Aviv'in günümüzdeki hedefi, söz konuş konferansın İran karşıtı bir sonuca varmasıdır; böylece İran'a karşı en ağır yaptırımlar ve ekonomi baskıların yanısıra, İran'ın bölgesel nüfuzunu azaltmak ve varlığını kısıtlamak için siyasi ve propaganda gibi yumuşak güç kullanmaktır.
Rusya'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya Salı günü İRNA Haber Ajansına verdiği röportajda Varşova konferansını İran karşıtı bir toplantı olarak değerlendirerek bu konferansın bölge güvenliğini olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Doğal olarak mevcut dönemde, Amerika'nın böyle girişimlerden güttüğü hedefi İran'ı Suriye'den çıkmaya zorlamaktır.
Bu konu daha önce de Amerika üst düzey makamları ve özellikle de Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un üzerinde vurgu yaptığı konudur.
Rusya Dışişleri Bakanlığı yayımladığı bildiride Varşova konferansının düzenlenmesinden güdülen bir başka hedefin de uluslararası toplumun Ortadoğu'da barış ve istikrarı tekrar inşa etmesi yönündeki çabalarını sonuçsuz bırakmak olduğunu belirtti.
Bildiride "konferansta, Filistin gibi Ortadoğu'nun başlıca meselelerine değinilmediği" belirtiliyor. Aslında turp, siyonist rejim ve Arap müttefiklerinden oluşan bölgesel bir koalisyon kurma hedefini gerçekleştirmek olan bölgesel siyasetlerinin doğrultusunda, bu konferansı ortak Arap ülkeleri ve Siyonist Rejimin bir araya gelen toplantıya çevirerek, böylece Filistin meselesini unutturmaya ve İran'ın bölgedeki siyasetlerini Ortadoğu'nun temel sorunu olarak göstermeye çalışmaktadır.
Aynı zamanda Washington, Filistin meselesini Siyonistler lehine bitirmek için Yüzyılın Anlaşması stratejisini uygulamaya çalışıyor. Trump'ın iddiasına göre, Ortadoğu'nun barışı ve istikrarı amacı ile gerçekleşen bu konferans aslında Arapların ilgisini bu projeye yönlendirmek için iyi bir fırsattır./