Netanyahu ve Pompeo’dan İran Karşıtı Ortak Tutum
Amerika İran karşıtı siyasetleri çerçevesinde İran aleyhindeki girişimlerrini Donald Trump başkanlığı döneminde şiddetlendirerek Bercam Nükleer Anlaşmasından çekilmenin yanı sıra daha önce eşi benzeri görülmemiş yaptırımlarla İran’a ağır baskılar uygulamaktadır.
Trump hükümetinin İran karşıtı girişimlerinin bir diğer boyutu da İran’ın bölgesel nüfuzu ve siyasetlerine karşı koymak için bölgesel koalisyon oluşturma girişiminde bulunmasıdır.
Siyonist Rejim İsrail, Amerika’nın Batı Asya’daki stratejik ortağı ve müttefiği olarak Washington devlet adamlarını İran’a karşı çıkmakta kışkırtan önemli bir faktördür. Siyonist Rejim İsrail üst düzey makamları ise her daim Trump hükümeti makamları ile Washington ve Telaviv’in İran aleyhindeki siyasetlerini ve girişimlerini koordineli yürütmek için istişarede bulunmaktadır.
Bu doğrultuda işgal altındaki Filistin topraklarına ziyarette bulunan Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Siyonist Rejim elebaşı Benyamin Netanyahu ile görüşmesinin ardından ortak bir basın toplantısına katıldı.
Pompeo basın toplantısında Amerika ve Korsan İsrail Rejiminin çabalarının bir bölümünün bölgesel koalisyon oluşturmaya odaklanacağını belirtti. Mike Pompeo, Polonya'nın başkenti Varşova’da 60 ülkenin temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşen konferansın da bu doğrultuda yapıldığını hatırlattı.
Trump hükümeti Siyonist Rejimin İran karşıtı yaklaşımından yola çıkarak mali ve silah destekleri ile Siyonist Rejim en önemli hamisi sayılır. Bu doğrultuda Mike Pompeo, Amerika’nın yıllık 3 milyar 800 milyon dolar kadar Siyonist İsrail Rejimine yardım yaptığını bildirdi.
Netanyahu ise bu ortak basın toplantısında Amerika ve İsrail’in dostluğuna vurgu yaparak, Washington’un Telaviv’i İran’ın sözde savaş yanlılığı karşısında desteklediğini iddia etti.
Halbuki Siyonist Rejim her daim bölgede savaş çıkarılmaktan yana olmuş ve sürekli Filistinliler ve Suriye gibi komşu ülkelere de saldırmıştır.
İran’ın Suriye’nin yasal hükümetini desteklemek ve terörizm ile mücadele etmek amacı ile Suriye’de müsteşarlık düzeyindeki varlığı, Siyonist Rejimin bölgesel hedeflerine ters düşmektedir. Bu yüzden Netanyahu, Amerika’yı da yanına alarak İran’ın Suriye’den çekilmesi için baskıların artmasını istiyor.
Netanyahu açıklamalarının devamında şunları kaydetti:” Biz, İran’ın tehlikeli silahlar ile Suriye’deki askeri varlığını sabitleme çabaları aleyhindeki girişimlerimize devam edeceğiz. Bizim için hiçbir kısıtlama söz konusu değil. Amerika’nın bizim girişimlerimizi destekleme gerçeğini de takdirle karşılıyoruz. “
Washington açısından İran ve ortaklarının Suriye’den çekilmesi, İran İslam Cumhuriyeti’nin bölgesel nüfuzunun azalması sayılır.
Amerika bu hedefin gerçekleşmesinin ne kadar zor olduğunun bilincinde olup, İran’ın nüfuzu ile mücadelede başarısız olmaktan kaygı duymaktadır.
Bu doğrultuda Pompeo, Washington Free Beacon haber sitesine 12 Ocak tarihinde verdiği mülakatta Washington’un İran’a bağlı güçlerini tamamını Suriye’den çıkarma girişimlerini afaki bir hedef olarak değerlendirdi.
Trump hükümetinin İran’ın bölgesel nüfuzu ve rolünü kötü göstermeye çabalarına rağmen ancak şimdi Washington’un Avrupalı ortakları bile İran’ın Batı Asya bögesinin istikrarının sağlanmasından rolünün önemine vurgu yapmaları dikkat çekicidir.
Arap dünyası analisti Abdülbari Atvan bu konuda şöyle bir değerlendirmede bulundu:” Amerika’nın Suriye’yi İran’dan uzaklaştırma stratejisi büyük bir hüsrana uğramıştır.”
Amerika hükümeti Bercam Nükleer Anlaşmasından çekildikten sonra İran aleyhine topyekun bir baskı oluşturma kampanyası başlatarak başka ülkeleri de İran milletine karşı uygulanan tek taraflı yaptırımları desteklemeye isteklendirmeye çalışıyor. Amerika hükümeti bu kampanyanın bir parçası olarak Siyonist Rejim ile ortak bir çalışma grubu oluşturarak İran’da kaos ve huzursuzluk çıkarma peşindedir.