Moskova’dan ABD’nin yeni yaptırım tehditlerine tepki
(last modified Sun, 31 Mar 2019 17:03:24 GMT )
Mart 31, 2019 20:03 Europe/Istanbul
  • Moskova’dan ABD’nin yeni yaptırım tehditlerine tepki
    Moskova’dan ABD’nin yeni yaptırım tehditlerine tepki

Amerika ve Rusya devletleri arasındaki ilişkiler özellikle soğuk savaş sonrası dönemde oldukça inişli çıkışlı bir süreç izledi. Buna karşın Ukrayna krizi 2014 yılında patlak verdikten sonra iki ülke arasındaki anlaşmazlıklar farklı boyutlara taşındı ve Amerika yönetimi türlü bahaneleri ileri sürerek Rusya’ya yaptırım uygulamaya başladı.

Amerika devletinin Rusya devletine uyguladığı yaptırımların çeşitli siyasi, diplomatik, ticari, iktisadi, askeri ve enerji alanlarını kapsıyor.

Şimdi ise Amerika’nın Rusya’ya yeni yaptırımları dayatma bahanesi, Moskova yönetiminin Venezuela’da askeri varlığı oldu.

ABD Başkanı Donald Trump 27 Mart Çarşamba günü Rusya’dan Venezuela’daki tüm askeri güçlerini çekmesini istedi. Trump aynı zamanda Karakas yönetimine karşı tüm seçeneklerin masada olduğu tehdidini savurdu.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Rus mevkidaşı Sergei Lavrov’u telefondan arayarak Moskova yönetimini Venezuela’da gerginlikleri şiddetlendirmekle suçladı. Pompeo da Rusya’yı tehdit ederek ABD ve latin Amerika ülkelerin Rusya’ya karşı tepkisiz kalmayacağını ileri sürdü.

Amerika’nın Venezuela’yı bahane ederek Rusya’ya dayattığı yaptırımları şimdi yeni boyutlar kazandı. Amerika’nın Venezuela işleri özel temsilcisi Eliot Abramz Cumartesi günü yaptığı açıklamada, Washington yönetiminin Rusya’nın Venezuela’daki askeri varlığı yüzünden Moskova’ya yeni yaptırımları uygulamayı gündemine aldığını belirtti. Abramz şöyle dedi:

Washington yönetimi Rusya’nın Venezuela’daki askeri varlığı ile mücadele için çeşitli seçenekleri bulunuyor. Bu seçeneklerden biri, iktisadi yaptırımlardır. Eğer Ruslar Venezuela’da ellerin açık olduğunu düşünüyorsa, yanlış düşünüyorlar demektir.

Amerikalı yetkili Abramz hali hazırda Venezuela’daki Rus askeri varlığının pek fazla olmadığını, ancak bu kadarı bile büyük etki gücüne sahip olduğunu ileri sürdü.

Rusya yönetimi ise şimdiye kadar birçok kez Amerika yönetiminin bu tür suçlamalarını reddetti. Moskova aynı zamanda Amerika yönetimini Venezuela’da askeri darbe yaptırmak bu ülkede iktidarı devirmeye çalışmak ve illegal bir şekilde Venezuela’nın içişlerine karışmakla suçluyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova Cumartesi günü yaptığı açıklamada, Amerika yönetiminin Rusya’yı Venezuela’da askeri varılğı yüzünden daha fazla yaptırım dayatmakla tehdit etmesini ahmaklık niteledi. Rus sözcü Zaharova, Washington yönetiminin şimdiye kadar türlü bahaneleri ileri sürerek Rusya’ya yaptırım dayattığını ve bu yüzden artık Washington’un yaptırımlarını umursamadıklarını, Amerika’nın Rusya’ya dayattığı yaptırım sayısının hesabını bile tutmadıklarını ifade etti.

Aslında Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova’nın bu sözleri Amerika yönetiminin Rusya karşıtı yaptırım sayısının çok fazla olduğuna işarettir. Amerika yönetimi 2011 yılından bu yana türlü bahaneleri ileri sürerek Rusya’ya yaptırım dayattı. Şimdi ise Amerika’nın Rusya’ya dayattığı yaptırım paketi sayısı 66’yı bile geçti. Amerika Rusya’ya 2014 yılından itibaren Ukrayna krizini ve özellikle Kırım’ın Rusya’ya ilhakını bahane ederek yaptırım uygulamaya başladı. Gerçi Amerika 2017 yılından itibaren de Moskova yönetimini Amerika’da düzenlenen 2016 başkanlık seçimlerine karışmakla suçlayarak Katsa yaptırımlarını dayattı.

Amerika yönetiminin Rusya’ya dayattığı en yeni yaptırım paketi 15 Mart 2019’da yürürlüğe girdi. ABD hazine bakanlığı bir bildiri yayımlayarak 6 Rus vatandaşı ve 8 Rus kurumu yaptırım listesine aldıklarını açıkladı.

Buna karşın Amerika’nın Rusya’ya dayattığı yaptırımlar beyaz sarayın iddia ettiği kadar etkili olamıyor. Rus uzman Yuri Konfer bu konuda yaptığı değerlendirmede, Amerika’nın Rusya’ya dayattığı yaptırımların büyük bir bölümü simgesel yaptırımlar olduğunu ve bir tek Rus bankaların dünya bankası ile teamüllerine dayatılan yaptırımlar önemli sayıldığını ifade etti.

Her halükarda Amerika’nın Rusya’ya dayattığı yaptırımların şimdiye kadar bu ülkenin mali ve ekonomik sistemlerini pek etkilemediği ve bu yüzden bu yaptırımların etkili olduğu meselesi tamamen sorgulanmaya başladığı anlaşılıyor.