Sudan’da darbe, siyasi krizin yayılması

Sudan ordusunun cumhurbaşkanı ömer el-Beşir’e karşı darbe yaparak yönetimi ülkede ele alması ile birlikte ülkedeki siyasi kriz yeni bir aşamaya girmiş oldu.

Sudan ordusu beklenmedik bir darbe ile kontrolü ele almaya çalıştı ve savunma bakanı general Avad bin Avf askeri geçiş konseyi başkanı olarak yemin etmesi ile Hartum hükümeti resmen askerlerin kontrolüne geçti.
Fakat Sudan'da askeri müdahalenin ardından Devlet Başkanı Ömer El Beşir  tutuklanmıştı. Sudan Savunma Bakanı ve Askeri Geçiş Konseyi Başkanı Avad bin Avf, görevinden ayrıldığını açıkladı.
Avad bin Avf'in İstifasının ardından, Orgeneral Abdulfettah el-Burhan Sudan Askeri Geçiş Konseyi Başkanı oldu. Yardımcılığına Orgeneral Kemal Abdulmaruf getirildi.
Sudan’da askeri darbe halkın ülkedeki yoğun ekonomik sorunlarla Ömer el-Beşir siyasetlerine karşı başlayan gösterileri ile başladı ve partiler ve siyasi grupların medeni ve sosyal özgürlükler, demokrasinin kurumsallaştırılması gibi siyasi hedeflere ulaşmak için gösterilere katılması ile yoğunlaştı. Sudanlı göstericiler aylardan beri Ömer el-Beşir’in görevden çekilmesini, geçiş hükümetin kurulması ve seçimlerin güvenli ve demokratik bir ortamda yapılmasını istiyorlar.
Son aylarda Ömer el-Beşir güvenlik önlemlerin alınması ve reformlar yapılmasına dair vaatlerde bulunmasına rağmen uyguladığı baskı ve oluşturduğu korku ortamı ile ülkede itiraz ve gösteri seslerini susturamadı ve gösterilerin yayılması ile kendi bu konuda başarısız kaldı. Şimdi ülkede askerler darbe ile iktidari ele almaları ve ülkede durumun iyileştirilmesi yönünde vaatlerde bulunmaları ve iktidarın demokratik yollardan intikalline dair vaatlerine rağmen yine ülke sakinleşmiyor ve halk protestolarına devam ediyor. 
Sudan'da "Özgürlük ve Değişim Bildirgesi"ne bağlı muhalefet grupları, yönetimin derhal sivil bir hükümete devredilmesi talebinde ısrar ediyor.
Özgürlük ve Değişim Bildirgesi güçleri olarak bilinen Sudan'da muhalefetin çatı birliği yayımladığı bildiride, başkent Hartum'daki Genelkurmay Başkanlığı önünde ve diğer vilayetlerde "Yönetimin geçici sivil hükümete tamamen devredilene dek gösteri ve grevlere devam edileceğini" duyurdu.
Sudan’daki siyasi gruplar ordu darbesinin demokrasi süreci ve iktidarın demokratik yollarla devredilmesine aykırı buluyor ve askeri konsey bildirilerine rağmen hedeflerin gerçekleşmesi ve sosyal geçiş hükümetinin kurulmasına kadar gösterilerine devam edeceklerini belirttiler. Bir çok siyasi grup ve parti ordu darbesinin ülkede iktidarın sadece el değiştirdiği ve halkın sorunlarının çözümü ve siyasi süreçte etkili olamayacağını belirtiyor. 
Nitekim Sudan’da Ömer el-Beşir'in görevden alınması, sonrasında yemin ederek Askeri Geçiş Konseyi Başkanı olarak göreve gelen Avad bin Avf'ın bir günü tamamlamadan görevden ayrılması ve yerine Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın geçmesi Sudan'daki muhalefeti sakinleştirmeye yetmedi.
Özgürlük ve Değişim Bildirgesi güçleri olarak bilinen Sudan'da muhalefetin çatı birliği yayımladığı bildiride, Avad bin Avf'ın istifasının "yüce devrimin baskısı altında" gerçekleştiği, tüm eski rejim düşene kadar harekete devam edileceği vurgulandı.
Silahlı Kuvvetlere hitaben "değişen yüzlerin kesinlikle kabul edilmeyeceği" ifade edilerek, ordudan yönetimin derhal "Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri" Konseyi aracılığıyla sivil geçiş hükümetine devredilmesinin garanti altına alınması istendi.
Bildiride, keyfi kararların derhal iptal edilmesi, eski rejimin tüm yönetici kadrolarının adil bir şekilde mahkemeye çıkarılana dek tutulması talebi de yer aldı.
Bin Avf'ın istifasının hemen akabinde yayımlanan ortak bildiride, ülkede protestoların hareket gücünü oluşturan Sudan Meslek Odaları (SPA), Nida Sudan İttifakı, Ulusal Birlik Güçleri, Muhalif Toplanma Koalisyonu gibi muhalefet güçlerinin adları yer aldı.
Her halükârda önümüzdeki günler Sudan’ın siyasi geleceğinde belirleyici gelişmelerin yaşanacağı günler olacaktır. Acaba Sudan halk tarafından ve oyları ile seçilen bir hükümetin kurulmasında başarılı mı olacak yoksa yine iktidar ordu eline geçerek ülkede demokrasi boşluğu yaşanırken ülke yabancı güçlerin siyasi ve ekonomi  sömürgeciliklerinin alanı mı olacaktır?/